Bir rica üzerine hatırlatmalar (kayıp sözlüğü);
SEL: Sahil Erkek Lisesi
SELtel: Sahil Erkek Lisesi cep telefonudur. Sadece okul sınırlarında aktif olarak çalışır.
SC: Sahil Cafe
K harfi ve mührünün görüldüğü yerler: Karmen ailesi adına yapılan çalışmalar için kullanılan şeylerde bu damga yer alıyor. (Kırmızı polisiye yüzüğü gibi...)
NOT: Profesyonel bir hikaye olmasada yazım, sizin yorumlarınızla profesyonelliğe gideceğime inanıyorum bu yüzden iyi kötü yorumlarınızı bekliyorum. Umarım zevk alarak okuyorsunuzdur. Bunu bilmek beni mutlu eder. En küçük bir yorumunuzun bende büyük değere sahip olduğunu lütfen unutmayın. Vote'larınız için teşekkür ederim 💖
Önemli NOT: Hikayeyi ve her bir bölümü daha anlaşılır kılabilmek için yavaş yavaş ve düşünerek okumanız tavsiye edilir.
~•~
Yosun kokuyordu. Evet evet bu kokuyu nerde duysam tanırdım. Burası yosun kokuyordu.
Nemli havası ve ıslak görüntüsüyle bir mağarayı aratmıyordu fakat mağara değil demişti. 'Sadece bir yol.'
Öyleyse kesinlikle ot kokulu bir yol. Yosun muydu peki maydonoz mu? Ve şimdi tekrar düşününce... Yosundu işte. Kendimi tanımak zorunda hissediyorda olabilirdim. Deniz yeşilliği. Evimizin denizle bütünleşmiş balkonundaki gibi."Acele eder misin? Burası ne kadar daha dayanır bilemiyorum doğrusu."
Tavan akıyordu. Her yerden şapır şupur su damlıyordu. Ama geçebileceğimiz tek yer burası demişti. 'Tek güvenli yer.'
Nasıl döneceğimizi bilmiyordun değil mi? Öyleyse neden kaçırdın beni dediğimdeyse 'böylesi sencede daha heyecan verici değil mi' diye cevap vermişti.Atraksiyonuna sıçayım.
Denizin neresinde kaldığımızı bilmiyordum fakat burası denizden bile daha tuzluydu. Bir şekilde yolunu bulan sular tuzunu bırakarak ayrılıyor olmalıydı. Belki de bizim hain kat görevlisi boş zamanlarında burayı tuzla dolduruyordu. Bu kafedeki tuzluklarda bile karabiber bulunmasını açıklıyordu.
Hızlı yürümeye çalışsada, sıkıca çalışılmış vücudu küçük yolda yürümesini zorlaştırıyordu. Ayakları her adımda (arkamdan geliyordu) -her ihtimale karşı demişti- ses çıkarıyordu.
"Sandığından daha uzun süredir burda ve sandığından daha dayanıklı olduğu konusunda garanti verebilirim."
"30dan fazla cevapsız çağrım varken hiçbir şeyin garantisini dinleyemeyeceğim."
"Öyleyse acele et."
İkimizde birbirimize acele et diyorduk ve bunu demektense acele etmemiz her türlü daha yerinde olacağını düşünmeden edemedim.
Kısa yolculuğumuz bittiğinde denizin yakınında ve tellerin arkasında bir yerdeydik. Hiçbir şeyi öttürmediğimiz, aydınlatmadığımız yani bir alarmı aktif hale getirmediğimiz için içimdeki korku bir nebze azalmıştı.
"İyi geceler." Dedi soğuk ve tedirgin bir şekilde.
"Ne yani hiçbir şey olmamış gibi gidiyor musun?"
Yüzü tanımlayamayacağım bir ifadeye büründü.
"Ne yapmamı istiyorsun?"
Bir ne yapmamı istiyorsun bakışı mıydın yani.
"Ne açıklama yapacağız?"
"Bir açıklamaya gerek yok. Gördüğün gibi hiçbir şey olmadan geri döndük. Ruhları bile duymadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
Teen FictionBir an güneşle değil, sadece onun gözlerindeki kıvılcımlarla her yerin aydınlanabileceğini düşünmeden edemedim. Baktığı her yeri yakıp kül edebilirdi. Ve ayrılık geldiğinde sönüşünü izlemek, güneşin doğmayacağını bilmek kadar zordu. ...