* Gül pembe *

89 17 0
                                    

Uyandığımda belime sarılı kolla irkilerek hemen oturur vaziyete geldiğimde yanımdakinin Mert olduğunu anladım. Yüz üstü yatmış tek kolunu belime sarmıştı. Kapı hızla açıldığında bakışlarımı kapıyı açan kişiye çevirdim

"Ulan ben bu puştu seni uyandırmaya göndermiştim!"

Mert'de Kubilay'ın bağırmasından rahatsız olmuş yavaşça gözlerini açmıştı

"Günaydın, ne kadar sakin bir gün." Dedim alay ederek.

Kahvaltıdan sonra son hazırlıkları yaparken Kubilay'a çevirdim bakışlarımı

"Bizim şarkı söylediğimiz yer ne olacak ?"

"Adamla konuştum halletik o işi." Diyerek kısa kesti.

"Hadi çıkıyoruz!" Diye bağırdıktan sonra benim ve kendi bavullarını alarak dışarı çıktı.

Arabanın yanında bir şey unuttuk mu diye düşünürken Mert'in sesiyle ona döndük

"Ben ikizleri görmek istiyorum. Zaten daha nerede görüceğiz, son kez görelim" diyerek bizden onay istedi.

İkizlerin evlerinin önünde annelerinin ikizleri getirmesini bekliyorduk. 5 dakika sonra anneleri ikizleri getirince Mert koşarak Eslem'i kucağına aldı, Eslem Mert'e kaşlarını çatarak bakınca Mert

"Çatma kaşlarını da, al vereyim bu canı" diye şarkı söylemeye başlamıştı ben gülerken diğerleri iğrenerek bakıyorlardı Mert'e.

Çocuklarla baya zaman geçirdikten sonra yola çıkmaya karar verdik. Kubilay arabayı sürmek için sürücü koltuğuna geçtiğinde biz Çınar'la önde Kubilay'ın yanında oturuyorduk. Çınar yanımda olduğu için biraz kasılsam da göz kapaklarım kapandığı için daha sonraya erteledim.

Gözlerimi hafifçe açtığımda Kubilay'ın kucağında eve taşınıyordum. Ne yani, 10 saattir uyuyor muydum ?

''Ştt, kapat gözlerini hadi uykun kaçmasın.''

Seslerle gözlerimi açtığımda yatağımda yatıyordum annem ve babamda başımda kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı, ikisi de uyandığımı fark etmemişlerdi. Şimdi onları ne kadar özlediğimi fark etmiştim 'bende buradayım' diyerek güldüğümde ikisi de aynı anda bana bakmışlardı. Önce anneme sonra babama sıkıca sarıldıktan sonra neler yaptığımızı konuştuk uzun uzun. Annem akşama arkadaşlarımı ve ailelerini yemeğe çağırdığını söyleyip hazırlık yapmak için yanımızdan ayrılmıştı sonra daha kahvaltı yapmadığımızı hatırlayarak geri gelmişti. Ne zaman eve misafir çağırsa her zaman her şeyin en iyisi olsun isterdi ve çok telaş yapardı bu akşamda fazla kalabalık olduğumuz için telaş yapmaya başlamıştı.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra ben babamla kahve içmek için bahçeye çıkarken annem yemek yapmaya başlamıştı. Akşam baya eğlenceli geçeceğe başlıyordu. Babamla tedavi hakkında baya konuşmuştuk , yurt dışına göndermek istiyordu beni. İtiraz edecek değildim ama ailemden de ayrı kalmak istemiyordum, ya da her neyse iyileşme şansım vardı!

Sonunda akşam olmuştu ve gelmelerine yarım saat kalmıştı. Odama gidip hazırlanmam lazımdı. Kazadan sonra odamı giriş kattaki bir odayla değiştirmiştim, girip çıkmam kolay oluyordu tekerlekli sandalyeyle. Beyaz kısa bir tulum giyip ayağıma ayakkabılarımı geçirdim, gerçekten zorlanıyordum giyinirken bu yüzden hemen tedaviye başlamak istiyordum.

Salona geri gittiğimde çoktan herkesin geldiğini ve direk masaya geçtiklerini gördüm. Hadi ama hangi ara gelmişlerdi ?

''Hoş geldiniz!'' diyerek yanlarına gittiğimde acıyan bakışları istemesem de fark etmiştim. Teker teker 'hoş bulduk' dediklerin de masadaki tek boş yere sürdüm tekerlekli sandalyeyi, Kubilay'ın yanı - Çınar'ın karşısı. Hayat, bana nerenle gülüyorsun ?

YENI HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin