Doğum Günü

66 9 1
                                    

Medya: Mayıs'ın Küçüklüğü

Bölüm Şarkısı: Beyonce-Heaven





''Güzel görünüyorsun.''

Hı? Bana güzel göründüğümü mü söylemişti ? Güzel olduğumu mu düşünüyordu ? Cebimden telefonumu çıkartıp Sahra ' ya ' Güzel görünüyorsun dedi ne diyeceğim söylesene ne biçim kankasın ?' yazma isteğimden vazgeçerek bir adım geriledim ve aramıza mesafe koydum.

''Teşekkürler . Fakat senin için aynı şeyi söyleyemeyeceğim Avatar 'a benziyorsun!'' diye yalan söyledim şirince sırıtarak. Egosunu tatmin etmenin lüzmu yoktu. Taş gibi göründüğünü bilmesine de gerek yoktu.

''Öyle mi ? Bende bu geceki hediyem olduğunu düşünüyordum . Ne yazık şansını kaybettin güzelim!'' dedi manalı gülümsemesiyle.

''Ne şans kaybetmesi be sana mı ka... Ne? Sen bana ne dedin? Sen bana şey mi dedin ? Ben seni varya !'' diye cırladım sinirle ve ona doğru koşmaya başladım. Ben koştukça o kaçıyordu . Havuzun etrafında turlar atarken elinde tepsi olan önlüklü birini görünce yanına koştum ve bütün kanepeleri kucaklayarak koşmaya devam ettim. Koşarken bir yandan kanepeleri arkamda saklıyordum.

'' Tamam dur bir şey yapmayacağım !'' diye bağırdım arkasından . Duymuş olacakki durdu ve bana döndü.

''Söz ver ''

Görmemesini umarak tek bacağımı hafif kaldırdım. ''Tamam söz.'' Tehlikeli olmadığıma emin olarak yerinde durdu ve bana döndü.

''Elinde ne var senin ?'' dedi merakla arkamı görmeye çalışırken.

''Doğum günü hediyen ! Kapat gözlerini ilk hediyeni ben vermek istiyorum. '' diye yalan söyledim. Hemen inandı ve gözlerini kapattı . Yan masada yarıya kadar bira dolu bardağı aldım ve ''İyiki doğdun Çakır! '' diyerek kafasından aşağıya boşalttım. Birayı dökmemin şaşkınlığıyla ağzını açtı ve fırsat bu fırsat saçından tutup kafasını geriye doğru yatırdım ve elimdeki bütün kanepeleri ağzına tepip kaçmaya başladım. Öyle hızlı koşuyordum ki çarptığım bir kız yere düşmüş arkamdan sövüyordu. Yüzünü zihnime kazıyarak sonra dövmeye karar verdim. Şuan hayatım tehlikedeydi ! Nereye gittiğimi bilmeyerek hızla eve girdim ve merdivenleri hızla çıkıp önüme gelen ilk odaya girip kapıyı kilitledim. İçimden derin bir oh çekerek kapıya sırtımı dayayıp yere oturdum. Öyle hızlı koşmuştum ki zor nefes alıyordum. Derin derin nefesler alırken nefesim düzene girmeye başlamıştı. Nerede olduğumu görmek için başımı kaldırdığımda siyah duvarları olan bir odada olduğumu farkettim. Çift kişilik bir yatak , yatağın üzerinde kırmızı bır örtü vardı. Yatağın ucunda bir dolap ve hemen kapı girişinin sağında çalışma masası vardı . Dolabın sol tarafında da bir kapı vardı. Banyo olmalıydı . Yerimden kalktığımda Yatağın sağ tarafında küçük bir çekmece üzerinde de Çakır'ın fotoğrafı vardı. Çakırın odasında olmalıydım. Aferin bana ! Kaçılacak en iyi yere gelmiştim (!) Çakır şimdi üzerini değiştirmek için buraya gelecekti. Neyse ki kapı kilitliydi. Çakır gelene kadar odayı biraz karıştırsam sorun olmazdı değil mi ?

İçimdeki meraklı Mayıs'a yenik düşerek odayı karıştırmaya karar verdim. Gözümü odada gezdiriken çalışma masasından başlamaya karar verdim. İlk çekmeceyi açtığımda içerisinde kalem defter vb. olduğunu gördüm. Diğer çekmecelerde de ilgi çeken bir şey yoktu. Dolaba yöneldim ve dolabın kapağını açtım. Doğal olarak kıyafetleri vardı. Ve hepsi siyahtı ve beyazdı . Sadece birkaç kırmızı ve mavi tişörtler vardı. Dolaptan da enteresan bir şey bulamayarak arkamı döndüm. Yatağın üzerindeki duvarda kocaman bir çerçeve vardı . Küçük bir kız çocuğunun resmi. 5 yaşlarında olmalıydı . Kıvırcık saçları ve şirin gülüşüyle tatlı bir çocuktu. Ayaklarım istemsizce fotoğrafa doğru ilerlerken bu çocuğun çok tanıdık olduğunu farkettim. Çok fazla tanıdıktı. Hafızamı tararken birden gözlerim yerinden çıkacak gibi oldu. Bu çocuk her gece rüyama giren çocuktu ! Bu çocuk kimdi ? Elim istemsizce fotoğrafa giderken önce bir kapı açılma sesi ve kükreyen Çakır'ın sesi duyuldu. Yutkunarak arkamı döndüğümde Çakır'ın sinirden gözleri kızarmış , çenesi kasılmıştı. Bana çok kızmıştı !

MAYISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin