37.bölüm

10 0 0
                                    

Pusulanın,kuzey,güney,doğu,batı dinlemeden bizi belli bir yere götürdüğü açıkça belliydi.

Lucy:Sence şurada duranlardan yardım istesek mi?

So Hyun: Bence elimizden geldiğince dikkat çekmeden ilerlemek.

Lucy: Şuradaki makyaj malzm-

So Hyun: Hayır dedim. Dikkat çekmeden dedim. Buranın palyaço bir cadıya ihtiyaç duyduklarını sanmıyorum.

Pusulayı takip ederek iyi mi yapıyoruz yoksa kötü mü bilmiyorum ama şu an da geldiğimiz yer pekte iç açıcı değil.

Karanlık ama bizim gelmemizle ayın mavi aşığıyla aydınlanmış,ne ormanlık ne de sokak denilebilecek bir yer. Mavi ışığın gölgesinde kalmış bir ağaç ve hemen altında bulunan iki bank.

Lucy: Biraz dinlensek.

So Hyun: Bu sefer sana katılıyorum.

Oturduktan sonra uzun bir sessizlik oldu.

So Hyun: Sessizlikten hoşlanmıyorum.

Lucy: Ne yani konuşmamı mı istiyorsun? Sen? benim? Konuşma mı?

So Hyun: Aish sana da bir şey demeye gelmiyor.

Lucy: O zaman sen konuş.

So Hyun: Nereden başlamalıyım? Birini sevip onunla gülümseyip sonra ondan nefret edip öldürmekten,gözlerini kapatıp,günlerce uyumamanın verdiği acıyla yüzleşmek ve içinden çıkamadığın bilinçaltını gözden geçirmekten mi? A ve Taeyeon...

Lucy: Vay canına şu an bana içini mi döktün sen?

So Hyun: Sanırım. Biraz.

Lucy: Gel buraya sevimsiz mavi şey.

Olacaklardan habersiz ne kadar ona sarılıp kaldım bilmiyorum.


HYBRIDHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin