Bölüm Yirmi Bir " Bir Şey Yapmadın''

4.1K 243 52
                                    

Evet, büyük ihtimal önümüzde ki bölüm final. Zaten daha fazla uzatırsak psikopat bir aşk hikayesine dönecek! Ah bu arada yeni hikayemizin adı 'Dengesiz'. Neyse kuzularım. Geçen bölüm yorumlarınıza çok güldüm, ne kadar içtensiniz siz! Sizi seviyorum.

İyi okumalar!

Ne yapacağını bilmemek. Bir insanın yaşayabileceği en iğrenç şey. Savaş'tan nefret ediyorum fakat ölmesine göz yumamam. Onu Haluk'a getiremem. 
Ama diğer yandan, Selin'e zarar gelmesine izin veremem. Ne yapmalıyım? Ne yapacağım?

'' Savaş'tan ne istiyorsun?''

'' Melisa ona aşıktı. O da Melisaya.. Neyse, sana yarım saat kadar bir süre vereceğim. Düşün, taşın.''

Beni düşüncelerimle baş başa bırakıyor.

Hadi Ali, düşün Ali! Mutlaka bir yolu vardır. Bu durumdan kurtulmanın da bir yolu vardır.

'' Allah kahretsin!''

Ellerimi hareket ettirmeye çalışıyorum ama nafile. O kadar sıkı bağlamışlar ki.. 
Sıkıntı ile kafamı geriye atıyorum, iyi ki atıyorum! Biraz uzağımda yerde parlayan beyaz bir şey dikkatimi çekiyor. Daha dikkatli bakınca telefon olduğu anlaşılıyor.

Hemde benim telefonum! Ama oraya nasıl gideceğim?

Sandalyeyi geriye ittirmeye çalıştığım an yere yapışıyorum. Sandalyenin sesi büyük bir gürültüye sebep oluyor tabii.

Kimse gelmeden gidebildiğim kadar geriye gidiyorum. Çok ilginç, hala kimse gelmedi.

Telefonun yanına ulaşıyorum fakat nasıl kullanacağım konusunda hiçbir fikrim yok. Yüz üstü dönüyorum. Burnumun ucu ile son arananlara giriyorum.

Nazlıyı arayacağım sırada topuk sesleri kulağımı çınlatıyor. 

Annem, kalkmama yardım ediyor. Hiçbir şey söylemden ellerimi çözüyor. Telefonu ise hızla elime tutuşturuyor. Haluk, hala ortada yok.

'' Ne yapıyorsun..

Suratı kireç gibi olmuş, hiç iyi görünmüyor.

'' Selin'e yardım et. Baban size zarar veremez.''

'' Sen, onu..

'' Sadece, kafasına vurdum. Ölmemiştir. Sanırım..''

Annemin katil olma olasılığı içimi kemiriyor fakat bunları düşünecek zamanım olmadığı aklıma geliyor.

'' Onun yanında kalma. Git buradan.''

Cevap vermiyor, hızlı adımlarla buradan çıkıyor.

Elime tutuşturduğu telefon ile Nazlıyı arıyorum.

'' ALİ NEREDESİN! SANA SELİN..

'' Selin'in yanındayım. Konum atacağım yere gelin.''

Telefonu suratına kapatıp konum atıyorum. Daha sonra Selin ve Haluk'un adamının bulunduğu odaya giriyorum. Adam tam Selin'e dokunmak üzere.

'' Lan sen ne yapıyorsun!''

Kendime çevirip suratına yumruk atıyorum, yere düşüyor.

'' Soluğunu keserim senin! Anladın mı beni!''

Cebine sıkıştırdığı silahına gidiyor eli. O anlık gelen güç ile bileğini çeviriyorum, neye uğradığını şaşırıyor. Silahını yeterince uzağa fırlatıyorum.

'' Bu sefer o kadar kolay değil!''

Üzerinden kalktığımda ağzı gözü kan içinde kalıyor. Selin ağlayarak bizi izliyor. Bir koşu yanına gidip ellerini çözüyorum, titriyor.

Psikopat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin