5. Bölüm

945 79 22
                                    

Herkese merhaba :) Biraz alakasız saatte bölüm paylaşıyorum ama tamamlayınca sizi daha fazla bekletmeden paylaşmak istedim. Şimdiye kadar yazdığım en uzun bölüm bu oldu. Umarım beğenirsiniz. Fikirleriniz benim için çok çok önemli. Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmezseniz çok sevinirim ;)

Keyifli okumalar..

Varlığını algılamakta güçlük çekdiğimiz; gerçeklikle düş arasındaki belli belirsiz çizginin bilinç altımızdaki türlü oyunları hayatımıza farklı pencerelerden bakabildiğimiz, belkide gelecekten kesitler görebildiğimiz tek anlardı.

Gözüme vuran güneş gözlerimi açmam için beni zorlasada beynimdeki uğultu buna engel oluyordu. Ağrıdan çatlamak üzere olan başımı iki elimle sıktığımda yatakta doğrularak bazanın başlığına yaslandım.

"Ooo Zeynep Hanım sabah-ı şerifleriniz hayr olsun. Nihayet uyanabildiniz."

Yağmur'un alaylı ve azarlayarak söylediği cümleyle birlikte zar zor gözümü açabilmiştim.

"Başım çatlamak üzere Yağmur"

"Çatlar tabi. Ne vardı o kadar içip sızacak? Sana kaç defa dedim abartmaman gerektiği!"

"Bir dakika bir dakika ne sızması ya?"

"Ayy tabi sen hiçbir şey hatırlamıyorsun değil mi?"

Yağmur'un elini alnına koyup başını sallamasıyla utanç verici birşey yapmış olduğumu anlamıştım. Yatağın içine iyice gömülürken çarşafıda başıma kadar çektim.

"Naptım?"

"Ne yapmadım daha doğru bir soru canım."

Durumum o kadar vahimdi demek. Yatakta bağdaş kurup oturduğumda dün gece yaptıklarımı hatırlamak için kendimi zorlamaya başlamıştım. Gözlerimi kapattığımda aklıma gelen tek şey Kerem'in beni öptüğüydü. Daha fazla bir şeyler hatırlamak için kendimi zorluyordum ama dahası yoktu.

"Utanç verici birşey yaptım değil mi?"

"Ahahah tamam tamam sakin ol pek birşey yapmadın!"

"Ya Yağmur çok pisliksin ya!" derken yastığımla ona birkaç tane vurdum.

"Napayım hiçbir şey hatırlamıyor oluşundan faydalanmak istedim."

"Fırsatçı.. Neyse hadi anlat!"

"Ya biz işte Can ile takılıyorduk sonra tabi seni ortalarda göremeyince merak edip bir bakınayım dedim. Bir de ne göreyim barda sızıp kalmışsın."

Yağmur'un yaşananları anlatmasıyla olaylar gözümün önünde canlanmaya başlamıştı. Demek ki lavabodan çıktıktan sonra sarhoş olup sızmıştım. İç sesimin beni dürtüklemesiyle olduğum yerde sevinç nidaları atmaya başlamıştım.

Elim istemsizce dudaklarıma gittiğinde olayın şokunu tam olarak atlatmış olamasamda rahatlamıştım.

"İnanmıyorum rüyaymış. Ohh bee!"

"Hah işte bende bundan bahsedecektim kim bu Kerem?"

Duyduğum isimle yüzümdeki gülümse silinip gitmişti. Höhh noluyoruz ya?

"Kerem mi? Ne Keremi?"

"Dün gece adını sayıkladığın Kerem!"

Yuhh bi de adını mı sayıklamıştım? İnşallah başka birşey dememişimdir.

"Ne bileyim ya ne gördüğümü hatırlamıyorum bile!" beni fazla sıkıştırmaması için her ne kadar atarlanarak söylemiş olsamda öyle devam edememiştim

Düş Kapanı [ASKIYA ALINDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin