Bölüm 3:Gelişme

162 12 0
                                    

 MULTİMEDYA İRİS BİRTAN

Neden o kavgaya dahil olmadığımı sanırım biliyordum. O kavga da Dağhan da vardı. Ve onun hala Enes'e  göre niyetinin iyi olduğunu düşünüyordum. Ve burada dikilip bunları düşüneceğime bence onları ayırmalıydım.

"Ya ne yaptığınızın farkında mısınız siz kesin şunu" sesimi aşırı yükseltmiştim. Çünkü ya aralarına girerek ya da bağırarak durdurabilirdim.

"Sizinle daha sonra da görüşeceğiz." Bunu diyen Çağatay'dı. Ve demesine hiç şaşırmadım.

"Tabi yanında bende olacağım" Bunu diyenin kim olacağına karşı hemen arkamı dönüp sesin geldiği yere baktım. Bu Ömer'di. Ona baktığımızda göz göze geldik kollarını açtığını görünce kucağına koştum.

"Uzun zamandır burada değilsin diye biliyordum. Seni çok özledim." Sesim çok sakin çıkıyordu.

"Eve döndüğünüzü duydum. Sizi yalnız bırakacağımı mı sandınız küçük hanımlar?" O sırada Elçin de ikimize gelip sarıldı.

"Hey beni unutuyorsunuz." Boşta kalan kolumla Çağatay'ı yanımıza çektim. İşte bu tabloyu çok özlemiştim. Hep birlikte sarılmayı. Onların kolunda güvende hissetmeyi. O kadar özlemişim ki.

"Burada çözülmesi gereken bir sorun var sanırım" cümlesiyle tüm duygusallığı bozdu Ömer.

"Sorunumuzu burada halletmeye devam mı yoksa sakin bir yerlere gidelim mi?" Enes yine itici sesiyle konuştu.

"Sen her yerde dayak yiyeceksin nasıl olsa ha dayak yiyeceğim yerde mekan önemli diyorsan sahil kenarında bir yere götürürler seni. Dayağını orada yersin" Alaycı ses tonuyla da söylemem onu bozmuştu. Elçin'in  alttan alttan güldüğünü görebiliyordum.

''İris haklı. Beni ararsan mekanını ayarlarız." Göz kırptı Çağatay. Ve Çağatay'la Ömer ellerini omzumuza atıp birlikte çıktık.

"İris" Seslenen Dağhan'dı. Tam cevap verecekken Çağatay tüm lafımı ağzıma tıktı.

"Bana da söyleyebilirsin."

''İris dediğimi hatırlıyorum. Çağatay söylemem gereken şeyler ver. Tartışma çıkarmak için gelmedim."

"Burada söyleyebilirsin."

"Çağatay  tamam. Siz devam edin ben geliyorum." Araya girmiştim. Yeni bir tartışma daha istemiyordum. Çağatay  çok oyalanma uyarısını yaptıktan sonra yürümeye devam ettiler.

"Ne söyleyecektin?"

"Çağatay'ın İris'le öyle davranmasının sebebi onu sevmesi. Siz varken de hissederdik böyle duygular. O yüzden uğraşırdık sizle."

"Hissederdik?"

"Yani. Her neyse boşver. Bu aramızda kalsa iyi olur. Dinlediğin için teşekkür ederim. Görüşürüz."

Bir dakika ya bu neydi şimdi. Berkan Elçin'i seviyor tamam. Ama Dağhan? Onunda mı bana karşı. Yok ya çok saçma bu zaten her neyse.Eğer öyle bir şey olursa ortalık daha da karışacak ve bunu sadece Elçin'e söyleyeceğim yoksa çok daha kötü kavgalara olacağına eminim. Eve çoktan gelmiş kapıda beni bekliyorlardı.

"Ne dedi ne konuştunuz ?" diye sordu hemen Elçin.

"En ince detayına kadar anlat." Heyecanlı sesiyle Ömer'de katıldı Elçin'e.

"Bay ve Bayan Meraklı size biz tam konuşurken Enes geldi sonra bunla neden konuşuyorsun diye kavga ettiler falan demek isterdim ama üzgünüm hiçbir şey olmadı." Diyerek güldüm. Elçin ile Ömer bana ters ters bakıp güldüğümü görünce onlarda gülmeye başladı.

"Yeter bu kadar. Hadi bakalım içeri. Kapıyı kilitleyin ve kim olursa olsun açmayın. Korkarsanız arayın zaten Ömer'de bir süreliğine bizde kalacak." Yine öğütleyici ses tonuyla Çağatay.

"Emredersiniz beyefendi." Elçin ses tonu uslu çocuk moduna düşürerek söylemişti bunu.

"Sizde eve gidince mesaj atın." Gecenin 12'si sonuçta ne olur ne olmaz. Onlar da mesaj atsınlar yani.

"Peki ablacım." Diyerek kahkaha attı Çağatay. Gözlerimi devirip içeri girdim. Elçin de arkamdan içeri girdi.

"Dağhan'la gerçekten hiçbir şey konuşmadınız mı? " Sesi hala meraklı geliyordu ve ona anlatmam gerekti.

"Çağatay  ve Ömer öğrenmesin diye öyle söylemek zorunda kaldım."

"Her ne konuştuysanız onlardan saklamaman gerekiyor biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum ama olay çıksın istemiyorum yine."

"Eee konu neymiş?"

"Enes seni sevdiği için öyle davranıyorlarmış. Yani bizle uğraşmalarının sebebi bizi sevmeleriymiş."

"Bir dakika. İkisi de bizi mi?"

"Yok ya yani Enes'in seni sevmesi."

"Ve az önce sen Enes seni seviyor dedin değil mi? Tamam kalbim en fazla bu kadarı dayanır. O gerizekalı beni falan sevmiyor sevseydi insan gibi davranırdı." Elçin  yine sinirlenmişti. Ama ortamda en az sakin kalması gereken biri olmalıydı. Bu da ben oluyordum. Normalde ben de çok sinirli biri olsam da sinirimi saklayabiliyordum.

"Tamam hadi artık yatalım yarın okulun ilk günü. Zombi gibi ortalıkta dolaşmak istemiyorum."

Elçin gülerek bana katıldı. Üstümüzü değiştirip hemen yatağa yattık. Uyku tutmamıştı. Neden bilmiyorum ama evde uzun zaman sonra kaldığımız ilk gece. İnsan düşünmeden edemiyor. Kalkıp dışarı baktım. Baktığım yerde siyah bir gölge duruyordu. Gölge de değil bizzat insandı. Ona baktığımı görünce arkasını dönüp gitti. Şuan Elçin'e seslenmek istiyordum ya telefonla bizimkileri aramayı. Ama donakalmıştım. Zaten evde tektik.

"İris. Ne oldu neden uyanıksın?"

"Elçin." Sesim titremiş çıkıyordu çünkü gecenin bir vaktinde bizim evi kim neden gözetlesin ve tüm şehir bizim eve döndüğümüzü ve burada tek kaldığımızı biliyordu. Elçin kalkıp yanıma geldi.

"Ne oldu iyi misin sen?"

"Dışarıda biri vardı. Bizi gözetleyen. Beni görünce gitti. Ama bize bakıyordu. Pencereye bakıyordu."

"Tamam sakin ol Çağatayları arayalım hemen gelsinler."

"Yok arama. Saat geç oldu. Dışarısı tenha. Şimdi bir şey olur falan. Hem gitti boşuna telaşlandırmayalım onları." Gelseler çok iyi olurdu ama boşuna uykularından etmek istemiyordum. O sırada telefonum çaldı. Elçin ile neredeyse o an ki korkuyla çığlık atacaktık. Çağatay arıyordu. Elçin den açmasını istedim ben kesin pot kırardım çünkü.

"Alo Çağatay  ne oldu?"

"Gecenin bir vaktinde niye uyanıksınız siz?"

"Uyku tutmadı pek."

"İyi o zaman kapıyı açın aşağıdayız."

"Aşağıda mı?"

"Ne? Buradalar mı? Oh be." Lafımı bitirmeden kapıya koştum. Hemen açıp içeri aldım.

"Geldiğimiz için pek bir sevinçli gördüm seni."

"Yok canım her zaman ki halim. Canım sıkıldı uyku tutmayınca iyi oldu geldiğiniz." Pot kırmamam gerekiyordu.Elçin  ile iki de bir etrafımıza bakıp kontrol ediyorduk.

"Siz iyi misiniz?"

"Evet evet çok iyiyiz. Hadi bir şeyler yapalım." Elçin sesinin tonunu normal şekilde çıkarmayı başarıyordu.

"Bende siz düşünürken mutfaktan bir şeyler getireyim." Hızlıca kalkıp mutfağa gittim. Biraz sakinleşip içeri öyle gitmem gerekiyordu. Dolabı açtım bir şeyler çıkartıp masanın üzerine koyarken gözüm yine pencereye kaydı. Ve gözümün pencereye kaymasıyla çığlık atmam bir oldu.

^-



Yangın YeriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin