ŞANS/15

171 17 7
                                    

Bütün gece boyunca duvarın kenarında uyuyamayıp ağlamıştım. Gözlerimin altı mosmor, içi ise kıpkırmızı olmuştu. Yavaşça doğruldum. Düşecek gibi oldum ve duvara tutundum. Midem bulanıyordu. Tuvalete gittim ve ellerimi klozetin kenarlarına yasladım. İçimdekilerin hepsini boşalttım. Daha sonra üstümü giyindim ve taksiyle Marilyn'in evine gittim. Kapıyı çaldım. Açan olmamıştı. Çantamdaki anahtar aklıma geldi. Anahtarı zar zor buldum ve kapıyı açtım. Marilyn'in televizyon başında uyuya kaldığını gördüm. 10-15 dakika ayakta dikilip onu izledim. Sonra yukarı çıktım, duş alıp pijamalarımı giydim. Yatağa girdim ve yorganı ağzıma kadar çektim. Çok uykum vardı fakat uyuyamıyordum. Ayak ses geldi, gözlerimi kapattım. Odaya girdi. Beni görünce yutkundu. Baş ucuma oturdu ve dakikalarca beni izledi. Roller değişmişti. Saçımı okşadı. O kadar yumuşak dokunuyordu ki. Sonrasında derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Ben bu adama nasıl bu kadar iğrençlik yapmıştım? Biz çok mutluyken, hatta ciddi anlamda mutluyken orospuluk yaptım ve herşeyi bozdum. Aferin bana. Gözlerimi açtım. Suratıma bakıyordu. Gözlerimi açınca sıçradı ve başka bir şey yapıyormuş gibi gözükmeye çalıştı.

"Marilyn"

"Konuşmak istemiyorum"

"Lütfen dinle yalvarırım" bana baktı. Resmen alev çıkıyordu gözlerinden.

"Seni görmek istemiyorum Linda. Sesini bile duymak istemiyorum" sonrasında arkasını dönüp gitti. Peki biz ne olacaktık şimdi? Tekrar ağlamaya başladım. Kafamı iyice yorganın içine soktum ve ağladım, ağladım, ağladım. Sonunda yorganın içinden çıktık ve aynaya baktım. Gözlerimin durumu iyi değildi, daha da kızarıp morarmıştı. Fondotenle kapatmaya çalıştım. Göz kalemi ve parlatıcı sürdüm. Salaş bir tişört ve kot giyip dışarı çıktım. Marilyn'in evinin oralarda bir tepe vardı, o tepeye doğru yürüdüm ve bira açtım. Kayalığın üstüne oturdum. Ağlamaya başladım, yine. Bir dikişte yarısını bitirdim. Omzuma bir el dokundu.

YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN YALVARIRIM MARILYN OLSUN

"Sabah seni göremeyince korktum, iyisin değil mi?" Yüzümü ona doğru döndüm. Akmış bir eyeliner, fondoten gittiği için morarık göz altları ve kırmızı gözler. Korkutucu gözüktüğüne adım gibi eminim.

"Çok iyiyim, harikayım"

"Ayrıldınız mı?"

"Sence?! Durumumdan belli olmuyor mu John? Bunu sorarak ne elde etmeye çalışıyorsun? Daha fazla üstüme gidip beni daha fazla üzmeyi falan mı istiyorsun?"

"Özür dilerim. Senin ağlamandan nefret ediyorum." Birden ona sarıldım. Beklemediği çok belliydi çünkü 5 6 saniye sonra karşılık verdi. Çekilip gözlerimin içine baktı. Elimi tuttu.

"Linda, şey, ben seni mutlu edebilirim"

"Nasıl mutlu edeceksin? Durumum çok kötü, kör değilsen görüyorsundur"

"Sadece senden bir şans istiyorum" gözlerimi gözlerinden çekip gökyüzüne baktım. Ne demeliydim ben şimdi?

"Linda, seni mutlu etmek istiyorum. Bana sadece bir şans ver" gözümden tekrar 1-2 damla yaş geldi. Eliyle göz yaşımı sildi ve gülümsedi.

"En zor durumda bile gülümsemeni istiyorum"

"Bu çok zor, en azından benim için çok zor"

"Linda, sana söyleyemedim, ben.. Ben sana aşığım Linda. Dün unutmuşsundur belki söylediklerimi. Zaten bu kafayla pek hatırlayacağını sanmıyorum ama.. Ben seninle mutlu oluyorum, seni mutlu edebilirim, en azından bu acını geçirene kadar veya en azından siz barışana kadar.. Veya ömrünün sonuna kadar seninle olmama izin ver. Çünkü ben her ne şekilde olursa olsun senin yanında olmak istiyorum, seninle uyanmak istiyorum. Peki sen ne diyorsun?" Donup kalmıştım. Açıkçası bende böyle bir şeyi beklemiyordum. Onunla mutlu olabilirdim, brlki de onu severdim! Marilyn gibi olmasa da... Eğer bu dünyada acımı düşürecek veya geçirecek biri varsa bu da John'du. Teklifini tekrar düşündüm.

ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin