Doğuştan Rahat

52: Bu kız kime çekti bilmiyorum.

SELAMLAR.

RESMEN REKORUMU KIRDIM, 3.500 KELİME KLJDFLKSHF

NABERSİNİZ?

YAZACAK BİŞİ BULAMADIM, İYİ OKUMALAR CÜMLETEN.

SEVİYORUM SİZİ. ADİOSSS!!

"Bence bir hırsız bulalım.. Annemin çantasını çalsın..O sırada yoldan geçen Yaren de hırsızı yakalayıp annemin gözüne girsin."

Enis elini kaldırdı. "Yalnız genel başkanım, Aynur reisin kurtulmaya ihtiyacı yok. Zeyna gibi kadın maşallah Allah nazarlardan saklasın amin. Hırsızı orada bir güzel döver, sonra da salonunuza abajur yapar. Ciddi bak."

İşaret parmağımı Enis'e doğru uzattım. "Doğru diyorsun bak.. Hazır Rambo gibi de görünüyor.. Hem anacığım hamile, hırsız mırsız yırtarım ortalığı!"

Kafamı Yiğit'e çevirdim. "Gidin kendinize başka manita bulun sizde. Zaten ben benim manitamı özlemişim."

"Sabrımın son sınırlarındayım Yeşil."

"Yeşil!!!"

Aynı anda cırlayan Yiğit ve Yaren'e bayık bayık bakmaya devam ettim. "Banane be, ayrılın o zaman. Manyaklara bak işim gücüm yok sizinle mi uğraşacağım? Allah aşkına sen söyle Yaren," elimle ağabeyimi işaret ettim. "Şu sıfata bir bak,bundan koca olur mu sığır? Çamaşır makinesinde bulaşık yıkamaya çalışan bir insan bu."

Bu sefer Yaren'i işaret edip ağabeyime döndüm. "Bir de sen şu sıfata bak, bu gelin olarak alınır mı be? Siyah zayıf gösteriyor diye rockçı olan bir manyak bu. Valla bende annem olsam, her türlü kaynanalığı yapardım."

Şimdi yanlış anlaşılma olmasın, annem benim anamken bana bu kadar saydırıyorsa elin kızlarına nasıl kaynanalık yapardı,Allah bilir. Gerçi Yaren'in sıfatına bakınca Gelinine işkence yaptığı için evde kalan görümce isimli kıssadan hisseli film çekesi geliyordu insanın. Hani şu sonunda hep iyilerin kazandığından. Saçmalık. Gerçek hayatta iyiler kazanmaz.

"Eniscim şimdi sen söyle," bu sefer kendimi işaret ettim. "Benim gibi bir tatlişko yengen olduğu için çok şanslısın değil mi?"

"Ne diyorsan doğrudur Yeşilim," Enis gülümseyerek ağabeyimi işaret etti. "Şu dana Yiğido var ya? Geçen gün cumaya gidelim dedik, namazın son rekatında abdestimi bozdurdu imansız."

"Mala bak ben mi dedim gül diye?"

"Ayyy, şimdi uçacağım kafalarınıza he. Yeter be."

"Yeşil, Zekeriya amcayı hatırlıyo musun?"

"Ha?"

"Hani Zekeriya amca vardı şurada," eliyle karşıyı gösterdi. "Evini inşa ederken kumlar vardı kapısında, sen tutturmuştun ben çamurdan pasta yapıcam diye, o da gelip kumların kaç tane olduğunu bildiğini, sayısında eksilme olursa gelip bizim evden alacağını söylemişti.. Sende inanıp anneme söyler diye tuzları sulu boya ile boyamaya çalışmıştın.."

Ben ağabeyimin dediklerini amacının ne olabileceğini anlamaya çalışarak dinlerken Enis kulağıma "Ne diyor bu?" diye fısıldadı.

Ağabeyime bakmaya devam edip Enis'i cevapladım. "Du bakayım bende merak ettim konuyu nereye getireceğini."

"Suya tuzu koyduğunda çözünmüştü.. Sende gidip Zekeriya amcanın kumlarına su dökmüştün, sayılarını biliyorsa anlamaz kumuyla oynadığımı tuz gibi çözünür o da diye.."