Bölümü de yazmışken çok beklemek istemedim vee ilk bölümle karşınızdayım. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Yeni hikaye ile fazlasıyla heyecanlı ve mutlu hissediyorum. İnşallah çok güzel bir macera olur hepimiz için.
Güzel Okumalar. ❤❤❤
"Nesiiiil?"
Esin'in bana seslendiğini duyduğumda, yine mi, dercesine ofladım. Bu kız tam 18 yıldır aksatmadan her gün bana camdan sesleniyordu. Evet, 18 yıldır. Esin benim ilkokuldan beri arkadaşımdı. İlkokul ve liseyi beraber okumuştuk. Üniversitede ayrılsak da karşılıklı evlerde oturduğumuz için hiçbir günümüz ayrı geçmemişti. Ha, unutmadan. Bir de Esil vardı. Esin'in ona karakter olarak hiç benzemeyen tek yumurta ikizi.
Çok ironik değil mi?
Esin, Esil ve Nesil. 7 yaşımdan, yani ikizlerle tanıştığımdan, beri beni onların üçüncüsü zannediyorlardı. Hâlbuki onlarla alakam yoktu. Esin ve Esil birbirlerinin tıpa tıp aynısıydı. Onları zor ayırt ederdiniz. İkisi de esmer ve siyah saçlıydı. Bense sarışına yakındım.
Esin ikinci kez seslenince onu daha fazla yok sayamayacağımı fark edip tülbendimi başıma geçirdim. Üstümde tişört vardı, bu nedenle kollarımı perdeyle kapatıp kafamı pencereden çıkardım.
Esin, saçlarını bigudiye sarmış, yüzünün her tarafına sürdüğü yeşil maskesi ile adeta Çılgın Marslılar filmindeki Marslılara benzemişti. İkinci katta, herkesin rahatça görebileceği bir yerde oturuyorduk ve Esin bu halde cama çıkıyordu. Babaannem gibi ya sabır çekerek güldüm ve ona baktım.
"Esin, bu halde cama çıkmakla ilgili sorunların yok mu arkadaşım? Hani normal genç kızlarda olan? Yüzünde maske, saçında bigudi olan hiçbir kız bu halde burnunun ucunu bile dışarı uzatmaz. Senin olayın ne?"
Saçındaki bigudiyi sağlamlaştırırken, "Hayatım, akşam düğün var ve müstakbel eşimle karşılaşırsam diye hazırlık yapıyordum," dedi.
Esin de benim gibi, "Artık evlen," işkencesine maruz kalan Türk kızlarından. Ama neyse ki haftanın beş günü çalıştığı bir işi var da zulmün onu teğet geçtiği zamanları da oluyor.
"Bigudisini sevdiğim, ya hayatının aşkı tam şu an bizim sokaktan geçiyor ve seni görüp, ay ne çirkin kız, diyorsa?"
Aydınlanma yaşamış bir suratla camdan eğilip sokağın sağını, solunu kontrol etti. Damağını başparmağı ile yukarı kaldırıp kafasına vurduktan sonra bana döndü.
"Ağzını hayra aç Nesil. Mümkünse cici bici giyineyim de öyle görsün beni, müstakbel eşim."
"Acaba kendisini bugün göreceğin gibi bir fikre nasıl kapılmış olabilirsin?"
Eğer şu an yan yana olsaydık bu muhabbet çoktan bitmiş olurdu, ancak aramızda bir arabanın rahat geçeceği, iki arabanın da park edilebileceği bir sokak vardı.
Aranızda sokak olunca kestirip atamıyorsunuz işte.
"İşimi şansa bırakmıyorum diyelim."
Yüzündeki ifade Esra Erol'a katılmış, kısmet bekleyen kızların ifadesiyle aynıydı. Bu kız ne ara evlenmeye bu kadar taktı?
"Her neyse. Bir saate çıkıyoruz. Dayın bırakır bizi değil mi?"
"Of. Bir de dayım vardı değil mi?"
Aklım yeni başıma gelmiş gibi sıkıntıyla oflarken Esin'e el sallayıp pencereyi kapadım. Tülbendimi koltuğa bırakırken düğünlerin varlığını sorgulamaya başlamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Gelecekteki Kocam; *MÜPTELA YAYINLARI*
Humor"Öyle böyle ilerleyen bir hayatım var. Yani... Vardı aslında... İş aramaya devam ederken aynı zamanda annemin uygun bulduğu eş adayları ile görüştürülmeye çalışılıyordum. Ta ki onu görene dek!" Nesil hanım kızımız; gayet neşeli, biraz geveze, aklınd...