Özgeyle kahvaltımızı ederken hemde ona dünkü olanları anlatıyordum.
Herzamanki gibi kısa ve öz olan o meşhur lafını söyledi.
"Oha"
"Daha İstanbuldan geleli 1 ay oldu şu yaşadıklırıma bak."
"Kızım senin hayatın ekşınlı en azından birde benimkine bak."
"Böyle ekşın olmaz olsun."
"Ya Deniz"
"He"
"Bu Cem yanımıza gelmez oldu."
"Fark ettim, bak izin ver bir konuşayım çaktırmadan. Bak söz çaktırmicam."
"Bilmiyorum ki ya"
"Hem bu böyle gitmez Özge, üzülüyorsun işte."
"Neyse boşver. Bak bişey diyimmi bu Gökalpte tipsiz çocuk değil."
"Eee yani?"
"Mal senin için diyorum."
"Hayatımda yeterince ekşın var bide erkek meseleleriyle uğraşamicam."
Özge güldükten sonra kahvaltısına devam etti.
Neyseki bu kampcılar son günümüzü istediğimiz gibi geçirmemize izin vermişlerdi. Basketbol,futbol,valeybol,tenis,yüzme hepsi vardı.
Ben bugün vaktimi tenisle geçirmek istiyordum. Uzun zamandır oynamıyordum ve rahatlamaya ihtiyacım vardı.
Kahvaltımızı ettikten sonra Özge yüzmeye gitti. Bende çadıra gidip altıma pembe şort eteğimi üstümede beyaz bluzumu giydim. Tenis sahasına doğru ilerlediğimde doluydu.
Hay lanet.
Ege ve Gökalp oynarken sahanın dışından onları izlemeye başladım.
Kendilerini o kadar kaptırmışlardıki beni fark etmediler bile.
İkisinede baktığımda gayet iyi oynuyorlardı ama Ege biraz daha üstün geliyordu.
En sonunda ikiside raketleri bırakınca beni fark ettiler.
Gökalp yanıma geldi.
"Naber Deniz?"
"İyidir sen?"
"İyi, tenis oynamaya mi geldin?"
"Öyle yapıcaktım fakat dolu gibi."
Ege'ye baktığımda oda yanımiza doğru geldi.
"Maç yapalım"
Ege'ye baktığımda ciddi gözüküyordu.
"Bilmiyorum ki"
Ege sıritmaya başladı.
"Eğer yenilmekten korkuyorsan avans veririm merak etme."
İğir yinilmiktin kirkiyirsin ivins viririm mirik itmi.
Öküz.
"Neyine oynuyoruz?"
Ege düşünmeye başladı
"Kazanan kaybedenene istediği bir şeyi yaptırıcak."
"Varım"
Bu macı kesinlikle kazanmam gerekiyordu.
Ege bu ne istiyeceği belli olmaz.
"Bende sizi izliyim madem."
uzun süredir konuşmayan Gökalpin orda olduğunu hatırladıktan sonra kafamı salladım.
Ege bozuk para çıkarıp bana döndü.
"Yazı mı tura mı?"
"Tura"
Ege bozuk parayı atıp tutunca yazı gelmişti.
Sahaya girdiğimizde elime raketi alıp başlamasını bekledim.
Bu maçı mutlaka kazanmam gerekiyordu.Oha yuh cüş diyorum.
Ne kadar iyi oynarsam oynayayım Ege yenmişti.
"Hmm acaba ne istesem" Ege bana inat sesli düşünürken bende kös kös bakıp Ege yi bekliyordum.
"Bak kötü bişey olursa yapmam ha."
"Ruh halime bağlı."
"Hay ben senin ruh haline. Tövbe tövbe."
Ege gülmeye başladı.
Ayh.
Bakma Deniz Bakma Deniz Gözlerini Çevir Deniz.
Ukalaca sıritmaya başladı.
"Bakıyorum da gözlerini benden ayıramıyorsun."
"Ha ha sen mi yok artık seni çirkin şey."
ve herşeyi batırdım.
Tamam hepsini anlarımda seni çirkin şey nedir...
Malım ben mal.
"Bana çirkin diyen kız anasının karnından doğmadı daha."
"Ben doğalı 17 yıl oldu canım."
sırıtmaya başladım.
"Burdan 15 gibisin" koluna bi tane geçirdikten sonra kahkaha atmaya başladı.
Sonra taklidimi yapıp
"Seni salak şey" dedi. Bu sefer bende kendimi tutamayıp gülmeye başladım.
Bu arada da Gökalp'i unutmuştum.
Biz maç yaparken gitmişti sanırım.
"Ee sen bana birşeyler ısmarlamicak mısın?"
"Bak bak bide kendine zorla birşeyler ısmarlatıcak."
güldü.
"Ama bu isteğim haricinde. Hakkımı sonra kullanıcam."
"İşim var şuan ısmarlayamam."
Tek kaşını kaldırdı.
"Ne işin var?"
ne işm var ki benim.
Hömm.
Bir bahane bul Deniz, Ege'den uzak dur.
"Of hadi gel."
Dengesiz Deniz.
Salak Deniz.
Mal Deniz.
Ökuz Deniz.
Napıyorum ben ya.
Kampın içindeki bir miktar birşeyler satan yere doğru ilerlemeye başladık.
"Ne istersin?"
"Şimdi burda içkide yoktur, kola olabilir."
Ege ye ve kendime birer kola aldıktan sonra parayı ödeyip kolasını uzattım.
Gölün oraya doğru yürümeye başladık.
Geçen gece oturduğumuz yere oturduktan sonra kolamı açıp bir yudum alıp Ege'ye döndüm.
"Ne zamandan beri müzikle ilgileniyorsun?"
"Küçüklüğümden beri."
"Hm fena sayılmazsın"
bana döndü.
"Fena mı?"
"Yani iyisin"
güldü. Güldüğünde olabildiğince ona bakmamaya çalışıyordum.
Bikere baktım mı gözlerimi çeviremiyordum.
"Anneni özlüyor musun?"
sorduğum soruya kendimde şaşırmıştım.
Sanane Deniz sanane.
"Sen çok konuşmuyor musun?"
Gözlerimi devirdim
"Fazla gıcık değil misin?"
Güldükten sonra bende şakasına omzuna vurdum.
Hahshshaha.
Omzuna vurmamla kolası üstüne döküldü.
Nedense bir gülme gelmişti. Ben kahkahalar atarken Ege bana garip garip bakıyordu.
"Korkmaya başlıyorum."
"Ahahaha b-bir dakka cebimde mendil olucaktı."
kahkahalarımı dindirmeye çalısıp cebimdeki mendille bluzunü silmeye başladım.
Aramızda çok az mesafe vardı.
Sildikten sonra kafamı ona doğru çevirmemle aramızdaki mesafe gittikçe azalmaya başladı.
Lanet olsunki kendimi geri çekemiyordum.
Napıyorsun Deniz napıyorsun???
Annen ve Babası evlenicek yaptığınız şeye bak.
Kendimi geri çekmek istesemde karşı koyamıyordum.
O kokusu burnuma dolduğunca kendimi iyice kaybedip bende yaklaşmaya başladım.
Dudaklarımız birleştiğinde geri çıkışı olmayan bir yola girmiştik.
Şuan resmen öpüşüyorduk.
Kendimden hiç olmadığı kadar nefret ettim.
Üvey kardeşim olucak kişiyle öpüşüyordum.
Kendine gel. Kendine gel. Kendine gel.
Kendimi yavaş yavaş geri çektiğimde oda toparlandı.
"Ş-şey ben gitsem iyi olucak."
"Deniz bu aramızda kalsa iyi olur."
Hiçbirşey söylemeden kalkıp yürümeye başladım.
Resmen öpüşmüştük.
Bi yandan kendime kızsamda bi yandan yüzümdeki gülümsemeyi silemiyordum.
Daha dün ondan uzak durucağımı söylerken şimdi kendimi ondan çekemiyordum.
Dudağımi ellediğimde içim titredi.
Kendimi öyle kaptırmıştım ki bana doğru bakan Cem'i fark ettiğimde irkildim.
"Ödümü patlattın Cem."
"Çok dalgındın bişey mi oldu?"
"H-hayır sen napıyordun burda?"
"Sıkıldım geziniyordum öyle."
"Biraz oturalımmı seninle birşey konuşmak istiyorum."
"Olur."
Birlikte çimlere karşı karşıya oturduk.
"Cem sana birşey sorucam ama bu aramızda kalıcak."
"Tamamdır sor bakalım."
"Özge ile hiç duygusal yakınlık kurmayı düsünmedin mi?"
Gerçekten hiç çaktırmamıştım.
"Nerden çıktı bu?"
"Hiiç meraktan."
"Pek meraktan gibi durmuyor ama."
"Of Cem başka bir nedeni yok sen soruma cevap ver."
"Birbirimize hep arkadaş gözüyle baktık yani düşünmedim hiç."
"Zaten ilişkiler genellikle arkadaşlıktan başlar."
"Öyle birşey olucağını düşünmüyorum."
"Niye ki? Özge çok iyi ve güzel bir kız ayrıca zeki,neşeli tüm iyi özellikler onda sanki."
"Özge gerçekten müthiş bir kız ama olmaz işte."
"Başka bir kızmı var?"
Bunun cevabını biliyordum. Ablasını seviyordu.
"Y-yo"
"Dökül Cem"
Bak ama k.." sözünu kestim.
"Hadii"
"Ablasını seviyorum."
"Yuh"
"Ya ama zaten sevgilisi var."
"Ee niye hala onu seviyorsun?"
"Vazgeçemiyorum Deniz."
"Bence başkalarına odaklanırsan unutabilirsin."
"Bana göre bi kız olsa odaklanırdım zaten."
"Ee işte Özge var."
"Ben istesem bile o bana o anlamda bakmaz."
Nah bakmaz.
"Ya konuşurum ben onla. Hem ikinizde birbirinizi tanıyorsunuz, ayrıca bu ablasıni unutman için bir fırsat olabilir."
"B-bilmiyorum ki."
"Dediğimi düşün Cem. Bence kızı yemeğe çıkar ve konuş. Çok güzel bir kız hem tip hem huy olarak,birbirinize çok yakışırsınız."
"Tamam."
"Ne yani çıkarıcak mısın yemeğe?"
"Kabul ederse evet."
Oh beeee. Özge çok sevinicek.
"Tamamdır. Mekanı herşeyi hallederiz senin tek yapman gereken yemeğe çıkarıp teklif etmek."
"Neyse arkadaşlarla basket maçı yapıcaktık. Bay bay yeni."
yanağımdan makas alıp uzaklaşmaya başladı.
Bu işi az çok hallettiğim için sevinerek çadıra doğru yürümeye başladım.
Ağacın ordan kıpırtılar ve kısık kısık konuşmalar geliyordu.
Tövbe Bismillah.
Kimin olduğuna bakmak için eğildiğimde Ela ve Ege öpüşüyorlardı.
Yüzümdeki gülümseme giderken orada öylece kalakaldım.
Şerefsiz.
Tüm hata bendeydi,öpmesine izin vermiştim.
Tatmin olamayıp Ela aşkına gitmişti heralde.
Biricik sevgilisine.
İçimde adını koyamadığım duygular hissetmeye başladım.
Kıskançlıkmıydı bu?
En sonunda bakmayı kesip yürüyecektim ki dala takılıp düştüm.
Ah lanet olsun.
İkiside sesten dolayı direk bana döndüler.
Ege ve Ela yanıma gelirken ayağa kalkmaya çalışıyordum.
"Senin ne işin var burda?"
Tam bir orospu.
"Sanane öyle yürürken düştüm işte."
Ege sessizce sadece bizi izliyordu.
Hiçbirşey demedi.
Ne demesini bekliyordum ki zaten?
O sevgilisiydi.
Zorlanarak yerimden kalktıktan sonra onlardan uzaklaşmaya başladım.
Gözümden bir yaş geldi.
Ne oluyordu bana?
Neden dün ondan uzak durmak isterken şimdi canım yanıyordu?
İşte hayat bu kadar acımasızdı.
Sabah gülerken şimdi gözümden yaş geliyordu.
Hayat kesinlikle çok acımasızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY
Teen FictionYeni bir hayat Yeni bir şehir Yeni arkadaşlar Yeni düşmanlar ve Yeni aşklar Bu yeniliklerin içinde kaybolmaktan korkan bir kız. Başına geleceklerden habersiz bir masumiyet abidesi. Peki onu ne kurtaracak? Sevgi, saygı, sadakat... Aşk...