Herkese Selam! Öncelikle cidden yeni bölüm uzun zamandır eklemiyordum , özür dilerim. Ama cidden okuyucu sayısı , vote çok az. Lütfen biraz arttırın , bölüm yazasım gelmiyor. Ama sakın bunun için bölüm eklemediğimi düşünmeyin. Okul açıldı malum ve istemediğim bir bölümde olduğum için fazla yoruluyorum ve maalesef hastalıkla uğraşıyorum. Neyse şarkı ekliyorum , şarkıyı dinleyerek okuyun. Keyifli okumalar.
Hiç hoş olmayan bir şekilde esnedikten sonra gözlerimi açtım. Evet, esnedikten sonra gözlerimi açtım. Ben kendimi yatağımda sanırken Çınar'la balkonda uyumuşuz kafamdan aşağı soğuk sular dökülürken sonunda cesaret ederek arkama baktım sinirle bana bakan üç abi'yi unutarak..
"Günaydın!" Diyerek küçük bir çocukmuşum gibi gülümsedim, tabi ki fayda etmedi. Bir yandan Çınar'ı uyanması için dürtüp diğer yandan açıklama yapıyordum
"Gece uyku tutmayınca kalkayım az hava alayım dedim meğersem Çınar'ı da uyku tutmamış işte sohbet muhabbet falan derken uyuya kalmışız yani hiç bekler miydiniz? ben beklemezdim de işte naparsınız." Diyerek saçmalarken Çınar sonunda uyanabilmişti. Çınar ilk 2-3 saniye olayı anlamaya çalışarak etrafına bakındı sonra kafasına bir şey düşmüş gibi 'dank!' Diye bağırdı. Ömür abim ona anlamsız bakışlar atarak yanımıza geldi ve beni alarak salona götürdü.
"Ben yüzümü yıkamaya gidiyorum sen burada otur!" Diyerek ikili koltuğa bıraktı beni. Arkama yaslanıp 'Off!' Diye bağıracakken Mert'in aniden koltukta boş olan yere atlamasıyla 'Bismillah!' Diye bağırıp elimi korktuğum için hızla atan kalbimin üstüne koydum.
"Aylin, canım, balım, hadi yap be bir güzellik.'
"Ne istediğini söyesen de sonra yalvarsan?" Diyerek soran bakışlarla ona bakmaya başladım.
Aniden bağırmasıyla yerimden zıpladım "Sen nasıl kankasın! Senin bir bakışımdan anlaman lazımdı benim ne istediğimi! Bırak ya bırak." Diyerek yanımdan kalkıp Şevval'in yanına zıpladı.
"Mert , özürlü müsün?" Dediğimde gözlerini kısarak baktı.
"Şevval, en sevdiğim." Diyerek etrafına bakındıktan sonra devam etti
"Hadi eve dönmeden şu Kübra'yı yapın bana, vallahi ne isterseniz yaparım, bak bundan sonra masadan kalkar kalkmaz yemek de istemem sizden, hadi canım yap bir şeyler." Diyerek kendini yere atıp Şevval'in bacaklarına sarıldı.
"Mert mal mısın bırak kızı!" Diyerek araya girmeye çalıştım ama o çoktan ağıt yakan teyzeler gibi kendini bir sağa bir sola atmaya başlamıştı.
Şevval'le göz göze geldiğimizde durum değerlendirmesi yaptık, ben gözlerimi sonuna kadar açarken o kısıyordu kafamı sağ tarafa çevirip gözlerimi kısarak baktım ama Şevval çoktan mutfakta kahvaltı hazırlayan Kübra'nın yanına koşmuştu.
Mert yerde kahkaha atmaya başlayınca yastığı aldığım gibi kafasına attım.
Sonunda hepimiz masaya oturduğumuzda Şevval'i yanıma çekmiştim
"Bir şey dedin mi kıza?"
"Hayır, şu anda ağzını arıyorum kahvaltıdan sonra mutfağı toplamasına yardım ederken orada konuşacağız kızlarla ve sende bize yardım edeceksin."
"Ben hayatta karışmam, siz ne yaparsanız yapın." Dememin üstünden sadece yarım saat geçmişti, cidden fazla değil en fazla yarım saat fakat şu anda mutfağın köşesinde plana dahil olmuş bir konumda Kübra'nın gelmesini bekliyordum..
Kübra elinde tabaklarla mutfağa girdiğinde Şevval'le son defa göz göze geldik
''Kübra , Mert çok yakışıklı dimi?'' dediğinde kafamı önüme eğip iki yanıma salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENI HAYAT
ChickLitBir kaza , hayatı ne denli etkileyebilir? Önceden olsa paranın her şeyi çözebileceği mantığıyla hareket eden bir kızdım. Kazadan sonra paranın , aslında hiçbir şeyi çözmediğini anlamam ne kadar zamanımı aldı sizce? İnsan bazı gerçekleri anlamak için...