Selam canlarım! Yorumlarınız için çok teşekkürler. Bölüme geçmeden önce bir şey söylemek istiyorum, biliyorsunuz şu sıralar bölümler hızlı güncelleniyor. Ama tam olarak on gün sonra okullar açılıyor. Bu yüzden bölümler azıcık daha seyrek gelebilir, umarım anlayışla karşılarsınız. Sizleri seviyorum.
Bölüm Şarkısı: TNK- Sen Yoksun
İyi Okumalar!
Selin'den...
Kalbi atmıyor muydu, ölüyor muydu Ali? Hayır imkansızdı, kaç kere kalbi durmuştu. Ama hepsinde geri dönmüştü, bunda da dönecekti.
'' Doktor çağırın!''
Nazlı elindeki kabloyu yere atıp koridora çıktı. Savaş ise olayın şokunu atlatamamıştı, umurumda da değildi açıkçası. Yatağa yanaşıp Ali'nin elini tuttum.
'' Ölme, lütfen ölme. Allah aşkına ölme! Ali seni onun öldürmesine izin verme!''
Kin dolu gözlerle Savaş'a döndüm.
'' Aptal! Sen.. Asıl katil sensin!''
'' Ben kabloyu.. Eski yerine koyacak--
'' Koparacaktın işte! Gelmeseydik koparıp kaçacaktın hatta!''
Cevap vermedi, iki dakika sonra Nazlı yanındaki doktor ile beraber odaya girdi.
'' Bu kablo--
'' Çabuk odadan çıkın!''
O kadar yüksek sesle bağırmıştı ki.. Savaş bile adamdan ürküp koridora çıkmıştı.
'' Allah belanı versin Savaş!''
Nazlı Savaş'a olan nefretini dile getiriyordu, aynı zamanda göğüsünü yumrukluyordu. Onu tanıdığımdan beri hiçbir duygusunu içinde yaşamazdı. Öfke, acı, mutluluk. Hepsini dışa vuran bir insandı. Ben öyle değildim.. Öfkemi her zaman gün yüzüne çıkarabilirdim fakat iyi duygularımı kimse ile paylaşmak istemezdim. Aliye'de sadece nefretimden bahsettim, iyi duygularımı söyleyemedim. Biteceğinden korkuyordum çünkü..
'' Nazlı yeter! Ben sadece kabloyu eski yerine koyacaktım, sen elimden çekmeseydin!''
Savaş'ın haykırması ile koridor inlemişti.
'' Ya konuşmalarımı dinlemediniz mi?! Size mantıklı geliyor mu, uyan deyip onu öldürmem?''
Bir açıdan haklıydı ama ona inanmak istemiyordum. Sonuçta Ali en büyük düşmanıydı, yapabilirdi.
'' Daha iyi bir yalan bulsaydın.''
Tekrar Ali'ye döndüm, kalp masajı işe yaramamıştı. Bir makine ile kalbine baskı uyguluyorlardı. Canı yanıyordu, eminim hissediyordu. Onun canının yanma ihtimali benim daha fazla ağlamama sebep olmuştu.
'' Lütfen ölme..''
Bir süre sonra düz çizgiler kaybolmuştu. Eskisi gibiydi. İçimden şükrederken doktoru sinirle odadan çıktı.
'' O kabloya ne oldu, sizler nasıl odaya girdiniz! Az daha hastamı öldürüyordunuz!''
Bir tarafım Savaş'ı suçlamam gerektiğini söylüyordu. Diğer tarafım ise Savaş'ın suçu olmadığını.. Gerçi bunları söylemem için ağlamayı bırakmam gerekiyordu. Nazlı benden önce davranıp konuşmaya başladı.
'' Biz Selinle kantinden geliyorduk, Savaş odadaydı. Bir süre bekledikten sonra Aliye bağlı olan kablolardan birisini eline aldı. Koparacağını sanıp bizde odaya daldık. Kabloyu elinden almaya çalışırken..''
Devamını getirememişti, çünkü ağlıyordu.
'' Koptu..''
'' Bana bakın arkadaşlar, yaptığınız şey Aliyi öldürebilirdi. Bu olay aramızda kalacak ama sizi bu odanın etrafında görmeyeceğim.''
'' Nasıl ya?! Bari camdan--
'' Hastamın can güvenliğini riske atamam!''
Sonra yanımızdan uzaklaştı.
'' Lanet olsun, keşke elinden kabloyu çekmeseydim.''
Şimdi Nazlı kendini suçluyordu. Bir süre sonra durum sinir bozucu bir hal almaya başlamıştı.
'' Nazlı yeter! Her şeyde kendini suçluyorsun, Aliye laf ettim. Ali'nin kablosunu kopardım. Aliye bağırdım. Geçit artık! Pişmanlıkların bir işe yaramayacak, biliyorsun ve ağlamaya devam ediyorsun. Allah aşkına sus artık!''
Dediklerim karşısında şok olmuştu, aşağı inmek için ayaklandı. Arkasından da Savaş gitmişti.
Ben ise boş koridorda tek başıma kalmıştım. Sabahtan beri iki saatlik uykuyla durduğum için yorgun hissediyordum. Ama Ali uyanana kadar uyuyamazdım.
Doktorun söyledikleri aklıma geldi, hastamdan uzak durun. Ben zaten yeterince durmuştum, belki benim yüzümden bu haldeydi. Ben ona o kadar sert konuşmasam bara gitmezdi, o iğrenç gece yaşanmazdı..
Son kez şansımı denemek için Ali'nin doktorunun yanına gittim. Adam gecenin bir vakti olmasına rağmen deli gibi çalışıyordu.
'' Girebilir miyim?''
Bana baktı, kafasını salladı.
'' Sizden bir şey isteyeceğim..''
'' Hastamın odasına adım atamazsın.''
'' Lütfen! Ya olanlarda benim ve kız arkadaşımın hiçbir suçu yok. Lütfen izin verin, kısa aralıklarla girelim..''
'' Olmaz!''
'' Ya bakın, zaten bu iğrenç olay olmadan önce Ali ile aramız çok kötüydü. Ben ona çok kötü şeyler söyledim, kalbini paramparça ettim. Eğer şimdi ölürse.. Bu yüzden lütfen son kez odasına girmeme izin verin.''
Yumuşamış görünüyordu. Ayağa kalktı. Mavi dolabından yeşil önlüklerini bana verdi. Ayrıca elime bir kart sokuşturdu.
'' Kısa süreli. İşin bitince bunları bana geri getir.''
'' Çok.. Çok teşekkür ederim.''
Yeşil şeyleri üzerime geçirip odaya girdim. Hafifçe gülümsedim, şu an kalbinin atıyor olması bile beni mutlu ediyordu.
'' Başının belası geldi. Tatlı bela diyemeyiz, haline bakılırsa..''
Ağlama isteğimi yatıştırmaya çalışıyordum ama bir işe yaradığı söylenemezdi.
'' Şey, bugün bilmem kaçıncı kez kalbin durdu. Hani diyorum artık uyansan? Yani fazla olmadı mı sence de? Hem bizi çok kandırdın, gidip geldin sürekli. Artık temelli gelsen..''
Göz yaşlarım onun ellerini ıslatıyordu.
'' Ali pişmanım, deli gibi pişmanım. Yalvarırım uyan, bizim masalımız başlamadan bitmesin.''
Camdan doktorun yansımasını görünce sandalyeden kalktım, bu hastanede bütün görevliler dakikti sanırım.
'' Neyse, sonra tekrar geleceğim. Ama mümkünse o zamana kadar uyanmış ol. Lütfen.''
Alnına bir öpücük kondurup kapıya ilerledim.
Ama beni durduran bir şey vardı.
Arkamdan savurduğum yeşil önlüğü sıkmaya çalışan bir el.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat
Fanfic''Psikopatsın sen. İnsanları öldürmekten zevk alan manyağın tekisin.'' Kapak Vampire Photoshop tarafından yapılmıştır.