Berk'in gözlerinin içinde anlamadığım, anlam veremediğim bir ışıltı vardı. Tam birbirimize yaklaşıyorduk ki telefonum çalmaya başladı. 'Telefonum çalıyor' dedim ama Berk beni bırakmıyordu. En sonunda onu kuvvetlice ittim ve telefonumu açtım. Arayan annemdi. 'Alo' dememle klasik anne sorularını dizdi önüme ama benim cevabım 'merak etme anne çok iyiyim şuan çok meşgulum müsait olunca ben seni ararım' oldu ve çantamı aldığım gibi kantinden çıktım. Zaten zilde çalmıştı sınıfa geri dönüp aynı yerime değil de başka yere oturma kararı aldım ve gözden uzak bir yere oturdum. Ben buraya mutlu olmak için gelmiştim derken 'kayar mısın?' diye bir ses duydum. Başımı kaldırmamla Berk'i karşımda gördüm. -Ben senden kurtulamayacak mıyım? diye sordum. -Öyle görünüyor dedi ve göz kırptı. Gerizekalı bir de çapkınlık yapıyor aptal. Bu söylediklerimi içimden söylüyordum ama meğersem sesli söylüyormuşum.Berk: Her şeyi duydum merak etme dedi ve güldü. -Ne merak edicem be hem de gülmeyi bırak dedim. -Hemen atar yapma canım ya ne gerek var atar yapmaya. -Ben atar falan yapmıyorum hem sen de git başka sıraya otur niye benim oturduğum sırayı seçtin? -Canım öyle istedi dedi ve beni kaydırıp yanıma oturdu. Hoca da o sıra içeri girdi ve tahtaya bir şeyler yazmaya başladı. Biz öğrencilerde onun yazdıklarını deftere geçirmeye başladık. Tam o sırada benim kalemim yere düştü ve hem Berk hem de ben aynı anda kaleme uzandık ve ellerimiz deydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutluluk Defnesi
RomanceHerkes mutlu olmak ister ben gibi Defne gibi. Bazı insanlar mutsuzluğa ağ açmıştır artık. Kaçacak yerleri kalmamıştır. Mutluluğu bulamayacak hale gelmişlerdir ama ben onları bu mutsuzluktan çıkarmaya geldim. Biliyorum, beni de zor günler bekliyordu...