Ellerimiz dediği an gözlerimiz ikimizi gözlüyordu. İşte o an birbirimize yakınlaşmaya başladık. Tam çok yaklaşmıştık ki yerde ki kalemi alıp kalktım ve tekrar hocaya dikkatimi verdim. Hoca 'tahtayı yazanlar çıkabilirler' dedi. Tahtayı yazdıktan sonra defterimi ve kalemliğimi çantama koydum ve koşa koşa çıktım. Berk'te peşimden gelip kolumu tuttu. -Lütfen gitme aramızın bozulmasını ve kötü ayrılmamızı istemiyorum. -Bırak beni! Aramızda hiçbir samimiyet yokken neyin kafasını yaşıyorsun? Bir daha bana sakın yaklaşma yoksa çok fena olur. -Seni bırakacağımı sanmıyorum. -Peki niye seni benden ayırmayan şey ne? -Bilmiyorum yaşadığım duygunun adını bilmiyorum. -Umarım bir daha görüşmeyiz deyip okuldan uzaklaştım. Evim okula biraz uzaktı ama bu yürüyüş yapmama engel olmayacaktı. Biraz yürüdükten sonra evime vardım. Çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Direk koltuğa uzandım çantamı da yandaki koltuğa koyup biraz dinlendim. Saat 6'da uyanmıştım. Topu topuna iki saat uyumuştum. Telefonuma bakınca Berk'in aradığını gördüm. Hemen ardından kapı çaldı ve açmaya gittim. Kapıyı açınca Berk'i gördüm. Onu görünce kapıyı kapatmaya çalıştım ama maalesef buna gücüm yetmedi. Kapıyı zorla da olsa açtı ve üstüme üstüme gelmeye başladı. Ben de Defne'ysem buna karşı çıkarım. -Yeter! Üstüme üstüme gelme. -Niye? Seni rahatsız mı ediyorum? -Evet, ediyorsun şimdi defol. -Gitmeyeceğim deyip inat etti ve ben en sonunda pes ettim. -Ne var? diye sordum. -Sadece bana sarılmanı istiyorum sadece küçük bir istek. -Bunu yaparsam beni bırakacak mısın? -Evet, bırakacağım. -Tamam deyip ona sarıldım. Tam o anda omzumda bir acı hissettim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Defnesi
RomanceHerkes mutlu olmak ister ben gibi Defne gibi. Bazı insanlar mutsuzluğa ağ açmıştır artık. Kaçacak yerleri kalmamıştır. Mutluluğu bulamayacak hale gelmişlerdir ama ben onları bu mutsuzluktan çıkarmaya geldim. Biliyorum, beni de zor günler bekliyordu...