Bugün günlerden Sevgili Gelecekteki Kocam finali. ❤❤❤
Şuan acaip duygusal hissediyorum kendimi. Ne yazacağımı bilmiyorum ondan yarın ufak bir veda gönderisi ile geleceğim. Veda demeyelim de teşekkür ve duygularımı ifade etme gönderisi diyelim. Size söylemek istediklerim var.
Kitabımız insallah cuma günü çıkacak. ❤ Cumartesi de Kocaeli'de imzada olacağım insallah.
Güzel okumalar. ❤❤❤
Bir umut gözlediğim
Yıllardır beklediğim
Kalbimin sahibisin sen.
"Nesil, hadi geç kalıyoruz."
Şu cümleyi yirmi beş yıllık ömrümde kaç kez duydum bilmiyorum. Pardon, yirmi beş yıl dedim. Yirmi altı diyecektim. Ağız alışkanlığı işte. Bir yıl boyunca yirmi beşi kullanınca hemen vazgeçip bırakamıyorsunuz.
Evet, bugün benim doğum günüm. Çeyrek asırı devirmemi kutluyor ve doğum günüm şerefine Polonezköy'e gezmeye gidiyoruz. Fikir tamamen Bedir'e ait. Normalde bu tarz şeyler sürpriz olur. Söylenmez. Ama doğum gününde kimi bir yere götürürseniz birşeyler olduğunu tahmin eder. Bedir'de bu ayrıntının benim gözümden kaçmayacağını tahmin ederek dün bana doğum günüm için Polonezköy'e gideceğimizi söyledi. 'Neden söyledin, sürpriz olurdu,' dediğimdeyse 'şimdiden keyfini çıkarmaya başla,' demişti.
Bak şimdi. Böyle güzel düşünen bir adamın karşısında ne yapayım ben? Erimeden nasıl durayım? Ya da bana 'keyfini çıkar,' dedikten sonraki o tatlı bakışlarını nasıl görmezden geleyim?
O kadar güzel bir adam ki her an değerli hissettiriyordu. Değerli olduğunu hissetmek bu dünyadaki en güzel şeydi. İnsana su gibi, ekmek gibi ihtiyaçtı. Hele ki ömrünü geçirmek istediği adamdan geliyorsa nefes almakla eş değer hale geliyordu.
"Tamam dayı, geliyorum."
"Yarım saattir hadi diyorum Nesil. Daha ömrüm boyunca kullanacak hadi kalmadı bende. Tükettin."
Börekleri piknik sepetine koyup son kontrolleri yaptıktan sonra kapıda beni bekleyen dayımın yanına gittim. "Ne güzel işte. Ben çektim Betül çekmeyecek."
Piknik sepetini kolumdan alıp sırıttı. "Ona hadi diyeceğim zamanlar gelene kadar sana demekle yetineceğim."
"Desene kurtuluşum yok," deyip kapıyı kilitledim. Genellikle ince düşünmekle alakası olmayan dayım Betül söz konusu olduğunda kabalığa dair tüm duygularına set çekip bambaşka bir insan oluyordu. Hatta bir keresinde kendini Bedir'le kıyaslama gibi dünya saçması olaya bile girmişti.
Bedir ve dayım.
İncelik.
Lütfen ama.
"Bakıyorum da Betül geldi diye yine nazik Furkan'a dönüşmüşsün. Pokemon'da hep tembellik yapan bir ördek vardı ya. Psyduck. İşte sen osun. Ancak çok acil anlarda ortaya çıkıyorsun."
Dayım bozulmuş bir ifadeyle baktı bana. "Yani benzete benzete o asalak Pokemon'a mı benzettin beni Nesil? Orada Charizard dururken."
Allah'ım. On yaşına, pokemon karakterleri için tartıştığımız yaşa dönmüş olmalıyız. Pokemon televizyonlardan kaldırılınca ne kadar üzüldüğümüzü, bir süre çizgi filmlere küstüğümüzü de tahmin edebilirsiniz sanırım.
"Betül'e pokemon sevdanı anlatayımda ne kadar büyük bir iş adamı olduğun hakkında emin olsun."
Dayım geçen gün Betül'e yaptığı iş anlaşmalarını anlatıyordu. Görende çok ünlü bir şirketin genç veliahtı falan sanacak. Ah be dayıcığım. Senden genç veliaht olmaz. Kabullen. Ancak hastahane ürünleri kralı, doktorların bir numaralı gözdesi olabilirsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Gelecekteki Kocam; *MÜPTELA YAYINLARI*
Humor"Öyle böyle ilerleyen bir hayatım var. Yani... Vardı aslında... İş aramaya devam ederken aynı zamanda annemin uygun bulduğu eş adayları ile görüştürülmeye çalışılıyordum. Ta ki onu görene dek!" Nesil hanım kızımız; gayet neşeli, biraz geveze, aklınd...