(Multimedya:Ashton)
Islak bir öpücükle uyandım.Her türlü Luke'un uyandırış şekline tercih ederdim doğrusu.
Zorlada olsa gözlerimi açtım.İşte görmek istediğim bir çift sevgi dolu göz karşımda duruyordu.
"Günaydın meleğim"
Rüya mıydı bu?Şimdi uyanıp karşımda şu penguen bozuntusu Luke'u görmeyecektim dimi?Yok yaa!Bu rüya olamayacak kadar masum ve güzeldi.Hem dün partide içmemiştimde.
Gerçi rüyaysada sevinmeliydim çünkü Orta ikiden sonra gördüğüm ilk rüya olurdu."Daldın bebeğim.Ne düşünüyorsun?"
Elini yanağıma koydu.Tamam rüya değildi.
"Bunun rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu idrak etmeye çalışıyordum da."Gözleri gözlerimle buluştu
"Gerçek olduğundan eminim ama rüyaysa senin en güzel rüyan olacağını temenni ederim."
dedi.Kalbimin gümbürtüsü yan dairede bile duyuluyordur.Ama yan dairedeki şahıs evinde değildi çünkü Lukeycik July'ın yanındaydı.
Yatağın içinde dalmış,mal mal Calum'u izliyordum ama şanslıydım çünkü onunda durumu benden farksızdı,beni izliyordu.Dudakları beni kendine çekiyordu.Dudaklarımı ona yaklaştırıyordumki...
"Hadi aşkım kalkalım ben çok acıktım."
dedi ve benim donmuş surat ifademi görünce kahkaha attı.
Yuh yaa!Bunların hepsi aynıydı.Acıkınca romantizm buharlaşıp havaya karışıyordu ve normalden ayırt edilemez bir hal alıyordu.Derin bir iç çektim.Ağlanacak halime güleyimmi,Gülünecek halime hüngür hüngür ağlayımmı bilemedim.Odun Calum diye geçirdim içimden.Ama olsun.Odun ama benim odunum.
"Calum Thomas Hood odunlukta sınır tanımıyoruz?¿"
"Açken beni görmek istemezsin bebeğim.Ondan şu an romantizmi tok olduğumuz zaman yaşamamız daha sağlıklı.Şimdilik daha iyi...Yani...Senin için daha sağlıklı el değmemiş prensesim."
Bu dediklerini fesatçadan konuşma dilimize çevirdim ve şu cümleyle karşılaştım
"Açken Açlıkla seni öpüp açlığımı çok farklı yollardan giderebilirim ve bunun için daha çok erken bakire sultan"Oha bee!Ne demekti be bu!Demek bu normaldi,bütün erkekler aynıydı.
Cümleyi geç idrak ettiğim için"Yuh Calum!"dedim ve mutfağa ilerledim.Arkamdan beni takip etti ve bana sarıldı.
"Favori kahvaltımı hazırlamamı ister misin Hood?"
Aslında bu favorim olduğundan değil üşengeç olduğumdan hazırladığım bir kahvaltıydı.Ama Luke'un favorisiydi.Tabi hem hazır,hem lezzetli,hem beleş...Ben olsam benimde favorim olurdu.
Sahiden Acaba napmıştı bizim penguen bozuntusu!
"Aşkım ben kahvaltıyı hazırlarken Luke'u arasana!Yalnız hoparlörü..."derken telefonum çalmaya başladı.
"Arayan kim?"diye sordum.Calum salona gitti"Ekranda 'Penguen Bozuntusu' yazıyor!Ben açtım!"
Calum"Alo?......Ya yok bişi yapmadım!Hem sana ne o benim....Evet evet olduk....Onu üzeceğime mezarımı kazarım daha iyi...."elinden telefonumu kaptım.
Ben
Alo Lukey naber
Luke
İyi!Seni üzmedi demi?Doğruyu söyle kız!
Ben
Yok yaa ne alaka
(Arkadan July bağırır)
July
Aşkıııım!Kahvaltı hazır!Los Angelesın yarısıyla telefonda görüştün yaa!
Ben
Ooo!Lukey dün noldu?
(Cevap yok)
Lukee
(aptal sarışın)
LUKE
(başımın belası penguen bozuntusu insan Bi cevap verir)
Oğlum cevap versene!CEVAP VER DEDİM SANA LUKE!
Luke
Sesin gelmiyor Melanie!Melanieee!Duyamıyorum seni çeken Bi yere gidince arıyım.
-Dııt dııt dııt-Yuh yaa!Şarkı söylediği kadar kötü numara yapıyordu iflah olmaz penguen."Telefonu kapattı yaa!Gıcık!"
dedim ve mutfağa geri gittim.
Calum arkamdan mutfağa gelmiş şaşkınca bana bakıyordu.
"Kediciğin içinden aslan çıkabiliyomuşş."
Galiba ben bu çocuğu korkutmuştum.Korku iyidir canım korksun biraz benden.Gerçi kas yığını değildim onun aksine.
"Daha bu kedi yada aslanın bilinen,görünen yüzü.Korksan iyi edersin Hood!"
dedim ve göz kırptım.
"Uuu sert kız!BAD GIRL!Hoşuma gitti!"
dedi göz kırptı ,öpücük attı ve salona gitti.
Şapşal şey.
Aptal ruh halimden çıktıktan sonra favori kahvaltımı hazırlamaya başladım.
Haa bu arada favori kahvaltımdan bahsetmedim.Favori kahvaltım çikolatalı kruvasan.Önceden bir tepsi hazırlıyordum,sonra yiyeceğim kadarını ayırıp gerisini buzluğa atıyordum.Ama buzluktakilerin hepsini Luke bitirdiği için yeniden yaptım.Bu sefer çikolatalının yanında kayısı,çilek ve vişne marmelatlısını da yaptım ve fırına verdim.Onları fırına verdikten sonra salona geçtim.Çayı son dakika hazırlayacaktım.Salon boştu ve telefonumda yoktu.Luke'un odasından sesler geliyordu.
"...O seni sevdiğinden mi öptü sanıyorsun...O kız bu tarz ihtiyaç ve açlık duymayacak kadar masum,saf ve bilgisiz...Melanie'yi yatağa attığın sürtüklerle kıyaslama sakın!...Evet doğru 1,5 sene öncesini unutmadım.Peki sen 6 sene öncesini hatırlıyor musun?13 yaşındayken ve sevgilin varken utanmadın mı dilini sürtüğun tekinin boğazına sokmaya,Melanie'yi üzmekten korkmadın demi?Bu şerefsizliklerine rağmen bide gelmiş bana seninkinden kat be kat daha temiz geçmişimi yüzüme vuruyorsun!Neyse!Sana laf anlatarak yorulmayacağım ama eğer bir daha seni Melaniemin yanında görürsem,Senin onu aradığını öğrenirsem Sana bu dünyayı dar ederim bunu bil şerefsiz!"Bu...Calum'un sesiydi ve tahminimce Tylerla konuşuyordu.
Odanın içine girdim.Luke'un yatağına oturmuş,kucağına da penguen Luke'u almış ona sarılıyordu.Sinirli olduğu her halinden belliydi.Luke'un plastik oyuncaklarını,-muhtemelen doğru düşündünüz:küvette oynanan ses çıkaran ördek,penguen ve tavşan serisi-ve masanın üstündeki bazı kitaplarını yere fırlatmıştı.Odaya girdim ve yüzünü bana çevirip şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.Sinirden gözlerim dolmuştu.
"Her şeyi duydunmu?"diye sordu.
"Evet"
dedim ve yanına oturup ona sarıldım.
"Özür dilerim"dedim.
"Özür dilemesi gereken sen değilsin ki."
dedi ve kafasını saçlarıma gömdü.Daha sonra beni kendine çekti,sarıldık.Çok mu duygusal olmuştum ben yaa!Bu duygusallığın namı diğer romantizmin bitmesi gerektiğini yoksa bunu odun Calum'un bitireceğini düşündüm ve bu duygusal anı kendi ellerimle öldürdüm.
"Hadi aşkım çayları hazırlıyorum mutfağa gel.Haa bu arada bu masum kızın masumluğundan rahatsızsan vahşileştirmek senin görevin.Ama sonra zor ehlileştirirsin söyliyim.Gerçi bana kalırsa vahşileştirmene gerek yok.Bu halim bile yeter sana."
Suratı donmuştu.Bence bunu o da beklemiyordu.Kahkaha attım.
Ayağa kalktım.Ve sonra eli bileğimi kavradı
"Sen masumken bile harikasın ki...Senin masum halin beni benden alıyor.Ondan bu halin bile bana yeter ama vahşileşmek istersen...O da senin bileceğin iş...Sana kalmış bebeğim..Eminim vahşi halinde başımı döndürür."
dedi.Bileğimi çekmeye çalıştım ve o da benimle kalktı.
Birlikte mutfağa gittik.Çayları da hazırladıktan sonra kahvaltı etmeye başladık.Calum kıtlıktan çıkmış gibi yumulmuştu kruvasanlara.Ben tabağıma aldığım üçüncü kruvasanı yiyemezken Calum'un kaçıncıyı yediğini sayamamıştım ama beş tane yemiştir diye düşündüm.Tabağımdakini zorla yarıladım.
"Aşkım sen yemeyeceksen..."
dediği an elime aldığım kruvasanı onun kocaman açtığı ağzına "uçak geliyooooooooor"diye soktum.Kafamı tabağıma gömdüğümde elini burnumun ucuna sürdü.Burnumun ucunda bişi olduğunu hissettim.Elimi burnuma götürdüm ve yüzümü anında Calum'a çevirip ona 7 numaralı"Umarım mezarını kazmışsındır seni lanet!"bakışını cümledeki "lanet"kelimesini çıkararak attım..Burnumun ucuna tapılası güzellikte olan nutellayı sürmüştü.Marmelat sürseydi daha az tepki verirdim ama bu nutellaydı ve hak ettiği yer burun değil tadını sonuna kadar alması gereken dildi.
"Niye yaptın şimdi bunu Calum?O nutella bunu hak edecek ne yaptı?Onun suçu neydi Caluuuuum!O masum ve harika bir nutellaydı ve hak ettiği yer tadını alacak dildi!Yazık nutellaya!Çok yazık!Ne kadar harika,eşsiz di o nutella!Onu saygıyla anmak için ona ad bile verebilirim!"
Galiba amacıma ulaşmış ve Calum'a istediğim zaman ne kadar çok dırdır yapabildiğimi göstermiştim.Şaşırmış derecede bana bakıyordu.E haklıydı.Çocuk sevgilisinin taramalı tüfek gibi olduğunu nereden bilebilirdi ki.
Kahvaltının geri kalanı sessiz geçti.Sonra beraber giyinip çıktık.Ben odamda giyindim oda tepki gösterse de Luke'un odasında giyindi.
Hala yıkamadığım kurallar vardı.Onun yanında soyunup giyinmek gibi.Bide bir saat önce 'Bu halim sana yeter' falan diyordum ki o zaman üstümde uzun kollu baykuşlu pijamam vardı.Ve ben biliyordum ki gün gelecek o beni soyacaktı e bende onu soyacaktım.O gün nasıl olacağımı Tanrı bilir.
Çocuklarla kafeteryada buluştuk.Ashton,Luke ve July oturuyor,Michael ise saklanıyordu.İşin gülünç yanı saklanacak yer bulamadığı için oturmuş kucağına da masanın yanındaki çöp kovasını almıştı.Michael'ın yanına oturdum,Calum da yanıma kuruldu.
"Mikey noldu?"
diye sordum.
"sussana yaa!bak şimdi kız fark edecek?"
"Bu sefer kim?Adını hatırlıyonmu bari?"
Dedi Calum.
"Her iddasına varım adını sormamışsındır!"
dedi Luke.
"Kızı kaç numaralı cümleyle ayarttın?3 numaralı'Ayakkabın çok güzelmiş!Hadi bu gece beraber olalım'.cümlesiylemi ayarttın?"
Bunu söyleyen Ash ti.Kendimi tutamamış kahkahayı basmıştım.
"yok yaa 3 numaralıyı demedim.çünkü sürtük ayakkabımın içine kustu.Ama kız çok güzeldi.'bana yeni ayakkabı borçlusun.'dedim o da 'alırsam benim olur musun?'dedi ve göz kırptı.'ayakkabıya göre karar veririm bebeğim'dedim ve dudaklarına yapıştım.sonrası..."
Derken
"Mikey gerisi sana kalabilir.Çünkü ben gerisini senden değil benden öğrensin istiyorum"dedi ve beni işaret etti.
"yoksa...İNANMIYORUM!"
dedi Michael ve çöp kutusunu Bi anda elinden düşürdü ama bozuntuya vermedi.
"Bir dakika yaa!Siz yoksa..."
Ashton devam edememişti çünkü bu sefer ben sözünü kestim
"Evet biz sevgili olduk!"
Mikey devam etti.
"SEN YOKSA DAHA ÖNCE HİÇ...SEN ŞİMDİ BAKİRESİN ÖYLEMİ!(göz kırptı)Bebeğim istersen sana bu zevki incelikleriyle tattırabilirim.En azından maça hazır çıkarsın."
Calum öksürür gibi yaptı ve
"Michael sen bizim bunak Jo ile fazla mı durdun!Yada dün gece müzik seni sağır mı etti?Az önce duymadın mı kız sahipli."
"Şimdi malmı oldum?"dedim ve alt dudağımı sarkıttım.
"Sen benim,arkadaşıma mal mı dedin?"
July dilini dün gece Luke'a kaptırdı sanmıştım böyle demesi iyi oldu.
"Mel dövmemi ister misin bitanem?"
Ve Penguen Luke!
"Abim,kız kardeşim...Canlarım yaa."
"Öyle demek istemediğimi biliyorsun meleğim."
Thomas bir öpücüğü hak etmişti.Yanağına bir tane öpücük kondurudum.Ama bu sırada Luke ve July yiyişmekle meşguldü.
"Yeter artık şu yalap şalap ilişkiye bir son verir misiniz?!Midem bulandı yaa!Mikey sen devam et bari seni dinlerken birbirlerine ara veriyorlar."
Ashton en sonunda patlamıştı ve haklıydı.
"Neyse ben kızdan ayakkabıları almayı unuttum tabi.Sonra biz kızla yaşanması gerekeni yaşadıktan sonra sabah ben bunu odada bırakıp kaçtım buda şimdi okulun içinde fellik fellik beni arıyordu."Bizimkiler muhabbete devam ederken tuvalete girmem gerektiğini fark ettim ve bunu söyleyerek oradan ayrıldım.
Ellerimi yıkadıktan sonra çıktım ve koridorda ilerlemeye başladım.Bir anda bir el bileğimi kavradı ve beni lavabo ile spor salonu arasında kalmış soyunma odasına soktu.Gözlerim buz gibi mavi gözlerle kesişti ve o an lanet okudum...
En son "Calum" diye bağırdım ve kafama sert bir darbe aldım.Yere düşmüştüm ve elime bir sıvı damladı...Arkadaşlar çok üzgünüm,geç kaldım.Telefonumdan,cepten internetimden yazıyorum ve internetimi bitirdim...(ÇİLEKEŞ YAZAR)(yazar bin okuyucusu olmuş gibi havalara girdi arkadaşlar)Bu bölüm biraz geçiş gibisinden oldu...Ama merak etmeyin bu canım cicim aylarıda bitecek...
Okuyan herkese çok teşekkür ederim:)