18. Bölüm

663 55 6
                                    

Herkese merhaba, hatta iyi geceler.. Biliyorum bölümü çok geciktirdim ama gerçekten yazmak için fırsatım olmadı. Anlayışınız ve sabrınız için çok teşekkür ederim❤ Umarım bölümü beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyor olacağım, keyifli okumalar..

Hani ikilemde kalıp ne yapacağını bilemediğinden beklemekle yetindiğin anlar vardır ya.. Hah işte birkaç gündür yaşadığım sadece bundan ibaretti. Hiçbir şey yapmadan, hiçbir şey düşünemeden beklemek..

Dışarıda yağan yağmuru izlerken yudumladığım kahvemle birlikte huzurun nirvasına ulaşmışken, çalan telefonum gerilmeme sebep olmuştu.

"Efendim Yağmur? Tamam bekle orada, geliyorum."

Deri ceketimi hızla üzerime geçirirken sehbanın üzerinde duran çantamı alıp hızla çıktım evden.

Yağmurlu havaya rağmen kolaylıkla taksi bulmuş olmam sevindirse de içimde anlamlandıramadığım bir sıkıntı tedirgin olmama sebep olmuştu.

Yağmur'un arabasını görünce taksinin ücretini ödeyip çok fazla ıslanmamak adına koşturarak yan koltuğuna bindim.

"N'apıyoruz şimdi?" diyerek soluklanarak yanına oturduğumda, o ise eliyle çaprazımızda duran eski bir binayı işaret ederek konuşmaya başladı.

"Adam ve karısı burada çalışıyor. Bir tür klinik. Ama araştırmalarıma göre tedavi şartları yeterli olamayacak kadar küçük bir yer. Daha çok maddi durumu olmayanların ya da kimsesizlerin getirildiği bir yer."

"Sevim Sayer'in böyle bir yerde işi ne ki?"

"Belli ki Kenan Sayer ondan kurtulmak istemiş Zeynep."

"İyi de neden?"

"Sevim Hanım'ı görmeden bunu öğrenemeyiz. Belki her şeyi anlatır, hadi gidelim."

Yağan yağmurun şiddeti daha da artarken ıslanan saçlarımı yüzümden geriye iterek adımlarımı sıklaştırdım. Kliniğin bahçesine girdiğimizde kollarını açmış yalın ayak yağmurda dans ederek kahkaha atan otuzlu yaşlarındaki kadın bir süre kendisini izlememe sebep olurken "Kim bilir ne yaşadı.." diye içimden geçirmeden edemedim.

"Zeynep hadi." diyerek beni çekiştiren Yağmur'a uyum sağlarken danışmaya doğru ilerledim.

"Sevim Sayer ile görüşmek istiyorum."

"Yakını mısınız?"

"Görebilecek miyim?"

"Bakın bildiğim kadarıyla Sevim Hanım'ın bir yakını yok. Şimdiye kadar kimse onu görmeye gelmedi."

"Kimsesiz değil. Be- ben kızıyım."

"Üzgünüm, bilmiyordum. Koridorun sonundaki ilk oda."

Yağmur'un koluna girerek dar ve karanlık koridorda ilerlerken kapının önüne geldiğimizde derin bir nefes aldım.

"Zeynep, emin misin?"

"Gerçekleri öğrenmek için tek şansımız bu." diyerek kapıyı açtığımda küçük adımlarla odaya girdik.

Camın kenarında eski bir koltukta oturup yağan yağmuru seyredip bir yandan da üşüdüğünden olsa gerek titreyen Sevim teyzemi izledim bir süre. Bu hâli gözlerimin dolmasına sebep olurken gözyaşlarımı serbest bırakmamak için güçlükle sıktım kendimi.

Yatağın üzerindeki battaniyeyi omuzlarına bırakırken dizlerimin üzerinde çökerek tam karşısına oturdum. Bakışları bir an bile olsa beni bulmazken titreyen ellerimle yüzünü kendime doğru çevirdim. İfadesiz gözleri, dolan ağlamaklı gözlerimle buluşurken gözyaşlarımı tutamaz olmuştum.

Düş Kapanı [ASKIYA ALINDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin