16.bölüm

25 3 0
                                    

Bizi yine duymuştu.. Aklımdan lafı nasıl çevireceğimi planlıyordm.

"aa şey evet ben seslendim, bir gün alışverişe gitmeye ne dersin"

"güzel olabilir, hatta bugün okuldan sonra bile gidebilirz"

"o-olur." 'bu kadar erken mi ölmek zorundaydım'

Gerginlikle sırama döndüm ve So Hyun'a acıyla gülümsedim.

Öğretmen geldi ve yoklama almaya başladı. Yine heyecanlanmıştım birazdan onun adını öğrenecektim. Her söylenen isimde ona bakıyordum.

Vee... evet,sonunda. Jae Hyun... ismini yediğim.

Gün boyunca ya dersi dinledim ya da Jae Hyun ile nasıl konuşabileceğimi düşündüm.

Gidip test sorusu mu sorsam? aaa hayır,üstüne kitap mı düşürsem? çok dizimsi, hıh buldum en iyisi ben üzerine düşeyim,of saçmalama.

Sonunda yine okul bitmişti ama ben hala yeni fikir üretememiştim. Kitapları çantama koyarken Sora, ile ne halt yiyeceğimi planlıyordum.

"hadi gidelim"

"tamam geliyorum"

Yola koyulmuştuk. Gördüğümüz bütün mağazalara giriyorduk. Mağazalardaki bütün beğendiğimiz kıyafetleri giyiyorduk. Hatta couple tişortleri giyip fotoğraf bile çekildik. Aslında Sora kötü bir kız değil ve kötü bir niyeti varmış gibi de gelmemeye başladı.

Bir kaç parça kıyafet almıştık. Evlerimiz aynı yöndeydi ve sohpet ederek yürüyorduk.

"ayh bu şehir alışveriş yapmak için çok küçük daha fazla mağazaya ulaşmalıydık"

"kesinlikle sana katılıyorum"

"sana çok özel değilse bir soru sorabilirmiyim?"

"birden bire nerden çıktı.Sor,özel olsada sorabilirsin sana cevaplarım"

"Jae Hyun ile ilişkiniz ne"

"aa o pislikle mi? geçmişe dayalı kötü arkadaşlarız sadece,ya da düşman mı demeliyim?"

"ama o iyi birine benziyor"

"İyi zaten,ama bana kötü. Baksana yoksa ondan hoşlanıyor musun?"

"h-hayıır... b-ben sadec..."

"hoşlanıyorsun iştee ahaha. Bir anlaşma yapalım mı?"

"N-ne alaşması?"

"Sen bana So Hyun'u ayarla bende Jae Hyun ile barışıp sana onu ayarliyim"

"So Hyun'dan hoşlandığını biliyorduum"

"Çok mu belli ettim ya?"

"eh birazcık"

"ee anlaştık mı?"

"bilmiyorum. Sen bana telefon numaranı ver akşam konuşuruz"

"tamam,olur"

Telefon numarmı vermeye ben teklif etmiş olsamda içimde şüphe yok değil.

"Sana bir soru daha sorabilir miyim?"

"tabii,sor"

"o gün... bizi neden kovaladın?"

"aa... şey... ben.. yani biz... Jae Hyun ile kavga etmiştik. Aslında ben ondan kaçıyodum. Siz fark etmediniz ama beni gördüğünüzde arkanızda o vardı."

"neden kavga ettiniz?"

"zamanı gelince öğreniceksin" Bu cümleyi söylemesiyle bedenim ürpermişti.

Artık eve gelmiştim ve So Hyun'a olanları anlatıp aldığım kıyafetleri göstermiştim. Bir yandan da içimden tekifini düşünüyordum. So Hyun'a bundan bahsetmeli miydim?

Odama geçtim ve düşündüm...düşündüm... ve, düşündüm...

Elime telefonu alıp Soraya mesaj attım.

"Kabul"

"Doğru karar verdin bence,hemen Jae Hyun ile barışma işlemlerime başlıyorum,senin için. haha."

"Bende So Hyun'un yanına gidip başını ütüliyim bari"

"iyi fikir ;)"

Ben Sorayla güzel güzel konuşurken başka bir mesaj geldi. Herhalde So Hyun'dur diyip açtım.

Bilinmeyen numara;

mesaj: Yaşamak için tek yolunu da kaybettin,tebrikler.

İşte şimdi tekrar korkmaya başladım.

Koşarak So Hyun'un yanına gittim. Kapıya açtığımda yatağında yatıyodu ve korkudan bende yanına yorganın altına girdim. Tabii ayı gibi girdiğim için So Hyun'u uyandırdım.

"Lucy, git başımdan"

"K-korkuyoruum"

"ayh yine kabus mu gördün?"

"hayır,mesaj geldi" Söylediğimi duyunca,mezarından hortlamış ölüye döndü"

"hani,nerede" Mesajı gösterdim ama bir şey diyemedi sadece sustuk.

"bugün yanında yatsam"

"tamam,gel."

Sabah olmuştu.,ama ben tamamen yorganın altında olduğum için, So Hyun'un üzermdeki yorganı çekince sabah oldğunu anladım.

"bırak biraz daha yatayim"

"olmaaz,kaalk"

So Hyun diyince uyanmadım ama telefon sesime hemen uyandım.

"telefonun sana daha rahat söz geçiriyo anlaşılan."

kimden, Sora

mesaj: Jae Hyun işi tamamdır. Sizin eve geliyoruz birlikte okula gidelim.

HYBRIDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin