Bölüm 6-Sahil

119 40 4
                                    

*Medyadakiler Poyraz,Defne,Emre.

Hayatımda ilk defa kahvaltı için özenle hazırlanmıştım.Bu ilk ti tanımadığım insanlarla aynı masada kahvaltı yapacak olmam ilk di. Sabah güneş ışıklarının yüzüme çarpması ile uyanmış ama dert etmemiştim.İçimden "bugün güzel olacak."diyerek motive ediyordum kendimi.Hâlâ bu koca evdeyim ancak başka bir odasına adım atmamıştım. Hiç bir şeye dokunmamıştım.Belki buranın sahipleri her kimse artık burayı kullanmıyor olabilirlerdi ancak içimden bir his yapma Defne diyordu. Bu içimdeki sesler bana çok şey diyordu aslında ama neyse. Valizim dünden beri açık bir şekilde yerde duruyordu. Dün dışarıya çıktığımda fark etmiştim buradaki insanlar birbirlerine çok bağlıydılar. Her şekilde ifade ediyorlardı bunları.Düşüncelerimi bırakıp yere oturdum elime bir kaç uğraştan sonra istediğim elbisemi almıştım .Kahvaltı olacağından rahat ,sade ve bir o kadar da hoş olmak istiyordum.

Üzerimde Yasemin'in 17.yaş günü hediyem vardı.Elbise giyinmekten fazla hoşlanmam yani nadiren giyerdim.Bu elbise ise diz hizamda ,kalın askılı ve maviydi .Mavi en sevdiğim renkti çünkü rahatlatıyordu beni.Saçlarımsa yıkanmamaktan yağlanmaya başladığı için at kuyruğu yaptım.Ve hazırdım .Ayakkabılarımı kaptığım gibi attım kendimi dışarı.evle dışarı arasında kocaman bir fark vardı.Evdeyken adeta boğuluyordum .Oysaki yalnız kalırdım yurtta ,odamdan çıkmamaya gayret ederdim ama burada öyle değildi.Sıkıyordu beni.Belkide rahat edemeğim içindi tüm bunlar .Sonuçta aynı yerde yatıp kalkıyordum.En kısa zamanda kalacak yer ve iş bulmam lazımdı bu kadar rahatlık yeterdi bana,üniversteye giderken napacağım asıl ben Ah Defne ah.

kahvaltımız o kadar güzel geçmişti ki.Masadakilerden çok Emre ve Ayşe teyzenin muhabbeti doyurmuştu beni.Kendimi onların yanında çok daha farklı hissediyorum.Sanki yalnız değilmişim gibi.Ama falesef ki her güzel başlangıcında bir sonu var diyerek kahvaltımızı bitirdik.Emre'nin ısrarlarına dayanamayıp adını bilmediğim daha doğrusu sormaya fırsat bulamadığım kasabayı gezecektik .Gezintimize ilk başta sahil kenarında yürüyüş ile başlayacağımızdan benimle birlikle idareten kaldığım bu eve geldik.Tabi Emre'ye daha bir şey anlatmamıştım.Ancak bana ''Anlatmak istediğin şey ler varsa her zaman dinlerim.''demişti.Aslında konuşmaya o kadar ihtiyacım var ki .Bana öğüt vermesede olur,ya da cevap vermesede olur ama ben konuşayım içimi dökeyim o kişiye korkmadan anlata bileyim.Tek isteğim buydu işte sadece konuşup rahatlamak.Eve gelip daha rahat olacağım şey ler giydikten sonra Direk adımlarımızı sahile doğrultmuştuk.Hem yürüyor hem de sohbet ediyorduk.Emrede benim gibi içine atıyor ve kimseyle konuşmuyordu.Kendi sorunlarıyla kendisi üstesinden gelmeye çalışıyordu.

Yaklaşık 10 dakikadır Emre ile yürüdükten sonra .Ayaklarımızı denize doğru uzatıp yere oturmuştuk.Emre sanki bir şey diyecekmişte ,yanlış bir şey dermiş gibi bir hali vardı.Böyle yaparak hem kendini sıkıyor hemde beni meraklandırıyordu.''Emre ne diyeceksen kurtul.''dedim gülerek.O ise gülmeden konuştu .''Defne eğer izin verirsen sana bir kaç sorum olacak.''dedi.Sonunda tahmin ettiğim sorular su üstüne çıkıyordu.Gerçekleri bilmesi beni tanıması onun içinde benim içinde en doğru olanıydı.Kafamı sallayarak .''Tabi.'' dedim.''Sevgilin var mı?.''diye sordu sevimli olmaya çalışarak .''Bunu sormayacağını ikimizde biliyoruz .Emre'cim.Ama bilmek istiyorsan hayır yok.''dedim.Ama o bu verdiğim cevaptan tatmin olmamış bir şekilde bana bakıyordu.Ve bu cidden çok can sıkıcı bir durum.

''Beni tanımak istiyorsan Emre anlatayım.''diyerek başladım cümleme ve bir abim olduğunu söyleyerek bitirdim cümlemi .Bana acımıyordu bunu gözlerinden anlayabilmem güzel bir şey di.Belki pişman olurum anlattım diye ama azda olsa rahatlamıştım sanki.''Defne ben gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum.''dedi .Zaten ne diyebilirdi.Diyeceği şey beni nasıl mutlu ederdi bilmem ama bana acımamıştı bunu hissetmem bile yeterde artardı bana."Nasıl bir duygu."dedi.Beklemediğim bir soruydu açıkçası. Anlamazdan gelerek. "Ne nasıl bir duygu."dedim."Yani içinde bulunduğun durum.Annesizlik,babasızlık.Hiç onları bulmak istemedin mi?''dedi.Onları bulmak istemedin mi? bu soruya verecek cevabım yoktu.Hiç bir .zamanda olmamıştı zaten.Burukça gülümsedim.''Annesizlik ve babasızlık çok farklı bir durum Emre .Anlatılmaz ki bu ,kelimeler,cümleler anlamsız kalır.İnsamlar senin hikayeni bilmeden yargılarlar.Hep bir adım geride olursun normal insanlardan.Hep bir eksiklik vardır.O eksikliği göremesende,duyamasanda,dokunamasanda hissedersin.O hep seninledir çünkü.''dedim.Sanırım uzun bir konuşma olmuştu.Ama içim bu anlattıklarımdan daha fazlası vardı.Daha uçsuz bucaksız olanı.Emre konuşmamıştı,yorum yapmamıştı.Benim konuşmamdan sonra kimizde önümüze bakıyorduk sessiz bir şekilde .Deniz o kadar güzeldi ki insanın suya atlayası geliyordu.Ama denize şu yaşıma kadar girmemiştim.Korkuyordum kendi benliğimi dalgalara bırakmaktan.''Peki ya şimdi ne olacak.Yani abinle.''dedi.Merak ediyordu beni.İyice tanımak istiyordu.Ben olsam bende merak ederdim.''Bilmiyorum .Napacağımı .Nasıl hareket edeceğimi.Bilmiyorum.''dedim.Evet bilmiyordum.Ben daha kim olduğumu bilmiyorum.Kendimi bilmeden şuursuzca hareket etmem anlamsız olurdu.''Defne mektupta her şey'in başladığı yer diyor değil mi?''dedi.Kafamı salladım.''E o zaman o evi araştırmamız gerekmez mi ilk başta.Belki işimize yarayacak bilgiler buluruz.''dedi.Tabi ya her şey o evde başlamış.Artık ne başlamışsa.Bu fikir daha önce aklıma gelmemişti.Emre'nin boynuna atladım .Sımsıkı sardım kollarımla onu.''Ölüm saatim 14:05 .''dedi gülerek.''Abartma istersen.''dedim.Bende onun gibi içten bir şekilde.

Emre ile birlikteyken kendimi o kadar rahat hissediyordum ki .Beni o saçma espirileriyle bile güldüre biliyordu.Kısa zamanda tanışmıştık.Ama iyi ki de tanışmışız.Emre ,Ayşe teyzenin araması üzerine onun yanına gitmişti.Bense hala sahilde ayaklarımı uzatmış bir şekilde duruyordum.Emre'nin sorduğu soru kulaklarımda yankılanıyordu.'Onları bulmak istemedin mi?' .Onları bulmak.Hesap sormak.İsyan etmek.Ağlamak.Çırpınmak...Bunlar o kadar anlamsızdı ki.Bulup ne diyecektim ben sizin kızınız Defne mi?.Yıllar önce yetimhaneye bıraktığınız kızınız.Onlarda bana yapmacık bir şekilde teselli verecekti.Yapmacık şekilde iki gün ilgilenip sonra kapı dışarı edeceklerdi.İşte tüm bunlar benim gözümde acizlikten ibaretti.Eğer anne baba olsalardı beni zaten bırakmazlardı.Her ne olursa olsun sahip çıkarlardı.Et tırnaktan ayrılır mıydı hiç.Önüme sundukları bu mektup olmasaydı belkide ben çoktan her şey den habersiz sokaklarda dolaşıyor olacaktım .Abim'in olduğunu bilmeyecektim .Abim.Abim demek o kadar farklı geliyor ki .Belki tanışmasaydık daha iyi olurdu.Bu mektup olmasaydı da daha iyi olurdu en azından kendi hayal ettiğm bir annem ve babam olurdu.Onları hayal ederdim.Nasıllar,kimler,vs.Ama şuan öyle bir lüksüm yok ki.Adlarını biliyorum .Abim'i biliyorum.Beni mecburen bu hayata sürüklediklerini biliyorum.Ama şunu bilmiyorum ki.Ben neden bunlara inanıyorum?

Kendime bir yandan da kızıyorum aslında taşlar zaten kendi yolunu bulacakken benim deşifre etmeme gerek yoktu.

~BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin