Genç kız odasından çıktı ve kahvaltı için salona indi.
Saray eski sessizliğine bürünmüştü ve bu durum Violet'i daha da çok üzüyordu.
Her şey bitmişti.
2 gün önce Marcus'u öldürmüş yıllarca istediği intikamını almıştı.
Max'in söylediğine göreyse bugün Duncan tahta geçecekti.
Onun için her şeyin iyi olmasını umdu.Duncan iyi biriydi ve iyi insanlarla olmalıydı.O gün Marcus'un kafasına dayadığı silahı patlattığında yüzündeki ifadeyi aklından çıkaramıyordu.
Şu an bunu onun gözünün önünde yaptığı için pişmandı.
Doğru olanı yaptığından emin olsa da bunu Duncan'ın gözünden uzakta yapmalıydı.
Genç adam yüzüne bile bakmadan babasına koşmuş ve başını dizlerine almıştı.Gözlerinden süzülen yaşla birlikte Violet'e son sözlerini söyledi.
''Sen bir canavarsın! Her şeyi bitirdin! Bunun bedelini de ödeyeceksin Violet inan bana ödeyeceksin! ''
Violet ve Leonard imzalanan belgeyi Max'e teslim edip sarayı terk ettiler.Askerlerinden hiçbir kayıp yaşanmamıştı.
Klan reisleri görevden alınmış ve sürgüne yollanmıştı.Marcus ölmüş ve Duncan Max'in gizli grubuyla anlaşıp tahta geçecekti.En azından taht konusunda bir kavga çıkmadığı için sevinmişti.
Ares Violet'in tüm ısrarlarına rağmen sarayı terk edip kendi evine gitti.Genç kadın en azından bu süreçte yanında olmasını beklerdi.
Violet belki de en yalnız hissettiği günlerini yaşıyordu ve buna bir çözümü yoktu.
Sarayın kalabalık halini bir daha gördükten sonra yalnızlık daha çok acıtıyordu.
Öte yandan Duncan da kendisini asla affetmeyecekti.
Yapayalnız geçirdiği bir gün daha bitiyordu.
Leonard arada uğrayıp halini hatrını soruyor, arkadaşlık etmeye çalışıyordu ama Violet bir gün bu arkadaşlığın da bir gün biteceğini biliyordu..
O yalnız kraliçeydi.İsmi dilden dile dolanan güzel ama mutsuz kraliçe....
Gece karanlığı çöktüğünde aklında hiçbir düşünce olmadan uyuyakaldı.
Hayat ne garip dedi.Bundan 2 gün öncesine kadar tüm hayatını bir intikam planını kurgulayarak geçirmiş ve sonunda başarılı da olmuştu.
Fakat hala mutlu değildi.
İntikam peşinde koşarken gerçekten sevdiği ya da sevebileceği adamı kaybetmişti.
Duncan'ı sevdiğinden emin değildi ama mutluluğu ilerde onunla bulabileceğini düşünmüştü.
Sabahın ışıklarıyla genç kız yataktan kalktı ve en güzel kıyafetlerini giydi.
Uzunca bir süre aynada kendini seyretti.
Saçlarını salıp salmamak konusunda uzunca bir süre düşündükten sonra salık bırakmaya kadar verdi.
Üzerindeki elbise bugüne kadar giydiği en güzel elbise olmalıydı herhalde...Gözlerinin mavisinde belini sımsıkı saran güzel bir elbiseydi.
Bugün çok güzel olmak zorundaydı.
Bugün her şey güzel olmak zorundaydı.
Bugün hikayenin bittiği gündü,belki de yeni bir hikayenin başlangıcı olacaktı ama bugün herkes Violet'in güzelliğinden bahsetmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİÇE VİOLET
Tarihi Kurgu"Bahsedildiği kadar güzel mi?" dedi Galler prensi Duncan,evleneceği kadın hakkında en ufak bir bilgiye muhtaç durumdayken. "Merhum kraliçeden çok daha güzel olduğu söyleniyor,halkın ona "yalnız prenses" ismini taktığını duydum" "Evlilik hakkında ne...
