ŞANS/27

115 25 19
                                    

2 Ay Sonra

Son bir ayda kendimi çok salmıştım. Uyuşturucuya başlamıştım ve sigara kullanıyordum. Her gece kafam iyi oluyordu. Babam öldükten sonra, durumlar iyiye gidiyordu. Ancak, anne tarafından kuzenimin de öldüğünü öğrendiğimde tam anlamıyla yıkıldım. Onunla çok görüşmezdik, yaşıttık. Buluştuğumuz günlerde kardeşmişiz gibi sıkı fıkı olurduk. Küçüklükten anılarımız fazlaydı. Cenazesine gitmedim. Her şey üst üste gelmişti. Babam, kuzenim ve Fred'in boktan bir sebep yüzünden benimle konuşmaması. Marilyn söylediği gibi hep yanımdaydı. Aynı zamanda artık konserlere çıkmıyordum, diğer dansçılar da çoğunlukla çıkmıyordu. Bir ajansla görüşmüştüm ve anlaşmıştık. Arada gidip iş olup olmadığını soruyordum. 1 hafta önce film olduğunu, benim gibi -kilo, boy, saç vs.- kadın oyuncu aradıklarını söylediler. Bugün film şirketiyle görüşmeye gidecektim. Sabah her zamanki gibi büyük bir baş ağrısıyla uyandım. Banyoya gidip kısa bir duş aldıktan sonra havluyu belime sardım ve odaya geri döndüm. Saate baktım. 07.19 Marilyn'i uyandırmak istemiyordum. Gece yine geç yatmıştık. Üstüme koyu yeşil uzun kollu bir tişört altıma siyah yapışan bir kot giymiştim.

"Günaydın sevgilim"

"Ah seni uyandırdım. Özür dilerim."

"Sorun yok, çok güzel olmuşsun."

"Teşekkürler" tekrar banyoya geçip biraz fondöten ve ruj sürüp göz makyajı yaptım. Dün hazırladığım siyah botları ayağıma geçirdim, Marilyn'in yanağına öpücük bırakıp evden çıktım. Şoför kapıda beni bekliyordu. Gülümsedim ve arabaya bindim. Ajans firmasının önüne geldik. Dönen kapıdan içeri geçip, 2. kattaki müdürün odasının kapısını çaldım.

"Hoşgeldin Linda. Bende seni bekliyordum. Film şirketi ile görüşmen bir saat sonra. Arabamla seni oraya bırakabilirim. Açsan kahvaltı edebiliriz." Bu adam bana asılıyor muydu? Çok samimiydi, oysa sadece 3 kere konuşmuştuk. Belki huyu böyledir diye düşünüp teklifini kabul ettim. Hemen ilerideki kafeye oturduk. Bir bardak yeşil çay istedim, o da poğaça ve sıcak süt aldı. Ben saygımı korurken Harold -adı sanırım buydu, tam hatırlamıyorum- habire iltifat ediyordu. Teşekkür edip durmaktan bıkmıştım.

"On beş dakika kaldı. Gidelim istersen?"

"Tabii, gidelim Bay Harold." Siyah arabaya binip, lacivert büyük bir binanın önünde durduk. Her yeri camdan yapılmış gibi gözüküyordu. Giriş katın üstündeki katta filmin yöneticilerinin odası olduğunu söyledi. Siyah kapıya iki kere vurduk. İçeriden 'gir' sesini duyunca kapıyı açtık, siyah deri koltuklara oturduk.

"Buyrun oturun" Orta yaşlarda bir adam geniş odada, masada oturuyordu.

"Adım Pablo. Sizinki de Linda'ydı sanırım."

"Evet" Önündeki kağıtlara baktı.

"Anneniz Türk, babanız Alman, 1.69 boyunuz var 54 kilosunuz. Gayet güzel." Biraz daha konuştuk, sonunda kabul ettiler. 10 gün sonra aynı yere tekrar geleceğimi söyledi. Arabaya tekrar bindik, yola bakmadan telefonumla uğraşıyordum. Marilyn'e mesaj yazdım.

Gönderilen: BRIAN

10 gün sonra film çalışmalarına başlayacakmışız . 1 saate eve gelirim.

Araba durdu ve Harold kapımı açtı. Sitedeki bir binanın önünde duruyorduk.

"Ajansa gideceğimizi sanıyordum."

ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin