ESARET (GAY)

Manipülasyon

Selamsular yorum oy atmayı unutmayın smut var

Cengiz gözlerini önce bana sonra Emire dikti, yüzündeki o belli belirsiz ifade içindeki fırtınayı ele veriyordu. Gözlerinin içinde yanan o kıskançlık hoşuna gittiğini belli etmemeye çalışan bir ateş gibiydi adeta. Ama ne yapacağını kestiremiyordum bizi izlerken keyif aldığını mı, yoksa patlamak üzere olduğunu mu anlamak imkansızdı.

"Yeter" diye tekrarladı, bu sefer sesi daha sertti.

Emir hafif bir gülümsemeyle geri çekildi. Elini cebine sokup başını yana eğdi, dudaklarının kenarında hala o alaycı ifade vardı. "Sadece biraz eğleniyorduk, Cengiz."

"Eğlence bitti artık otursanız iyi olur." demesinin ardından çalan telefonuyla birlikte, bir hışımla yanımızdan ayrıldı.

Ben Cengizin arkasından bakarken Emir kolumdan çekiştirdi ve bar kısmına oturduk. Emir ismini daha önce hiç duymadığım kokteyller söylerken etrafımı izliyordum.

Birkaç dakika sonra yorgun bedenimle dans eden insanları izlemeye dalmıştım. Ağızıma dayanan pipetle girdiğim transtan çıktım. Başıma geleceklerden habersiz, dudaklarımdan geçen tatlı, hafif ekşi aromayı hissederek pipetten birkaç yudum aldım. Emir yanımda sessizce içkisini karıştırıyor, göz ucuyla beni izliyordu. Bakışlarında bir şeyler değişmişti sanki...

"Beğendin mi?" diye sordu, sesinde belli belirsiz bir merak vardı.

"Bilmiyorum." dedim bardağı masaya bırakıp tadı anlamaya çalışırken. Dilimin ucunda garip bir his vardı ama muhtemelen yorgunluğumun etkisiydi.

Emir, bardağı elimden alıp masaya bıraktı. "Pek içki içen biri gibi değilsin, ağır mı geldi?"

"Hayır her şey yolunda işine bak." Hareketleri beni büyük bir şüpheye sokmuştu.

Göz kapaklarımın ağırlaşmaya başladığını fark ediyordum. Aniden vücudum deli gibi sıcaklamıştı. Kıyafetlerimi üzerimden parçalarcasına çıkarmak istedim. Ellerimle suratımı sıvazlayarak gömleğimin düğmelerini biraz açtım. "Sanırım temiz hava almalıyım."

Emir, bileğimi hafifçe kavrayarak beni durdurdu. "Acelen ne?" Dedi yumuşak bir sesle. "Daha yeni başlıyoruz."

Midemde bir düğüm oluştu, içimde beliren huzursuzluk hissi artık göz ardı edilemeyecek kadar büyüktü. Hareket etmeye çalıştıkça vücudum deli gibi terliyordu. Kalçamda ve penisimde hissettiğim kasılmalar yürümemi iyice zorlaştırır hale gelmişti.

"Emir." dedim sesim bile tam olarak çıkmıyordu.

Cengizin az önce sinirle yanımızdan ayrılan silüeti gözlerimin önünden geçti. Şu an burda olsaydı belki de her şey çok farklı olabilirdi. Ama artık çok geçti...

Emir düşmemi engellemek adına arkama geçti ve bedenimi kendi bedenine yasladı. "Sakin ol birazdan geçer." Dedi yavaşça. Sesindeki heyecan ve panik hareketleri başımı daha da döndürüyordu.

Çevremdeki sesler boğuklaştı, kalabalığın içinde kayboluyordum. Herkes dans ediyor, içki içiyor eğleniyordu. Ama ben... Ben boğuluyordum.

"Beni yanlış anlıyorsun. Seni rahatlatmama izin ver."

O an içimdeki hayatta kalma içgüdüsü devreye girdi. Ani bir hareketle elinden kurtulup sendeneyerek ileriye doğru adımladım. İnsanların arasına karıştım. Vücudundaki sıcaklık artarken kalabalığın içinde onu gördüm...