Herkes masada yemeğini yerken ayrıca hararetli bi şekilde konuşuyorlardı. Can belliki Erdem Bey i çok sevmiştiki aslında sevilmicekte bi adam değildi. Şakacı biriydi ve gerçekten samimi gözüküyordu. Dış görünüş olarak da normaldi. Klasik baba tipi işte.
En sonunda Erdem Bey bana dönerek "Okulundan memnun musun Denizcim?"
"Evet, iyi bir okul alıştım"
"Ege de lise 1 den beri orada okuyor, müdürü çok yakın arkadaşım."
Ege ye baktığımda sohbete hiç dahil olmadan yemegini yiyordu. Arada bana ezici bakışlar atıyordu tabi benimde ondan eksik bi yanım yoktu. Olanları yeni yeni hazmedebiliyordum.
Annem söze atılmadan Erdem Bey tekrar konuşmaya başladı "Çocuklar artık 3 nüzde durumu bildiğinize göre bu konuyu iyice açıklığa kavuşturalım. Ben Yasemine evlenme teklifini 2 gün önce ettim. Biliyorum sizin için herşey çok hızlı gelişiyor ama biz birbirimizi seviyoruz ve hayatımızın geri kalanını birlikte bir aile olarak geçirmek istiyoruz. Umarım bunu anlayışla karşılarsınız " Ege babasına sert bi bakış attı. Gerçekten istemediği gözlerinden belli oluyordu. Erdem bey konuşmasına devam etti
"Ege bu duruma şuan tam alışamadı ama zamanla alışıcaktır. Umarım sizin içinde öyle olur çocuklar, annenizin önceden yaşadığı şeyleri biliyorum belki sizede avukatı olduğumu söylemiştir. Ben onun yaralarına merhem olmak içim elimden gelen herşeyi yapıyorum yapacağımda. Sizlerden tek isteğim dediğim gibi bu durumu anlayışla karşılamanız"
Erdem Beyin konuşması bitince annem konuşmaya başladı.
"Erdemin dedikleri benim içinde geçerli çocuklar. Ve diğer konuya gelirsek düğünümüzü yakın bi tarihte yapmayı düşünüyoruz sizde onalyarsanız"
Can direk lafa girdi
"Ben onaylıyorum " Ege sıranın kendine geldiğini anlayarak bi müddet sustuktan sonra cevap verdi
"Ben istemiyorum ama görüyorum ki benim fikrimin pek önemi yok o yüzden ne yaparsanız yapın " Erdem Bey oğluna uyarıcı bakışlar atarak konuşmaya başladı
"Kusura bakmayın Ege de zamanla bu duruma alışacaktır kendisinin kaba davranışından dolayı ben sizden özür dilerim"
Ege alaylı bi şekilde güldükten sonra konuşmaya başladı
"Lavabo nerede"
"Deniz sana göstersin Egeciğim" anneme kötü bakışlar attıktan sonra istemsizce yerimden kalktım yukarıya doğru cıkarken Ege de arkadan beni takip ediyordu en sonunda merdivenin ucuna geldiğimizde elimle tuvaletin kapısını gösterdim tam gidecekken kolumdan çekti
"Ne yaptığını sanıyorsun sen" Sinirle ona bakarken o benim tersine gülümsüyordu. O gülüsü.. Ah nediyorum ben konumuz bu değil.
"Ne oldu korktunmu yeni kız?"
"Öncelikle benim adım Deniz. 2. olarak ben kimseden korkmam bana bulaşırsan bedelini ödersin"
Ege nin gülüşü kahkahaya dönüsürken ben hala sinirlice bakıyordum.
"Ne yaparsın yeni kız beni öldürürmüsün yoksa? Aman tanrım kendime direk yeni bir güvenlik tutmam lazım" Allahım sen beni kimlerle sınıyorsunn.
"Tuvalet orda şimdi bırak kolumu" kolumu bırakıp bana doğru yaklaşmaya başladı. Daracık koridorda geriye doğru giderken en sonunda gidicek yerim kalmadı ve duvara tosladım. Git gide yaklaşınca o vanilya kokusu burnuma doldu. Bu çocuk tek kelimeyle müthişti. Birşeyler demek istiyordum fakat ağzımdan bi kelime bile cıkmıyordu. Kendine gel Denizzzzzz bu çocuğun cazibesine kapılma. En sonunda konuşabildim
"Ne yapıyorsun sen çekil önümden"
Aramızda çok az bi mesafe kalınca durdu ve dudaklarıma baktı. İstemsizce içimde kıpırtı oluştu. Bakmayı kestikten sonra o yakıcı 5 kelimeyi söyledi.
"Oyun yeni başlıyor üvey kardeşim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY
Teen FictionYeni bir hayat Yeni bir şehir Yeni arkadaşlar Yeni düşmanlar ve Yeni aşklar Bu yeniliklerin içinde kaybolmaktan korkan bir kız. Başına geleceklerden habersiz bir masumiyet abidesi. Peki onu ne kurtaracak? Sevgi, saygı, sadakat... Aşk...