- Asi'den. -
Kendimi üçüncü ağızdan yani üçüncü bir şahsın anlatımından anlatmaya karar verdim bakalım ne oluyor? Merak etme sadece bu günümü böyle yazacağım öbür günlerim birinci ağızdan yani kendi anlatımımdan anlatacağım. Belki... Belki ara da bir tekrar dan üçüncü ağızdan yazarım ha? Ne dersin? Tamam tamam sustum.
Ihım ıhım. Öhö öhö. Nasıl yazacağımı bilemedim doğrusu. Pekala ilk baştan başlayalım o zaman ha? Ne dersin? Huhh. Tamam o zaman en son yazdığım yeri okuyayım yani dün akşamı ondan sonra devam edeceğim. Çok iyisin günlük. Şey yani Öykü benim Öyküm. Hayatım da ilk defa günlük tutacağım da. Aslında günlük falan tutmayacağım sen bir günlük değilsin ki. Bu boş sayfaların benimle dolacak yani sen bensin ben de senim. Sen benim Öykü'm sün... İsmin nasıl beğendin mi? Bence güzel. Öykü...
Tamam pekala hayatımın en heyecanlı gecesini ve günlerini arkadaşlarımızla paylaşalım Öykü. Ha? Ne dersin? Pekala izin veriyor musun bu boş sayfalarına dolduracakları mı, doldurdukları mı bu harika arkadaşlara göstermeye. Anlatmaya. Onların da okumalarına izin veriyor musun? Pekala süpersin. O zaman başlayalım ha? Ne dersin? O zaman hadi ilk yazdıklarımı okumaya.
**
Geceler hüznün simgesidir... Böyle derdi dedem. Sence de hüznün simgesi mi geceler? Bence öyle. Yani geceler hüznün simgesi. Gündüz olanları içimiz de tutup gecenin sönük ışıklı karanlığın da ağlamaz mıyız? Geceleri hüzünlenmez miyiz? Kim bilir kaç kere yıldızlara, aya, geceliğin semaya bakıp hüzünlenmiş, için de kileri dışa vurmuştur insan oğlu. Kaç kere dalıp gitmiştir gecenin o sonsuz karanlığına? Gecenin ölümcül sessizliğin de kaç kere beynini işgal etmiştir kelimeler, anılar? Düşünceler...
Şuan ben de hüzünlüyüm aslında. Keza aslında hem hüzünlü hem sevinçliyim aklıma doluşan düşünceler den dolayı. Yurdun koca yatakhane sin de hatta ve hatta koca yurtta tek duyabildiğim sesler akrep ve yelkovanın hareket ederken ki çıkardığı ses ve nefes alıp veriş sesleri idi. Geceyi, gecenin sessizliğini huzurunu hep sevmişimdir. Geceler hüznün olduğu kadar huzurun da simgesi aslında. Yani bence öyle.
Şimdi siz ne yurdu diyeceksiniz. Şöyle ki bu sene lise de ki son senem di malum sınavlar var benim de karşıma ders desteği olan bir yer çıkmış dı ben de bu fırsatı kaçırmayayım dedim oraya kayıt oldum. Değişik bir yer di ama güzel di bence. Neyse sonra detaylıca anlatırım ben bu değişik yeri. Şuan o ' değişik yerin ' yatakhanesin de idim ve yatıyordum. Gece yarısı olmasına ramen uyuyamamıştım. Heyecanlıydım... Yarın eve dönecektim. Ve bu demek oluyor ki arkadaşlarımla görüşebilecektim. Geniş bir çevrem var dı ama az arkadaşım var dı kuzenlerim dışın da ki tek arkadaşlarım sanal dan tanıdığım ve kısa süre de en yakınlarım olan 6 kişiy di. Hepsi birbirin den tatlı ve güzel insanlar dı mecazi olarakta görünüş olarakta...
Beynime bir den acı, tatlı anılarımız hatıralarımız üşüştü. Hayatımın en güzel günleriy di diyebilirim. Ve sonun da kendimi uykunun huzurlu kollarına ve acı, tatlı hatıralarımın tekrar dan hayat bulduğu rüyaya teslim ettim.
**
Huhh. Ne sıkıcı yazmışım be ben de Öykü ve tabi ki de " Beynime bir den acı, tatlı anılarımız hatıralarımız üşüştü. Hayatımın en güzel günleriy di diyebilirim. Ve sonun da kendimi uykunun huzurlu kollarına ve acı, tatlı hatıralarımın tekrar dan hayat bulduğu rüyaya teslim ettim. " yerini sabahliğin yazdım.
Pekala hadi bügünümü de üçüncü ağızdan okuyalım bakalım nasıl olmuş? Ve kusuruma bakma Öykü ne yapayım ilk defa birinci ağızdan yazışım o yüzden Öykümün başlangıcını üçüncü ağız dan yazmak istedim. Merak etme bu yazışım dan sonrasını birinci ağızdan yazacağım. Aman be sende ne huysuzsun sayfaların uçuşup duruyor bir doğru düzgün dur yazamıyorum yazamassam nasıl okuyacaklar bu harikulade insanlar?!
**
Perdelerin arasın dan isyankar bir şekilde süzülen rahatsız edici sabah ışıklarıyla kalktı genç kız. Önce uzun süre döndü durdu uyumak için sonra dan pes edip uzun süre yattığı yerden etrafı izle di sonun da tamamen pes edip kalktığın da arkadaşları da uyanmış aynen onun gibi üşengeç üşengeç etrafa bakıyorlar dı.
Kalktı yerin den yatağını topla dı, kahvaltısını yaptı, eşyalarını topla dı. Ve sonun da evine yolculuk için çıktı yurt kapısın dan durağa doğru yürümeye başla dı. Otobüse bin di. Ve çok kötü yazıyordu genç kız üçüncü ağızı da. Ve aman be dedi birinci ağız dan yaz gitsin.
Evimin ilerisin de ki parkta ki bankta oturmuş etrafı seyrediyordum. Çocukların sesleri... Gürültüleri... Başımı sema ya çevirdim her zaman yaptığım gibi... Önce gözlerimi kapadım derin bir nefes alıp verdim bir kaç defa. Sonun da gözlerimi açtığım da karşım da harikulade grimsi bulutlar duruyordu. Sanki... Sanki bir animasyon gibiydiler o kadar güzeller di ki... Bulutları her zaman sevmişimdir. Gökyüzü her zaman huzurumdur. Gece, gündüz fark etmez... Yağmur ise her şeyim dir. İçim de kileri alıp götürür. Tüm sıkıntılarım dan arındırır... İçim de ki huzursuzluğu alır... Aslında sıkıntılarım gitmez de sıkıntılarımın oluşturduğu huzursuzluğu alıp götürür. Bana bulutlar mı? Yağmur mu? Diye sorsanız " Yağmurun sebebi bulutlar derdim. " Yağmur ne kadar güzel olursa olsun ne kadar huzurlu olursa olsun her zaman marifetin bulutta olduğuna inanmışımdır.
Yüzüme düşen yağmur damlaları ile gözleri mi açtım. Ne ara gözlerimi kapatmıştım ki ben? Ayağa kalktım ve bulutlar dan düşen yağmur damlacıkları altın da kendi etrafım da döndüm. Ve eşyaları mı da alıp eve doğru yavaş yavaş huzursuzluğum dan arına arına yürüdüm...
Eve vardığım da önce bir duş aldım. Ve duşun ardın dan yemeğimi de ailemle sohbet ede ede kahkaha ata ata hasret gidere gidere yedim. Sonun da dinlenmek için odama çekildiğim de yatağıma uzandım. Ve o yorgun halimle uykuya dalmışım üstelik salyam akmış Öykü düşünebiliyormusun? Ne kadar da komiğimdir o halde böyle ağzım yamuk yumuk duruyordur felan saçlar karışmış.
Kalktığım da ikin de civarların da idik. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra elime telefonumu aldım eve ilk geldiğim de açmıştım. Bir sürü gerekli, gereksiz mesaj var dı. Mesaj bildirimlerini silerken gözüme bir bildirim takıldı. Bildirim Messenger den 'Kardeşlik' adlı gruptan gelmişti. Kalbim hızlı hızlı atmaya başla dı kendi kendi me kıkırdadım ve heyecanlı bir şekil de mesajları açtım
Yağmur : Nerelerdesiniz?
Sahra : Koltuktayım.
Beren : Bursa bavulumun üstündeyim.
Ada : Bursa mı? Bursaya mı gelicen? Tatil için mi geliceksin? Yoksa sözümüz için mi?
Beren : Evet dört tarafı denizlerle kaplı kara parçası Bursaya okumak için, sözümüzü yerine getirmek için geliyorum.
Ada : Seni seviyorum Bursa da tek olmayacağım sonun da.
Ada: Peki Sahra, Yağmur, Asi, Hilal, Başak sizler nereyi kazandınız ?İki mesaj daha gel di. Gelen mesajlar Sahra ve Yağmur dan dı.
Sahra : Hazır mı sınız? Bende Bursaya geliyorum.
Yağmur : Kambersiz düğün olur mu hiç?! Beni de yazın Bursa yolcusu diye.Sahra ve Yağmur'un mesajını gördükten sonra ben de yazdım. İlk aklıma geleni yazdım. Evet patavatsız bir insandım her aklıma geleni söylerdim.
" Ahey Ahey Ahey. Ben de varım Bursa da. " Yazdım ve gönderdim. Benden sonra başka mesajlar da gelmeye devam etti.Hilal : Kızılsız Bursa'ya Bursa demem ben. Ben de varım.
Başak: Yaa saçmalama Bursa bensiz asla yapamazsın .s.s.sKonuşma bura da bitmişti şimdilik. Ve ben de şuan senin başın da oturmuş senin asi uçuşan sayfalarına yaşadıklarımı kötü bir şekil de de olsa yazıyorum Öykü. Çok mutluyum çok heyecanlıyım Öykü. Eee Arkadaşlar, Öykü nasıl dı başlangıcım? Biliyorum kötü yazdım ama dediğim gibi ilk defa böyle bir şey yapıyorum.
Kalemi elim den bıraktım Öyküyü sizin değişinizle Günlüğü ama benim için günlük olmayan Öyküyü de çekmecemi açıp içine koydum. Beni bekle Bursa. Bizi bekle...
Gecenin sakin sessizliği bana huzur verirken kendimi yatağıma attım. Beynimi kelimeler, düşünceler işgal ediyordu. Bizi bekle Bursa. Kardeşliği bekle...
---
Facebook Grubumuz:
Sanal Kardeşliği ✌ - Wattpad
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanal Kardeşliği ✌
Ficção AdolescenteBirbirlerinden bir yılı aşkın süredir haber almayan 7 sanal arkadaş.... Verilen bir Bursa sözü... Arkada bırakılan iyi-kötü 7 aile... - Hiç bilmedikleri bir şehirde 5 yıl önce bir sosyal paylaşım sitesinden tanışan 7 sanal dost ne tür zorluklar yaş...