* Kar tanesi *

105 18 0
                                    

'Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma ; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.'

---

2 gün olmuştu. 2 gündür Yunus her saat başı ısrarla arıyor, bende direk kapatıyordum. Hayatım o kadar sıradan olmuştu ki, belki de Çınar'la şarkı söylemek iyi gelecekti. Her gün olduğu gibi yine aynı saate kapım açıldı, ama gelen kişi Kubilay'a pek benzemiyordu. Çınar gülümseyerek yanıma geldi ve yatağın kenarına oturdu

''Günaydın.'' dedim Çınar'ın konuşmasını beklemeden. Çınar yüzümün her köşesini ezberlemek ister gibi bakıyordu, beni duyup duymadığından bile emin değildim. Son olarak gözlerimin içine baktığında artık konuşması gerektiğini anlamış gibi

''Aylin.'' dedi nefesi yüzümü ısıtırken,

''Efendim?''

''Bir şey yok, adını söylemeyi seviyorum.''

Ben şaşkınca Çınar'a bakarken o gülümseyerek ensesini kaşıdı ve ayağa kalktı.

''Kahvaltıya bekliyorlar, Kubilay Mert'i zor tutuyordu en son'' diyerek kucağına aldı beni.

Mert her zaman en fazla yemek yiyenimiz olmuştu. Yemek yedikten yarım saat sonra 'acıktım ya' diyerek söylenmeye başlar, hepimiz onun için evde fazladan çikolata bulundururdu.

Aşağı indiğimizde Çınar beni Kubilay'ın yanındaki sandalyeye bırakıp yanıma oturdu.

Kahvaltıdan sonra kızlar mutfağı toplamaya gittiğinde masada sadece Yiğit , Mert , Çınar , Kubilay ve ben kalmıştık. Bu akşam ilk defa sahneye çıkacaktık, ve evet heyecanlıydım

''Adamla konuştum isterlerse tek tek söyleyebilirler dedi, isterlerse düet yapsınlar falan dedi. Ama biz hepimiz düet yapmanızdan yanayız. Şarkı bulamasanız tek tek söylersiniz. Sadece bu akşamlık 1 şarkı söyleyeceksiniz diğer haftalar 2'' dedi ve bir şey söylememiz için tek tek hepimize baktı.

''Galiba bu akşam hangi şarkıyı söyleyeceğimizi buldum'' diyerek gülümseyerek Çınar'a baktım.

Şarkı söyleyeceğimiz mekana gitmemize 3 saat kala Kubilay'ın yardımıyla bahçede çimenlerin üstüne uzandım sağ tarafıma Çınar sol tarafıma da Kubilay uzandıktan sonra yavaş yavaş herkes kendini yanımıza attı, şimdi hep birlikte çimenlerde yatarken bir şeyler düşünüyorduk. Ben her zaman ki gibi hastalığımı düşünürken diğerlerinin ne düşündüğünü bilmek isterdim.

''Acıktım''

Hepimiz kafamızı kaldırıp Mert'e baktık.

''Ahh, hadi ama daha yeni yemek yedik.'' diye sızlandı Şevval. Kubilay nasıl Babamız gibi davranıyorsa, Şevval de annemiz gibiydi. Her şekilde düşünürdü bizi.

''Ama acıktım''

Bu sefer hiç birimiz cevap vermedik Mert'e. Böyle zamanlarda çoğunlukla yok sayardık.

1 Saat daha öyle boş boş yattıktan sonra Çınar banyo yapmam için odama götürdü beni. Çınar odadan çıktıktan sonra kıyafetlerimi hazırlayıp banyoya girdim, kendimi zorlanarak da olsa küvetin içine attıktan sonra suyu ayarladım. Su yavaş yavaş saçlarımı ıslatırken son bir ayda yaşadıklarımı düşündüm, gözlerimin dolmasına engel olamazken ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Artık yürüyemeyecek olma düşüncesi bile dehşete düşürüyordu beni.

Biraz daha ağladıktan sonra iyice yıkanıp banyodan çıktım, havalar çok sıcaktı o yüzden kısa kot şortumu giyecektim üstüne de göbeğimi açıkta bırakan bir tişört giydim. Kapım çalındığında 'girebilirsin' diye resmen böğürdüm.

YENI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin