Medyadaki Deniz'in giydiği elbise.
Allahım öleceğimmm sıkıntıdan. Fonksyon ilerde işime ne zaman yarayacak gerçekten merak ediyorum, şuan nerdeyse sıkıntıdan patlamak üzereyim. 2 Ders Biyoloji, 2 Ders matematik ve şimdide seçmeli ders, kim çeker bunu? Kesinlikle ben değil. Zilin çalmasıyla tuttuğum nefesimi dışarı bırakarak yemekhaneye yürümeye başladım. Özge ve Cemle orada buluşucaz diye sözleşmiştik fakat ikiside yoktu. Normalde aynı sınıftaydık ama seçmeli derslerimiz farklıydı. Okula ilk geldiğim hafta müdüre tenis,müzik ve dramayı seçeceğimi söylemiştim. Tenis de gerçekten iyiydim. Küçüklükten beri sürdürebildiğim tek spor dalıydı.
Yemekhanenin ortasında Ege ve Elayı yiyişirken gördüğümde aklıma dün gece geldi. Iyk.Özge ye dün olanları anlattığımda kısa ve öz bir kelime söylemişti "Oha"
Dün Ege'nin o davranışı beni de çok şaşırtmıştı. Bu olaydan sonra dalga geçmesini falan bekliyordum fakat o beni yemeğe davet etmişti. Düşüncelere öyle bi dalmıştım ki bana doğru yürüyen Özgeyi fark etmemiştim.
"Hey nerdeydin"
"Kamp hakkında bilgi aldımm öğle arası bitmeden formu doldurmamız gerekiyormuş."
"Tamamdır Cem nerede?"
"Ş-şey bi kızla dolaşıyordu bahçede" Özgenin yüzü direk düşmüştü. Belliki bu çocuğu ciddi ciddi seviyordu. Özgeye söylemeden Cemle konuşmalıyım çünkü bu böyle yürümez.
"Biraz dışarı çıkmak ister misin?"
"Hayır hayır ben iyiyim Deniz hadi gel birşeyler yiyelim çook açım."
"Tamam öküzcüüm"
"Bana diyene bak seeen" ikimizde güldükten sonra yemeğimizi alıp boş bir yere oturduk.
"Heey birazda sen anlat bakalım Ege ile yemeğe çıkıcağın için heyecanlı mısın bakiim" Gözlerimi devirdim
"Yok artık onun neyine heyecanlanıcam"
Özge bana "ya tabi tabi" bakışı attı bende ona "sni skrm blysn dmi" bakışımı attım. Gördüğünüz gibi bakışmalarımızla çok güzel anlaşabiliyorduk
Yemeklerimiz bittikten sonra rehberlik odasına gidip kamp için form aldık. Formları doldurduktan sonra müdüre teslim edip sınıflarımıza dağıldık.Nihayet okul bitince aşağı inerek annemi beklemeye başladım. Annemin zamanlamalarına bayılıyordum gerçekten hiç olmadıgı anda geliverir, boş olduğum zaman 10 saat bekletir. Anneağağağa daha hazırlanıcam hadi ama. Elime telefonu alıp arıyacakken korna sesiyle irkildim. Annemi görmemle merdivenlerden inerek hızla arabaya bindim.
"Anne nerde kaldın Allasen sanki 2-3 saatlik yoldan geliyon."
"Süper haberlerim var Denizz. İşe girdimmm. Yarın başlamam için aradılar."
"Oha çok güzel oldu bu hayırlı olsunn kraliçem"
"Saol bebeğimm. Erdem sayesinde girdim bir tanıdığının bürosu. Sekreterlik gibi bir iş. Haaa Erdem demişken bugün Ege ile yemeğe çıkıcakmışsınız bakıyorum iyi anlaşmaya başladınız" Yaa ne demessin anne o kadar iyi anlaşıyoruz ki canım kardeşimle.
"Evet sana Erdem Amca mı söyledi"
"Evet tatlım. Manşallah manşallah nazar değmesinn."
Annem tahtaya 2 kere vururken bu haline gülmeden edemedim. Dün olanları duysa en az 1 ay dışarı çıkmama izin vermezdi bu yüzden söylemedim.
Nihayet eve vardığımızda hızla odama çıkarak üstüme rahat birşeyler giydim. Kendimi direk yatağa attım. 2. kez tövbesssst. Alarmı akşam saat 19.00 a ayarladıktan sonra yemeğe kadar dinlenmek için derin bir uykuya daldım.Alarmın sesiyle kendime geldikten sonra zar zor yataktan kalkıverdim. Offfffff 1 saat sonra Ege ile yemeğe gidicektik ve daha hazırlanmamıştım bile. Hızlıca banyoya girdikten sonra saçlarımı kuruttum. Ne giyicem ben yaa. Gardrobuma baktıktan sonra gözüme ilk çarpan siyah mini elbisemi aldım. Nereye götürceğini bilmediğim için giyip giymemekte kararsız kaldım fakat sonra az zamanım kaldığı için giymeye karar verdim. Aynanın önüne geçtiğimde saçlarıma hafif maşa yaptım. Makyaj olarakta rimel parlatıcı göz kalemi sürdükten sonra bir fıs ta parfüm sıkıp aşağı indim. Annem mutfakta yemek hazırlarken fikrini sormak için yanına gittim.
"Anne çok mu abartılı olmuşum?"
"Gayet güzel olmuşsun bebeğim"
"Saol kraliçeem" yanağına bir öpücük kondurup Can'ın yanına gittim. Her zamanki gibi bilgisayarın başındaydı. Bu erkekler Lol den ne anlıyor gerçekten anlamıyorum.
"Caan nasıl olmuşum"
Bakmaya bile tenezzül etmeden "iyi" dedi.
"Oyo"
Bana mal mal baktıktan sonra dil çıkartıp aşagı indim. Merdivenlerden inerken dışarıdan korna sesi gelmesiyle Ege'nin geldiğini anladım.
"Anneee ben çıkıyorum."
"Tamam tatlım geç kalmayın"
"Tamam"
Siyah ayakkabılarımı giydikten sonra evden cıktım. Ege son model arabasına yaslanmış telefonuyla ilgileniyordu. Hafif öksürdükten sonra beni fark etti ve baştan aşağı süzdü. Bende ona baktığımda beyaz bir gömlek ve kot giymişti. Allahım gerçekten ona bakmadan edemiyordum. En sonunda gözlerimi ondan ayırıp arabaya doğru ilerledim.
"Çok güzel olmuşsun"
"Teşekkür ederim"
Bu iltifatına şaşırarak arabanın kapısını açmasıyla arabaya bindim. Ege'nin hareketleri beni şaşırttığı kadar mutlu da ediyordu. Mal mısın Deniz nediyorsun sen ya ne mutlu etmesi. Kendi düşüncelerimden sıyrılıp yola odaklandım. Uzun bi sessizlikten sonra Ege konuşmaya başladı.
"Ee kampa gidiyor musun"
"Evet"
"Sorduğun için sağol bende gidiyorum" Bana dönerek gülümsedikten sonra tekrar yola odaklandı. Nediceğimi bilmediğim için sessiz kalmayı tercih ettim. 20 dakka gibi bi süre geçtikten sonra araba durdu.
"Nereye geldik?"
"Şimdi görürsün" arabadan çıktıktan sonra kapımı açıp elini uzattı. Elini tuttuktan sonra arabanın kapasını kapatıp beni bi yere götürmeye başladı. Elimi tuttuğu yerler yanmaya başladı. Çekersem ayıp olur diye düşünerek tutmasına izin verdim.
Burası dağlık taşlık bir yer olduğu için topuklu ayakkabılarla çok zor yürüyordum. Biraz daha yürüdükten sonra belliki gidiceğimiz yere varmıştık. Burası tek kelimeyle muhteşemdi. Tüm İzmir ayaklarımızın altındaydı sanki. Manzara o kadar güzeldiki özenle hazırlanmış masayı ve kemancıları sonradan fark ettim. Gerçekten mükemmeldi. Ege'nin neden böyle birşey yaptığını anlayamamıştım ama ister istemez insan mutlu oluyordu işte.
"Burası çok güzelmiş" Ege biraz bekledikten sonra manzaradan gözlerini bana çevirdi.
"Kafam dolu olduğunda hep buraya gelirim."
Anladığımı belli edercesine kafamı salladıktan sonra masaya doğru ilerlemeye başladık. Orda ki adam sandalyemi cektikten sonra gülümseyerek teşekkür ettim ve oturdum.
"Ege ben sana gerçekten çok teşekkür ederim." Ege dediğim şeyi garipsercesine kaşlarını kaldırdı.
"Ne için?"
"O adamın elinden beni kurtarman, şimdi buraya getirmen ya.." sözümü tamamlayamadan konuşmaya başladı
"Teşekkür etmene gerek yok kim olsa aynı şeyi yapardı. Hem senle iyi bir başlangıç yapamadık. Telafi gibi birşey bu."
Gözlerimi gözlerine kenetlediğimde bir müddet öyle kaldım. O gözleri öyle bir güzeldi ki, dudakları...
Saçmalama Deniz. O senin yakında üvey kardeşin olucak senin dediğin şeylere bak. Kendime lanet okuduktan sonra zorda olsa gözlerimi Ege'ninkinden çekebildim. Garson tarzında bir adam yemeklerimizi getirdikten sonra sohbet ederek yemeye başladık. Ege düşündüğüm gibi biri değildi. Gayet iyi bir insana benziyordu. Özge ve Cem'in dedikleri aklıma geldiğinde kısa çaplı bi tereddüt yaşadım ama sonra düşünmemeye karar verdim. Bu güzel anı bozmak istemiyordum. Ege manzaraya bakıp iç çekerek bana döndü
"Deniz"
"Efendim?"
"Çok güzelsin"
Güldüm. Kafamda sinyallar dolanmaya başlamıştı bile.
ÇOK
GÜZELSİN
WTF
OMG
evet bana bişeyler oluyor
küçücük bi iltifatta böyle oluyorsam
VAHEY
"Ş-şey sende kötü sayılmazsın." bana gülümsedikten sonra telefonunda birşeye bakıp tekrar bana döndü.
Noluyor sana Deniz bu çocuğun yanında böyle zayıf duramazsın.
Sen Deniz Kıran'sın küçücük birşeye kapılıp gitme.
O ela gözlere..
Kendi düşüncelerimde boğulurken Ege'nin sesiyle kendime geldim.
"Dans edelim mi?"
Hayır hayır hayır bi bahane bul etme. Ona kapılma. Hayır de Deniz.
"Olur"
Kendi sandalyesinden kalktıktan sonra benimkinide çekip elini uzatarak kalkmama yardımcı oldu. Birlikte masadan biraz uzaklaştıktan sonra keman çalan amcalardan biri söylemeye diğeri çalmaya başladı.
Bana ellerini ver..
Hayat seni sevince güzel..
Sana gönlümü verdim nazlı güzel..
Kollarımı Ege'nin boynuna doladıktan sonra oda beni iyice kendine çekerek ellerini belime doladı. Gözlerine baktığımda oda beni izliyordu. Hiçbirşey demeden gözlerimi kaçırdım. O kokusu yine burnuma doluyordu. Vanilya...
Bu an hiç bitmesin istedim
Onun kolları arasında kalmak
Herşeyi unutmak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY
Teen FictionYeni bir hayat Yeni bir şehir Yeni arkadaşlar Yeni düşmanlar ve Yeni aşklar Bu yeniliklerin içinde kaybolmaktan korkan bir kız. Başına geleceklerden habersiz bir masumiyet abidesi. Peki onu ne kurtaracak? Sevgi, saygı, sadakat... Aşk...