10. Bölüm

890 78 20
                                    

Herkese merhaba ve iyi geceler :) Yazarcığınız size doğum gününde üşenmeden yeni bölüm yazdı ;) umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı unutmayalım lütfen düşünceleriniz benim için çok kıymetli❤

Keyifli okumalar..

Gecenin gölgesi üzerimize düşerken parıldayan yıldızların yansımaları süslemişti bizi. Önceden karanlıkta tek kalınca uyanılması mümkün olmayan bir kabusta dipsiz bir kuyuya düşerken bağıramayıp ağlıyormuş hissine kapılırdım. Geçti.. Mesela artık tek başıma yıldızları izleyebiliyorum ama yinede içimdeki korku kırıntısından kurtulamıyorum. Aslında benim için bir zamanlar tüm yıldızlar geceden daha karanlıktı, ta ki gece uyanana kadar.

Uzun zamandır ilk defa korkmadan huzurla kendimi uykuya bırakabilmenin verdiği huzurla Kerem'in karavanı saran kokusunu içime çektim. Böyle zamanlarda genelde yanımda Yağmur olurdu ama kendimi pek güvende hissedemezdim. Çok tuhaf ama Keremleyken içim fazla rahat ediyordu. Nedensizce güveniyordum ona.

Bazen onu boğmak isteyip bazense küçük bir çocuğu sever gibi yanaklarını sıkmak istemem bu sefer benim değil onun dengesizliğinden kaynaklanıyordu. Sanırım beni sinir etmekten zevk alıyor.. Ya da yapısı bu; öküz! Adından başka hiçbir şey bilmiyorum ona dair. Yaşını, nerede yaşadığını, okuyup okumadığını ya da bir sevgilisi olup olmadığını? Hoş beyimiz playboyluktan öteye gidip düzenli bir ilişki yaşamış mıdır bilemiyorum. Kadınlar onun için sadece anlık bir gereksinim. Yani bence öyle. O öküz ne anlar be aşktan, sevgiden? Belki de anlıyordur, bilemiyorum.. İç sesimle onun hakkındaki cevapsız kalan soruları cevaplamak isterken ona sormak yerine ikilemde kalıp yine yanıtsız bırakırken çoktan uyuya dalmıştım.

"Zeynep hadi uyan güzelim! Zeyneeep!"

Dürtükleyerek beni uyandırma çalışan ses sanki çok uzaktaymışcasına beynimde yankılanırken öküzlüğünü görmezden gelerek mırıltıyla konuştum.

"Ya Kerem 5 dk daha.."

"Ooo senin hatlar epey karışmış!"

Ne demek istediğini umursamazken yüzüme boşaltılan soğuk suyla boğulurken yerimden sıçrayarak kalktım.

"Ne yapıyorsun ya gerizeka- Ya- Yağmur?"

"Ya Yağmur, Zeynep Hanımcım!" karşımda keyifle gülerken onun aksine fazlasıyla şaşkındım.

"Bir dakika nasıl ya? Biz Keremle dün gece?"

"Siz Keremle dün gece ne?"

"Şey ya.. Şey işte.."

"Ne işte?"

" İşte ben benzin almak için petrole gittim o sırada motoruna çarptım o da peşimden gelip arabaya bindi, benzin bitti. Biz yolda kaldık. O öküz benimle petrole gelmeyince bende otostop çektim o da beni kıskandı galib-" ben hızlıca olanları anlatırken ağzı kulaklarında sırıtarak beni dinleyen Yağmur'a sinirle yatağın üzerindeki yastığı fırlattım.

"Ya arkadaşınla dalga geçmeye utanmıyorusun?"

"Yoksa utanılacak bir şey mi yaptınız Zeyno?" dedi beni daha da sinir ederek.

"Yağmur arkadaş felan demem o saçlarını tek tek itinayla yolar sonra küçük küçük doğrar sana yedirtirim!"

"Iykkk! Pisss!"

"Anlat çabuk ne arıyorum burada? Kerem nerde?"

"Gitti!"

"Anlamadım?"

"Dün gece Can'a bir telefon geldi Kerem'in amcasından. Kerem'e ulaşamıyormuş. Ee haliyle bizde sizi aramaya başladık. Sabaha karşı Can'ın uğraşlarıyla sizi bulduk. Kerem seni odaya kadar taşıdıktan sonra bu notu bıraktı."

Düş Kapanı [ASKIYA ALINDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin