Ben Zümrüt Esmer Dağlar...
Kendisi hayat bulurken, annesinin hayatına son veren Zümrüt Esmer Dağlar.Babam tarafından terk edildim.Bence sorumluluk almak istemediği için,sadece bir bahane.Üzülüyordum, hemde çok.Ama bir yerden sonra takmamayı öğretiyor hayat.
Ama şükür etmesini de biliyorum.Dedem, babaannem, amcam, yengem ve iki kuzenimle beraber büyük, çok büyük yalımızda yaşıyorum.Yaşıyordum.Hayatımdan kayıplar verene dek.
Amcam,Kerem Dağlar, uzun boylu, esmer, orta yaşına rağmen hala yakışıklı ve karizmatik bir adam.Dedemin kurduğu tekstil fabrikasının sadece kumaş üretmesini eksik bulup, bir de şirket kurarak daha çok kar elde ediyorlar.Daha çok kişiye iş imkanı sağlıyorlar.Elbise, abiye ve bir çok genç kızın rüyalarını, hayallerini süsleyen gelinlikler üretiyorlar.Tasarımcıları, terzileri ve daha benim anlamadığım bir çok alanda çalışanları var.
Tasarım dedim de, Burak bu alanda okudu.Kendi çizdiği her tasarımı, yine kendisi keser biçer ölçer ve diker.Provalarını kendisi yapar.Bu özelliği yüzünden sosyete ve sanat camiasından sayısız müşterileri var.Burak, benden altı yaş büyük. Babasının genlerinin süper yakışıklı temsilcisi.Uzun boylu, esmer, hayranları çoookk... Tanınmışlığı, yakışıklılığı, kendinden emin oluşu ve özgüveni sayesinde tüm kızlar üzerine atlayacak gibi her an.Kötü haber kendisi sadece sarışınlardan hoşlanır...Bana KEÇİ KAFALI der.Bununda hikayesi var, anlatırım bir gün.
Yengem, Züleyha Dağlar.Orta boylu, balık etli. Bakımına ve güzelliğine önem veren biri.Üyesi kurucusu ve yöneticisi olduğu bir derneği var.Kimsesiz çocuklara yalnız olmadıklarını, onları seven ve ilgilenen birilerinin olduğunu anlatan, ara sıra yapılan yardım aktiviteleri düzenliyor. Her yıl büyük bağışların yapıldığı, bir çok kişinin gövde gösterisi yaptığı balolar tertip ediyor.Bazı insanlar, birbiriyle rekabet halindeymiş gibi açık bağışlarını sunuyorlar bu durum sinir bozucu olsa da aamaaaan sonunda çocukları sevindiriyorlar.Hatice değil netice hesabı sonuca odaklanıyor benim gibi birçok kimse de.
Dedem,Halil Emin Dağlar.Kır saçları vardı. Heybetli yapısına yüzündeki çizgilerine kadar severdim dedemi...Bana bakarken içinin eridiğini hissederdim.Hastaydı ama tedavi olmak istemiyordu.Bu yüzden çok kızardım kendisine . Ölerek beni biraz daha yalnızlığa bırakacağı günü beklerdim korkarak.İki oğlunu da kendisinin istediği kızlarla evlendirmiş.Amcam ve yengem birbirini kabullenip sevip saymışlar.Ama babam, annemi istememiş mirastan red edilme varmış işin ucunda.Umursamaz adam,kendi anne ve babasının cenazesine gelmedi yani, ben de neyi bekliyorsam o da ayrı bir ironi.
Ve Buğra bir sakin yapısı vardı.Bu dünya üzerindeki, tüm ben yakışıklıyım diye geçinen erkeklerin elinde bayrak sallayanıydı Buğra.Sinirlenip dalgalandığımda, öfkemi alamadığımda sığındığım limandı Buğra.Abisinden biraz daha uzundu.Ten rengi biraz daha açık.Ezbere bildiğimdi Buğra...
Ben babaannemin adını taşıyorum, Zümrüt. Annem koymuş adımı ben doğmadan. Kendi annemde yaşayamadıklarımı sizde yaşadım Zümrüt anne demiş. Sizin gibi düzgün karakterli güçlü ve değerli olsun, Zümrüt olsun demiş.Ben Gümüş'üm ama kızım Zümrüt olsun. Çocukluktan hayalimdi, yanında Esmer'de olsun demiş. Bana ailemdeki herkes Esmer derken Burak Zümrüt diyor.Aklım ermeye başladığı zaman yadırgadığımı ve neden Esmer demediğini sordum.Bana dediği şey
-Ne fark eder ki ikisi de sensin işte.Dedi ve devam etti.
-Keçi Kafalı dediğime takılmıyorsun da seni düşündüren bu mu ? dedi. Sonuçta ikisi de bendim.
Haklıydı yani diyecek bir şeyim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koyu Kahvemm #wattys2015
Teen Fiction-Biliyor musun? İyi ki, gitmişsin, beni bırakma diye yalvardığımda, iyi ki gitmişsin..... Ne dediğimi idrak etmek istercesine, ışıklı kahve gözlerini, mezarlığı andıran gözlerime sabitledi, -Çünkü ben, sana yaşadıklarını, altına yatarak unutturamazd...