Bölüm 12-Ukala

105 13 2
                                    


Hayat herkese aynı şekilde davranmaz ve bazen büyümek için yıllara ihtiyacı yoktur insanın. Yaşadıklarınızda sizi büyütebilir./Ahmet Batman.

***

Poyraz ile ayrıldıktan sonra hızla eve doğru gelmiştim.Ona sert çıkıştığım için kendimi azıcıkta olsa kötü hissetsemde, içimdeki duygu karmaşasını azda olsa ifade ettiğimden sırtımdaki yük hafiflemişti.
Şimdi ise eve girince kızlarla selamlaşıp kendimi odama atmıştım. Artık havalar soğuduğundan, üzerime örttüğüm pike fazla işlev görmüyordu.Pikeyi kafamın üstüne örttüm. Ve sadece uyumak istedim. Her zaman olduğu gibi gerçeklerden kaçmak istedim. Olmadı. Yine başaramadım, yine güçlü olamadım. ***
"Damla sen mal mısın?  önceden aldığın tavuğu niye dolaba koymuyorsun? Tabi ki bozulur."

"Ya kızım ne bileyim, unuttum kalmış orada. Yarın okul çıkışı alırım yenisini. Yarın yeriz, şimdi idareten makarna yapayım ben. "

" Ne makarnası ya, şaka mısın? İçim dışım makarna olmuş zaten. Senin yüzünden iki kilo aldım bir haftada. Hangi insan her akşam aynı şeyi yer."

"Bunu bulamayanlarda var, nankör. Napayım dolap boş. Makarnadan başka bir şey yok."

Odamdan çıktığımda Damla ve İrem bağırışıyorlardı .Kapının girişinde durup onları izlemeyi tercih ettim.Damla anladığım kadarıyla yine makarna yapıyordu ,İrem ise bundan yakınıyordu.Aslında benimde hala iş bulamamış olmam ve paramın olmaması nedeniyle evede ,şuanlık katkıda bulunamıyor olmam beni kötü hissettiriyordu.İrem ve Damla kendi aralarında imalı imalı bakışa dursun diyerek sesimi çıkarmadan odama girecektim ki.Nazlı girdi eve  bir adam ,ardından da hafif kır saçlı, can alıcı kırmızılıkta gömlek, yeşil pantolon,siyah ceket ve şalı boynunda biri girdi. Fazla uyumsuz duruyordu açıkçası. Bana bu eve hiç erkek girmedi girmeyecek diyen bu Nazlı değilmiydi?

Nazlı yanındaki kişi ile eve girince sanki az önceki tartışan ikili yani Damla ile İrem çığlık atarak adamın üstüne atlarmışçasına, sarıldılar boynuna.

'' Ay dur kız ,öldüreceksiniz beni.''

'' Ya Memoş çok özlemişiz seni.'' Dedi İrem. Memoş dedikleri adama daha da sıkı sarılarak.

"Siz her özlediğinizi yedikleri ağzına gelecek şekilde mi seviyorsunuz? Şekilin şurdan be. " Kızları ittirip direk salona geçti, boynuna bağladığı şalı bir hamlede çıkardı ve kuruldu baş köşeye. Sonra eve göz attı, mutfaktan gelen bozuk tavuğun kokusunu almış olacak ki yüzünü garip bir şekle soktu ama bir şey demedi. Tekrar evi kolaçan ettikten sonra beni gördü. Yüzüne manasız ve çirkin gülümseme yerleştirip olduğu yerden kalktı ve yanıma geldi. Onunla birlikte Damla, Nazlı Ve İrem anında yanımda bittiler.

Karşıma geçti Memoş bey. Ve bir süre bakıştık selamlaşmak için. O benden bir adım bekledi. Bende ondan. En sonunda İrem girdi devreye, adamın elini tutarak bana uzattı. "Bir birbirinizi süzmeniz bitmedi mi?"

Doğal olarak havada olan elini sıktım. "Defne. " dedim dışarıdan sevimli ama içimden yapmacık olduğunu bildiğim şekilde. Tuhaf bir şekilde sesli güldü, ama kahkaha değildi. "Bende Memoş. Tanıştığıma memnun oldum." dedi.

"Bende Memiş bey. Pardon Memoş!"

Memiş dememe, yüzünü yine anlam veremediğim şekle soktu.  Sinir olmuş gibi. Ben hala olduğum yerde dururken. Damla, Nazlı Ve Memoş beyciğimiz koltuğa oturdular. İrem ise yanımda durdu. Meraklı şekilde "Kim bu adam? " dedim.

"Nazlı 'nın eski bir arkadaşı, bizde çok severiz. "

"Az önce şahit oldum buna zaten. "

"Ama çok büyük pot kırdın. Memoş nefret eder kendine Memiş denmesinden. Memiş, ermiş diye dalga geçerler çünkü. "

~BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin