Bu bölüm Whatsapp grubumuzdaki tüm kızlarım ve okuyan tüm bebeklerime gelsiin.Voteleriniz,yorumlarınız ve mesajlarınız için çok ama çok ama çok çok çoook teşekkür ederim.İyi okumalar,Adios!
"Kemçük ağızlı lapara! Çarık surat! Deniz çekil dedim şuradan! Yemin ediyorum bu sefer tutamayacaksın beni! Seni julyen doğrayıp sonra da kıymaya çevirmezsem benim adım da Yeşil değil! Deniz bıraksana! YA!!!"
"Yavrum bi sakin ol gözünü seveyim,bir dur."
Yumruk yaptığım ellerimi indirerek derin bir nefes aldım. "Tamam,sakinim.Şimdi,çekil."
"Sebep?"
"Bak canımın içi.." aramızdaki bir metre boşluğu yürüyüp yârimin dibine kadar girdim. Şeytan diyordu arkasına saklanan sarı fareyi kap da,işte aramızda yârim tost olurdu.O sarı fare dokunamazdı benim sevgilime o kadar!
"İşim bittikten sonra,sana sebep-sonuç,neden-sonuç hatta amaç-sonuç cümleleri ile açıklama yapacağım.. Ama şimdi." Sakinliğim yok olup tekrar ocağı açılmış kızartma tenceresi gibi fokurdamaya başladım. "O KEVGİR DAYAK YİYECEK!"
"Yemeyecek! Yeşil bir dur dedim sana!"
"Sen şimdi çekilmiyor musun?" Yarim ciddi ciddi bakmaya devam etti. "Hayır,bir sakinleş.Konuşacağız."
"Emin ol Deniz.." dişlerimi sıktım. "Bu benim sakin halim,sabrımın taştığı halimi görmek istemezsin."
"Her halini gördük güzelim,onu da görürüz."
Nah gördün,neyimi gördün? Tuvaletimi yaparken gördün mü? Hayır. Kavga ederken gördün mü? Hayır. Yalnız şu an farkettim ki,yârim kendisine bu kadar aşık olduğumdan salak salak davranan tiplerimi biliyordu bi. Üzgün,sinirli halimi bilmiyordu ve şu an öğrenmek üzereydi.
Çünkü,sinirlendiğimde gerçekten hiçbir şeyi görmezdi gözlerim.En son Yaren'i okul çıkışı sıkıştıran kızları döverken bu şekilde hissetmiştim ve,içimdeki sinir derin nefes almayla veya bağırmakla geçmeyecekti.
O kız dayak yiyecekti bugün.Ekmeksiz dayak yiyecekti hemde,iyice karnını dayakla doyuracaktı.Yoksa ben sinirden kendimi yiyecektim.
"Şu an çekilmezsen deniz anası.. Eğer şu an o sarıyı korursan.."
Ya bu çocuğun da renklerden çektiği neydi be? Bir tarafta sarı fare Esra,bir tarafta Yeşil Michelengelo,ninja kaplumbağa ben..
"Beni tehdit etme Yeşil."
Sesimi yükselttim tekrar. "TEHDİT FALAN ETMİYORUM." Elimi yumruk yapıp sıkabildiğim kadar sıktım. Ya şimdi kendimi imha edip patlayacaktım,ya da patlayacaktım.
Neden bu kadar büyütüyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Basit de olsa,bir kere sinirlendiğimde gözüm hiçbir şeyi görmez. Şu an olduğu gibi.Tüm nöronlarım o sarı fareyi dövmem için çığlık çığlığa tezahürat yaparken, bana tek karşı kısmım Bay Okaliptüstü her zamanki gibi.
"Ben gidiyorum." İçimdeki siniri bir şekilde atmam gerekiyordu ve bunun tek çaresi eve gidip Yiğitle kavga çıkarmaktı.Belki bir iki tekme savurursam kendime gelirdim.
Sarı fareye sinirlenip öz kardeşinden mi çıkaracaksın hıncını?
Öyle bir şey yapmayacaktım,asla. Karşımdaki değersiz tip için,kendi kardeşime bulaşmayacaktım.
E ne yapacaksın o zaman atom bombası? Ya kendini imha edeceksin,ya da çevreni yakıp kül edeceksin?
"Yeşil?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğuştan Rahat
Humor"Lokum gibi adamsın,fıstık gibi sözlün var,benimle neden muhattap oluyorsun?" "Çünkü fıstıklı lokum sevmem." ©23042015 Tüm hakları saklıdır.