Merhaba arkadaşlar 2. Bölümle karşınızdayım. Önceden de söylediğim gibi daha yeni olduğum için hatalarım olabiliyor bunun için şimdiden sizden özür dilerim. Şuan bu ne sıkıcı hikaye diyor olabilirsiniz fakat olaylar 3. 4. Bölümden sonra gerçekleşicek şuan yavaştan alıyorum. Umarım beğenir ve yeni bölüm gelmesini istersiniz. Medyadaki Ege Ve Ela. diğer bölümde sizinle Can,Denizin Annesi, Cem ve Özgeyi de paylaşacağım.
Sonunda zilin çalmasıyla öğle arasına girmiştik. Tam anlamıyla çok sıkıcıydı. Fakat Özge ve Cem saolsun ders benim için daha iyi geçmişti. Özge ve Cemle sınıfta tanışmıştım ve çok sıcak kanlı insanlardı şimdiden onlara ısınmıştım bile. Yemekhaneye geldiğimizde 3 müzde sıraya geçip beklemeye başladık. Gözlerimi yemekhanede gezdirirken kapıda bugün müdürün odasında gördüğüm Ege yi gördüm. Çocuk gerçekten müthiş bişeydi. Özge oraya baktığımı anlamış olacakki açıklama yaptı "Ege Kayan okulun popüleridir bilirisin işte her okulda vardır böyle"
Cem de söze atılarak
"Kız olsam bende peşinde dolanırdım şuna baksana bi"
demesiyle gülmeye başladık. Cem çok komik bir çocuktu tam 5 ders onun esprileriyle dayanmıştım tabi arada soğuğa kaçanlarıda vardı. Sarışın kıvırcık saçlarıyla çok sevimliydi. Özgeye gelirsek oda çok samimi ve güzel bir kızdı. Sarı saçları ve ışıl ışıl parlayan yeşil gözleriyle etrafa enerji saçıyordu. Yemeklerimizi sonunda aldığımızda oturucak boş bi yer bulup yerleştik. Özge nin gözü kapıya kaydığın da bende o tarafa döndüm. Ege nin yanında duran kız bugün sabah gülümsediğim fakat takmayan sürtükdü. "Buda okulumuzun sürtüğü Ela" Cem direk lafa girerek "Tam bi fıstık" Özge Cem e dirsek geçirdikten sonra aralarında bişey varmı acaba diye düşünmeden edemedim. "Ege ve Ela çıkıyorlarmı" Özge yemeğinden bi kaşık alıp bana döndü "Evet ama Ege yi bissürü kızla görüyoruz yani onlarınki tam olarak çıkmak değilde takılmak"
Cem direk söze atıldı
"Ayrıca isimleride çok uyumlu değilmi Ela ve Ege"
Cem çok büyük bir şey tespit etmişcesine sırıtmaya başladı
"Bravo" dedim elimdeki kaşığı bırakıp alkışlayarak. Ordan Özge söze atıldı "Milletçe alkışlıyoruz"
hepimiz güldük. Git gide daha çok sevmeye başlıyordum onları.Onlar bana bazı kişileri tek tek tanıktıktan sonra zil çaldı ve yemekhaneden çıktık. Sınıfa doğru ilerlerken okulu da yavaş yavaş çözüyordum. Vay anasını okulda havuz bile vardı. Cemle Özge kütüphaneyi gösterdikten sonra tam cıkıyorduk ki önümde birine çarpmamla telefonum yere düştü.
"Lanet olsun önüne ba-"
Karşımda Ege duruyordu ve tabiki tahmin edebiliceğiniz gibi bayan sürtük Ela. Ege lafına başlayanadan Ela atıldı
"Kör müsün kızım sen önünü göremiyor musun? Annem göz doktoru istersen senin için bi randevu alabilirim"
Ege de alaycı bi şekilde gülüyordu. Sürtük. Şimdi sana ağzının payını vereyim.
"Canım ilk olarak bana diceğine kendi yanındaki dallamaya randevu alsan iyi olur, belliki gözü hiç görmüyor, sana gelirsek ilk olarak o eteği götüne kadar çekmiş bana laf atıyorsun ama o eteği indirebilcegimiz gibi götünüde indirmeyi biliriz"
Cem ve Özge yanımda kıkırdarlarken Ela ve Ege şaşkın ve kızgın gözüküyolardi. Ege kükrercesine
"Kızım sen kimlere bulaştığının farkında mısın, daha burda yenisin ama zamanla -kulagıma dogru egildi ve fısıldadı- kimlere bulastiğını öğreneceksin."
Ela da pis pis sırıttıktan sonra ikiside bişey dememe fırsat vermeden gittiler. Evet yeniyim ve bende onlara kime bulaşmamaları gerektiğini göstericeğim. Cem ve Özge bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Ne? Neden öyle bakıyorsunuz" En sonunda Cem konuşmaya başladı
"D-deniz sen daha demin Ela Ve Egeye meydan mı okudun"
"Ee nolmuş yani ne var bunda bu kadar şaşıracak" Özge direk lafa atıldı
"Bu okulda ona meydan okuyan pek yoktur hatta hiç yoktur. Varsa da hadlerini bildirtirler dikkat etmelisin bundan sonra"
İki dangalak insanları böyle korkutuyorlardı demmekki. Ama benim kitabımda korkmak yoktu. Eski okulumda birçok kişi benimle tartişmaya girmezdi çünkü beni tanıyorlardı. Burdakilerde zamanla tanicaktı.
"Herneyse hadi gidelim"Sonunda zil çaldıgında büyük bir bıkkıntıyla aşagı indim. Bu lanet olası okulda birde etütler vardı ayrıca gitmekte zorunlu. Tam 9 saatin ardından kapıda annemi beklemeye başladım. Daha Izmiri tam bilmediğim için bikaç gün annemle gelip gidicektim. En sonunda annem geldi ve arabaya bindim. Can malı yine herzamanki gibi en önde oturuyordu. Arabaya binmemle sorular başladı. "Günün nasıl geçti? Arkadaş edindinmi? Hocalar nasıl? Yemek yedinmi?"
"Ay anne bi nefes al sakin ol. Günüm güzeldi ve evet arkadaş edindim, hocalarda iyi ve sonuncu sorunun cevabinı bildiğine eminim"
"Evet haklısın biliyorum" 15-20 dakkalık bi yolculuktan sonra eve vardık. Direk odama çıkarak kendimi yatağa attım. Sapıkmıyım neyim tövbestt. Üstüme rahat bişeyler geçirdikten sonra foşik kankim Tanemi aradım.
"Napiyön Taneeeeem"
"Okyanuuuuuuuus"
"Qomiq qız seniii"
"Ehehhe bilyrm"
"Slk şey"
Evet konuşmamızın yarısı böyle gecmişti. Tanem benim en yakın dostumdu. Istanbuldan taşınırken birbimize söz vermiştik sık sık birbirmizi arayacağimıza dair.
Ona bugünkü sıkıcı okul günümü anlattıktan sonra telefonu kapattık. Tabletimi alıp facebook ta gezinmeye başladım. Arama motoruna Ege Kayan yazdım. Fagafsfsgag. Bi insan soyadıyla bu kadarmı uyumlu olur yahuu. Çoçuk gerçekten cennetten gelme bişeydi. Bugünkü günüm aklıma gelince tableti bırakıp yattığım yerde uzandım. Ege ye kime bulaşmaması gerektiğini göstericektim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY
Teen FictionYeni bir hayat Yeni bir şehir Yeni arkadaşlar Yeni düşmanlar ve Yeni aşklar Bu yeniliklerin içinde kaybolmaktan korkan bir kız. Başına geleceklerden habersiz bir masumiyet abidesi. Peki onu ne kurtaracak? Sevgi, saygı, sadakat... Aşk...