Bölüm On Üç '' Wattpad Hikayelerinin Kötü Oğlanı''

6.5K 351 30
                                    

Selam canımlar! Yorumlarınız için çok teşekkürler. Bölüme geçmeden önce bir iki şey söylemek istiyorum. Okuyacak kitap arayanlara 'nın yazdığı Deniz'deki Nehir'i öneririm. Kurgusu çok ilginç ve güzel.

Bir diğer söylemek istediğim dizi ile ilgili. Normalde bugün bölüm yazmayacaktım ama sevgili(!) dizimizde toplam yirmi dakika AlSel sahnesi izlediğimiz için yazmak istedim, hem size hemde bana iyi gelir diye düşündüm umarım seversiniz.

Son olarak şu sıralar aşk böceği AlSel okuyabilirsiniz. Ama sadece 'şu sıralar'. Biliyorsunuz hikayenin adı Psikopat. Neyse anladınız siz. Daha fazla uzatmayayım, Sizi seviyorum!

Bölüm Şarkısı: Model- Pandalar

İyi Okumalar!

'' Nazlı yeter, aç değilim ben!''

Ağzıma soktuğu çorba kaşığını ittirdim. Bana zorla yemek yediriyordu, aç değildim. Neymiş efendim daha çabuk iyileşirmişim. Merak ediyorum, bir kaşık fazladan tatsız tuzsuz mercimek çorbası iyileşmeme nasıl katkıda bulunabilir?

'' Aliciğim, yemek zorundasın ama canım. Yemen lazım, gelişme çağındasın.''

Kaşlarımı kaldırıp Nazlıya baktım, bir süre sonra dediği şeyin saçmalığının farkına vardı ve yemek tepsisini masanın üzerine bıraktı.

'' Ee, Selinle neler yaptınız?''

'' Hiçbir şey.''

'' Bok hiçbir şey! Öpüşün siz bana söylemeyin.''

'' Ya Nazlı, madem haberin var beni neden yoruyorsun?''

'' Senin ağzından duymak istedim.''

Derin bir of çekip kafamı çevirdim. Böyle yaptığıma bakmayın, Nazlı'nın bu halleri çok hoşuma gidiyordu. 

Boş boş otururken odanın kapısı çalındı. Gir filan demeden açıldı. Hayır madem gireceksin neden kapıyı çalıyorsun, değil mi?

'' Aliş, girebilir miyim?''

Selin gelmişti, beni öptüğünden beri suratındaki kırmızılık silinmemişti. Gülümsedim.

'' Tabi ki.''

Elinde belgelerle içeri girdi.

'' Sana kocaman bir sürprizim var!''

'' Tekrar mı öpeceksin?''

Kaşlarını çattı, bu haliyle harika görünüyordu.

'' Ya bir kere de ciddi ol!''

'' Tamam tamam. Ne sürprizi?''

'' Akşam taburcu oluyorsun!''

Yerimden doğruldum, şu an duyabileceğim en iyi haberdi bu.

'' Ciddisin dimi?''

'' Gayet! Şey ama o kadar sevinme çünkü evde de hastane hayatı yaşayacaksın.''

'' O nasıl olacakmış?''

'' Şöyle ki, uzun süre yatacaksın. Dışarıya sadece yürüyüş yapmaya çıkacağız.''

'' Sen yanımda mı kalacaksın?''

'' Ee, bir süreliğine.''

'' Sabahtan akşama kadar yatak odamda kalabiliriz.''

'' Sapık!''

Gülmüştü. Çok güzel gülüyordu, uzanıp öpmek istedim ama yaralarım izin vermemişti.

'' Selin yastığımı düzeltir misin?''

'' Olur.''

Tam öne eğildiğinde üst dudağını öptüm.

'' Ya ne yapıyorsun sen!''

'' Ödeştik, Selinciğim.''

Gülmeye başladı. 

'' A- Ali..''

'' Ne var ya!''

Parmağı ile dudağımı işaret etti. Kesin pembe ruju bulaşmıştı. Bende onunla beraber gülüyordum. Yatağa oturdu, ellerini dudaklarımda gezdirdi, daha sonra kendi dudaklarına bastırdı. Bugün kesinleşmişti, Selin ünlü wattpad hikayelerinin kötü oğlanı gibiydi! Ben mi? Salak kızı oynuyordum.

'' Ya sen çok alıştın şu öpme işine.''

'' Sende alışsan iyi olur Aliş! Neyse ben sana kıyafet getirdim. Hasta bakıcı çağıracağım sana yardım etsin, çıkalım şu hastaneden!''

Seke seke odadan çıktı, arkasından gülebilmiştim sadece. On dakika sonra hasta bakıcı geldi, giyinmem de yardımcı oldu. Gömleğimi giyerken canım çok yanmıştı.

Hasta bakıcı odadan çıkınca Selin girdi. Yanında Nazlı'da vardı. 

'' Hadi yine şanslısın, bizim gibi insanlar bakacak sana.''

'' Şanslı mı? Siz bir iş becerebilir misiniz Nazlı hanım?''

'' Ameliyatlı yerine bir tane geçirirsem görürsün becerip beceremediğimi!''

'' Tamam, sakin ol şampiyon.''

Selin koluma girdi, Nazlı ise küçük bir çantayı eline aldı. Sonunda bu hastaneden kurtuluyordum. Bir süre böyle yürüyünce yaşlanmış hissediyorsunuz. Hızlı yoruluyorum ve sık soluk alıyorum. Aynı zamanda destek almadan yürüyemiyorum. Gerçekten kötü bir şey. Ama iyileşeceğim günü düşünerek motivasyonumu arttırmaya çalışıyorum.

'' Ali, iyi misin?''

Bunları düşünürken elim göğsüme gitmiş, Selin sormasa farkında değildim.

'' İyiyim.''

Taksiye bindik. Eve geldiğimizde gözlerime inanamadım, resmen parlıyordu.

Salondaki koltuk açılmış ve üzerine yeni çarşaflar serilmişti, yerler parlıyordu. Kızlar bu evi baştan yaratmışlardı resmen!

'' Siz ne yaptınız buraya ya, mükemmel olmuş.''

'' Ee, SelNaz farkı.''

'' O ne be?''

'' Ali ne kadar odunsun! Selin ve Nazlı'nın ilk heceleri.''

Odun demesi hoşuma gitmişti, kulağına eğildim.

'' Sen bu oduna aşıksın ama.''

'' Sus.''

****

Saat bire kadar sohbet ettik, Selin ve Nazlı'nın yemek konusunda ne kadar beceriksiz olduğundan bahsettik. 

Sonrası malum son. Nazlı içeride, Selin ise benim yanımdaki koltukta uyudu. Bende gözlerimi kapattım fakat zerre uykum yoktu. Düşüncelerim uykumu kaçırıyordu.

Şu an herşey güzeldi. Selin ve Nazlı tarafından affedilmiştim, beni dinleyeceklerine söz vermişlerdi. Ama unuttuğum bir kişi vardı ve onun gözünü intikam bürümüştü, beni savunmasızken öldürmeye çalışmıştı. Haklıydı da. 

Sessizce yerimden kalktım. Üzerimi değiştirmek için odaya doğru ilerledim. Yavaş hareket ediyordum, ses çıkarmamaya özen göstererek..

Üzerime geçirdiğim gömlek ve pantolon ile dışarı çıktım. Yürümekte zorlanıyordum ama şu an önemli olan bu değildi.

Nazlı'nın telefonundan Savaş'ın numarasını almıştım. Mesaj attım.

'' Caddebostan Sahili'ne gel- Ali''

Anında cevap yazmıştı, pek ümidim yoktu oysa.

'' Sen ölmedin mi ya?''

'' Seni bekliyorum.''

Araba ile gitmek iyi bir fikir değildi, taksi çağırdım.

Sahilde Savaş'ı beklemeye başladım.

Bu gece ödeşecektik, onun istediği gibi olacaktı. Ben savunmasızken onun intikam alışını seyredecektim.

Sonum iyi olmayacaktı ama Savaş az da olsa rahatlayacaktı.


Psikopat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin