'' Beykoz Korusunda iki ceset bulundu.''
'' Yirmi iki yaşındaki genç kız vahşice katledildi.''
'' Melisa Taşkıran'ın ölümü cinayet mi, intihar mı?''
Gazete parçalarını bir kenara atıp televizyonu açtım. Her yerde benim eserlerim hakkında konuşuluyor. Eserlerim dediğime bakmayın, cinayetlerden bahsediyorum. Evet, yukarıda gördüğünüz cinayetler benim eserim. Ben Mertoğlu ailesinin yüz karası Ali Mertoğlu. Yapabildiği en iyi şey öldürmek olan, sevmeyi bilmeyen bir insanım. Peki neden mi böyleyim? Küçüklüğümde kimse beni sevmezdi, ilgi görmedim gibi saçma salak bahanelerim yok. Aksine çok büyük bir ailenin en sevilen çocuğu olarak büyüdüm. Ta ki annemin ölümüne kadar. Annemi ben öldürdüm.
Babamın oyuncak sandığım silahı ile oynarken annem odaya girdi, benimle oyun oynamaya geldiğini sanmıştım. Endişeli gözlerle bana bakarken, yarım yamalak konuşmamla anneme şunu söylemiştim ''Kaldır ellerini polis!'' o ise ellerini kaldırmak yerine bana silahı bırakmam gerektiğini söyledi. Daha sonra elim tetiğe gitti. Büyük bir patlama sesi duyuldu, neye uğradığımı şaşırmıştım. Annemin göğüsünden akan kan ayak ucuma geldiğinde yavaşça eğildim. Elimi oluşan gölcüğe batırdım. Annemin öldüğünden haberim bile yoktu. Yalnızca oluşan gölcükte yüzdürdüğüm elim ile ilgileniyordum. Daha sonra babam odaya girdi, kucağına aldığı gibi odadan çıkardı. O zaman beni ne kadar dövdüğünü hatırlamıyorum bile.
Kırmızı, kan rengi ile o zaman tanışmıştım. Ve sonra aklıma işledi. Yaptığım her işte kanı, kırmızıyı görmek ister oldum. On altı yaşında evden kaçtım, arkamdan ağlayan yoktu aksine evden gitmem herkesi mutlu etmişti. Yani ben öyle sanıyorum. Her neyse işte! Evden kaçtıktan sonra eğitime devam edip bir iki yerde çalıştım, ölmemek hayatta kalmak için kıçımı yırttım. Başarılıda oldum. Üniversite sınavını iyi bir derece ile sonuçlandırdım. Her şey güzel giderken aklıma o lanet gün gelmeye başladı. Her gece rüyamda kan kırmızısı görüyordum. Bir süre psikologa gittim ama olmadı. Psikologum Melisa Taşkıran bana her gün yeni önerilerle geliyordu, hiçbirinin işime yaramaması bir süre sonra beni sinir etmeye başladı. Ve ilk kurbanım 18.03.2013 tarihinde Melisa oldu. Sonrasını getirmek için ne kadar uğraşsam da olmadı. Bir tarafım delicesine insanlarım canını yakmak isterken diğer yanım onaylamıyordu.
Ortada kalmıştım. Ta ki Selin Yılmaz ile tanışana kadar.
Hayatıma girdiği andan itibaren tarafımı seçmiştim ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat
Fanfiction''Psikopatsın sen. İnsanları öldürmekten zevk alan manyağın tekisin.'' Kapak Vampire Photoshop tarafından yapılmıştır.