Bölüm 9- Hazır değilim.

89 26 6
                                    

İnsan öyle bir şey dir ki. Kırılır,üzülür,şaşırır,hüzünlenir,güler,ağlar.Ama bir şekilde bunlara rağmen hayatına devam eder. Bunlara rağmen dim dik durup göğüs gerer her şeye.Karşımızda ki insanın bize açtığı o derin yaralar yıllar geçsede iyileşmez.İntikam almak isteriz, sizin canınızı yaktı mı sizde ona daha fazla acı vermek istersiniz.Sanki rahatlayacakmış gibi. İşte bende şuan öyleydim. Annemin ve babamın yıllar geçse de içimde ki acının geçmeyecek şekilde bana derin yaralar açtıkları için. Beni insanlara muhtaç bıraktıkları için. Evet bugün bunu bir kez daha anladım.Ben muhtacım.Hemde her şeye.Yanımda olmasını istediğim bir çok kişi vardı mesela.Üniversitenin ilk günü annemle gitmeyi.Bana ezbere bildiğim öğütler vermesini. En önemlisi de aradığında telefonumun açık olmasını.Ama şuan telefon rehberimde sadece Emre vardı. Beni merak etsin.Benim için endişelensin.Beni sevsin, kollasın. Bunları düşünürken bile istemsiz şekilde yüzümde anlam veremediğim gülümseme oluyorken, yaşaması kim bilir nasıldı. Hayat hiç bir zaman adil değildi.Olmamıştırda zaten.

En çok canımı yakan şey ailemin var oluşu sanırım.Eğer ilk doğdumda yetimhaye verselerdi. Bu kadar etkili ve can yakıcı olmazdı benim için.Ama varlardı hayatımın ilk iki yılında varlardı.Göremesemde,hatırlamasam da varlardı. Eğer o mektup girmeseydi hayatıma,kendi zihnimde ki ailemle kavga edip gülecektim.Ben böyle avutacaktım kendimi.

Bugün beni Nazlı istemeye de olsa kabul etmeseydi. Kim bilir nerde, neler yapacaktım.Belki o ağacın dibinde kıvrılıp kalacak,belkide tekrar son çağre olarak yurda giderdim.İnsanın kimsesiz olması çok kötü bir durum be.Baksanıza şu halime gidecek bir yerim yok. Yiyecek yemeğim.Kalacak yerim yok.Güvenip sığınacağım biri yok.Hayatıma iyi ki girmiş, iyiki varsın dediğim biri yok.

Nazlı bugün beni Damla ve İrem için kabul etmişti.Şuansa saat 3:05. Uyyamıyorum, gözümü her kapadığımda sanki göz kapaklarımın içine yapışan, Poyraz geliyor.Bana bağırışı, beni küçümsemesi,beni laflarıyla hırpalayışı ve ona dair her şey.

Bu eve bu odaya yerleşirken. Nazlı nın o bakışlarından beni istemediğini anlıyordum.

Damla beni kolaylıkla kabul etmişti.Hayatımı kurcalamamıştı.

İrem psikoloji okuyacağından kendince taktikler üretiyormuş.Bunlardan biride göz rengi analiziymiş.O yüzden de bana kahve rengi gözlü olanların genel özelliklerini saymıştı.Aşık olduğu insanlara daha fazla güvenmeyi.Hayatımda doğru dürüst insan yokken birde aşık olacağım kişiye güvenmek mi?

Kaldığım oda, yani kiralığa çıktığım bu oda. Bir yatak, tek kapaklı dolap ve masadan oluşuyordu.Bana bunlar Bile çoktu aslında ama Damla ve İrem ayarlamışlardı. Damla'ya Nazlı ile ne konuşup, nasıl ikna ettin diye sorduğumda bana."Sadece damarına dokundum.İnan bana o öyle sert gözüktüğü gibi değil."demişti.

Uykumun olmamasına rağmen. göz kapaklarım ağır çekimde iniyor gibiydi.Bu aralar bünyem zayıf düşmüştü. Yemek yemiyorum,uyku düzeni desen yok,her gün ayrı bir psikoloji. Gerçekten hayat zor.

***
"Defne!"
"Defneeeeee"
"Uyanmadığına göre ölmüştür.Bence bırakalım kendi leşiyle çürüsün."
"Kapıda biri seni istiyor."
"Açıyorum kapıyı."
"Bak açıyoruz. Sonra özelimize girdin deme."
"Uyuyan kızdan izin isteyen tek aptallarsınız."

Sanki gerçek hayatla hayal dünyam arasında gidip geliyorum. Rüyamda bu sesleri duyuyormuşum gibi.
Göz kapaklarım kapalı ancak.Uyanmıştım.Ve hâlâ gelen sesleri idrak edemiyorum.
"Hay ben sizin yapacağınız işe. Aç gir sanki çok önemli biride izin istiyorsunuz. " bunu diyen Nazlı ydı.

Sonra kapının açılma sesini duymuştum. Ama sanki hâlâ rüyadaymış gibi geliyordu.
"Defne.Hadi ama kalk artık."bunu diyen de Damla idi.Seslerin kime ait olduklarını anlıyor. Ama gözlerimi açamıyordum işte.

~BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin