Fotoğraf

77 12 1
                                    

Medya: Ömer ve Sahra

...

Karanlık neydi ? Karanlık korkunçtu. Hiç bir şey görmemek korkunçtu . Neredeydim? Hiç bir şey göremiyordum. Etrafıma seslensemde lanet olası hiç bir ses gelmiyordu . Son şans bir kez daha seslendim.

" Anne ? Baba ? Neredesiniz? Çok korkuyorum!" korkuyordum.

"Buradayız kızım gel". Annemin sesi! Buradaydı! Sesin geldiği yere doğru koşmaya başladım . Koştukça vücuduma çarpan rüzgar üşümeme sebep oluyordu. Bir kaç kez ağaçlara çarpıp yere düştüm ama kalkıp tekrar koşmaya devam ettim . Ağaçların kesildiği yerde koşmayi bırakıp etrafima baktım. Büyük yıkık dökük okula benzeyen yere doğru ilerlemeye başladım . İçeri girdiğimde sadece bir odanın ışığı yanıyordu . Oraya doğru ilerlediğimde bağırış sesleri duyarak hızımı arttırdım. İçeri girdiğimde sandalyelere oturan arkası bana dönük bir sürü çoçuk ve bir kadın gördüm . Sanırım gerçekten okuldu . Kadın da öğretmen olmalıydı . Kadın bana doğru dönüktü. Kadın pis kahkahalar atarak gülerken bir kızı saçından tutarak kızı sürüklemeye başladı . Kızın yüzü bana doğru döndüğünde ağzım bir karış açık kalmıştı kızı sürüklemeye devam ederken beni görmemişti. Kızı bir odaya atıp kapıyı kilitledi . Kadının kahkahalari kesilmişti . Tek duyulan odadaki kızın kapıyı yumruklayarak ağlayışlarıydı. Nasıl olduğunu anlayamadığım bir anda beni de o odanın içerisinde buldum . Oda karanlıktı kız kapıyı yumruklamayı kesmiş bir köşede hıçkırarak ağlıyordu . Yanına eğilim ve başını okşayarak konuştum .

"O kadın neden dövdü seni ?" dedim ona acıyan gözlerle bakarak . Gözlerini bana çevirdiğinde ağlamaktan kan çanağına dönmüştü.

"Git buradan ! Seni görürse seni de döver ." dedi endişeyle. Ve sonra kalkarak pencereye doğru ilerledi. Pencereyi açıp dışarı çıktı ve bende peşinden çıktım. İlerleyip yolun ortasında dikilmeye başladı . İleriden hızla bir araba geliyordu. Onu ezecekti! Onu kurtarmak için ona doğru koşacakken iki el belimden sarılarak beni durdurdu . Arkamı döndüğümde bana ağlayarak bakan annemi ve babamı gördüm. Yola döndüğümde küçük kıza araba hızla çarptı ve küçük kız arabanın üzerinden takla atarak yere yığıldı . Yanına gitmek istiyordum ama annemle babam bırakmıyordu. O sırada okulun kapısından küçük bir çocuk çıkarak kıza doğru koşmaya başladı . Yanına eğilip oturduğunda bağırmaya başladı .

"Mayıs!"

***

Gözlerimi açtığımda terlemiştim ve agliyordum . Kendi odamdaydim . Yine o rüyayı görmüştüm. Okul açılalı bir ay olmuştu ve ben o gece o notu aldıktan sonra sürekli bu rüyayı görüyordum . Ayrıca o notu bırakan sadece o notla yetinmemiş benim evlatlik olduğuma dair notlar bırakıp durmuştu. Annemle babama söylememiştim üzülmelerini istemiyordum . Ben evlatlık değildim. Ama bunu annemlere anlatırsam şüphelendiğimi düşünebilirlerdi. Ayrıca o gördüğüm rüyaya hala anlam veremiyordum. 1 ay boyunca her gece görmem tuhaf olmaya başlamıştı .

Bu düşünceleri aklımdan atarak yataktan kalktım ve banyoya girdim . Ellerimi ve yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıktım. Ekim ayına gelmiştik ve hava soğumaya başlamıştı . Bu nedenle ilk önce çorabımı giyip üzerine eteğimi giydim . Üzerime beyaz gömleğini giyip kravatımı taktim. Saçlarıma hafif maşa yaparak siyah hırkami giydim . Siyah çizmelerimi de ayağıma geçirerek odadan çıktım . Aşağı indiğimde kahvaltı hazırdı .

"Günaydın annecim , günaydın babacım . " diyerek ikisinin de yanağına öpücük kondurdum . Ve yerime oturdum .

Hızlı bir kahvaltıdan sonra evden çıkıp okula gelmiştim . Okuldan içeri giren Ömer'in arkasından koşarak gözlerini kapattım .

"Şunu her gün yapacak misin Mayıs ? Her gün gözlerimi beynime sokacak kadar bastırmandan sıkıldım da!" dedi sahte bir sinirle. Alınmış gibi yaparak ;

"Aman be size de uğraşmaya gelmiyor. " deyip surat astım. Surat astığımı görünce dayanamayarak yanağından öptü . "Tamam tamam yılışma. Affettim." dedim . O da bana gülümsediğinde önüme döndüm ve karşımda bize sinirli sinirli bakan Çakır'ı gördüm . Yine neye sinirlenmişti ? Üzerimde doğru yürümeye başladığında arkamda deniz olmadığı için içimden bir oh çektim. Bana yaklaştı ve kolumdan tutup sinirle çekmiştirmeye başladı. Kolum acımıştı !

"Ne yapıyorsun ya? Kolumu koparmasan hani lazım oluyor !" dedim sinirle . Arkadan sinirle gelen Ömer'i farketmemiştim. Çakır'ı kendine çevirerek ;

" Bir sıkıntı mı var kardeşim ? " dedi sinirle. Sinirli olmakta haklıydı. Ben onun kardeşi gibiydim . Ama kavga çıkmasını istemiyordum .

" Evet sıkıntı var ama halledicem. " deyip arkasını döndü ve beni de tutarak yürümeye devam edecekken onu durduran yeniden Ömer'in eli olmuştu. Çakır derin bir nefes alarak arkasını dönerken 'Ne var?' demiş gibi baktı Ömer'e .

" Kızdan elini çek ve ne hallediceksen burada hallet . Mayıs hiç bir yere gelmiyor !" dedi sinirle . Çakır önce yüzünde yayılan küçük bir tebessüm kahkahaya dönüşürken arkasını döndü ve birden ciddileşip hızla dönerek Ömer'e yumruk atti. Benim ağzım bir karış açılırken Ömer'e doğru koşacakken Ömer de Çakır'a yumruk atti. Birbirlerine ard arda yumruklar atarken . Onları durduran benim cırlamam olmuştu .

"Yeter!". Ömer , Çakır ve onları izleyenler bana dönerken ne diyeceğimi düşündüm ve ;

"Ben hamileyim! " . Hı? Cidden bunu söylememiştim değil mi ? Herkes iç sesimi tekrarlayarak aynı anda "Hı?" dedi. "Yani şey kavga etmeyin demek istemiştim . Sadece şok etkisi yarattım. Şimdi Çakır sen defol! Ömer sende benimle gel . " dedim ve arkamı dönüp gittim . Arkamdan hiç bir ses gelmeyince arkamı döndüm . Herkes olduğu yerde durmuş bana bakıyordu . "Hey! Kime diyorum ben ! " dediğimde herkes kendine gelmis olacak ki Ömer yanıma doğru gelmeye başladı , Çakır şaşırtıcı bir şekilde arkasını dönüp gitti ve diğerleriyse kendi işlerine döndü . Ömer yanıma geldiğinde kolundan tutarak revire sürüklemeye başladım . Revire girdiğimizde sandalyeye oturdu ve hemşire yüzüne pansuman yapmaya başladı . Ömerle pansuman bittikten sonra konuşacaktım. Peki Çakır'ın derdi neydi ? Neye sinirlenmişti ? En önemlisi ne hakla Ömer'e vururdu?

Ömer'in pansumanı bittiğinde kantine doğru ilerlemeye başladık . Kantine girdiğimizde Sahra'yı görmemizle onun yanına ilerlemeye başladık . Yanına oturduğumuzda Sahra Ömer'e 4 tane aslan tarafından parçalanıp orangutanlara yem olmuş gibi baktı.

"Hiii ne oldu sana ?" dedi endişeyle . Nasıl da endişelenmişti ama ! Ne kadar bana söylemesede Ömer'i sevdiğini biliyordum . Sahra'nın sorusuna ben cevap vererek;

" Çakır la kavga etti! Hayır sen niye karışıyorsun ki ? Ben bilmiyor muyum onu benzetmesini? Ne diyeceğini merak etmiştim. Senin yüzünden onu da öğrenemedim! Zaten her şeye sinirlenip duruyor falan bi havalar. Ben okulun ilk günü anlamıştım böyle biri olduğunu ama sonra ortalarda dolaşmayıp bana da bulaşmayınca yanlış anladım sandım ama doğru anlamışım hayvan ötesi angut !" dedim ve almayi unuttuğum nefesimi aldim.

"Yuh kızım ! Nefes al ya !" dedi Ömer dalga geçerek .

" Sus! Senin konuşmaya hakkın yok ." dedim. Sahra bize salak salak bakarken ona 'Ne var ?' bakışı attım . Hemde Çakır'ınkinden!

" Ne olduğunu bana da anlatırsanız artık! " dedi bir bana bi Ömer'e bakarak.

Sahra' ya yaptığımız uzun açıklamadan sonra sınıfa gelmiştik . O kadar soru sormuştu ki beynim sulanmıştı. Ne meraklıydı öyle ? E tabi kimin kankası.

Yerime doğru ilerlerken Çakır'a bakmamaya çalıştım . Yerime oturarak sıranın altından kitabınmı alırken yere bir kağıt düştü . Yeni bir not daha !

"Demek evlatlik olduğunu düşünümüyorsun .?Hiç küçüklük fotoğrafın var mı ? Eminim çok tatlısındır !"

MAYISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin