Medya da Elçin ve Beste var...
Iyi Okumalar...
Elçin'den:
Gözlerimi açmaya zorluyorum ama olmuyor. Göz kapaklarımın üstünde sanki tonlarca yük var. Kendimi zorlayarak ayağa kalktım. Kalkmamla yere düşmem bir oldu sürünerek kapıya kadar gittim. "L..lütfen b..biri o..rd...orda ol..olsun." kafamda bir sıcaklık hissedince elimi kafama götürdüm. Kan, kafamdaki sıcaklık kandı. Kanı görür görmez gözlerim kapandı ve karanlık...
****
Uyandığımda kapanın yanındaydım. Başım ağrımaya başladı sanki beynim yerinden çıkacakmış gibi hissediyorum. Sürüklene sürüklene koltuğun yanına gittim. Beste ile konuşmamız arasından saatler geçmişti ve hiçbir değişiklik yok. Gidiyosunuz ama niye kapımı kilitli bırakıyorsunuz anlamadım. Bana bıraktıkları telefon çalmaya başladı. Büyük ihtimalle Beste arıyordur. Büyük bir umutla telefonu elime aldım ama arayan Beste'nin numarası değildi. Korka korka açtım "Elçin...merhaba...özledin mi beni...ben seni çok özledim...neyse boşver bunlarıda seni bulmalarına az kaldı." "S..sen bu..bunu bana niy..niye yapı..yapıyorsun ben sana ne..ne yaptım?" "Hmm bir düşünmek gerek sen bir şey yapmadın ama baban ve onun arkadaşları yaptı." "Babam sa..sana buka..bukadar büyük bir..şey yapmı..yapmış olamaz." "Yaptı!!!" öyle bir bağırdı ki korkumdan sıçrayınca kafamı tekrardan koltuğa vurdum. Telefonda elimden düştü gözlerim kararmaya başladı en son hatırladığım telefonda Beste'nin numarası...Beste'den:
"Açmıyor işte,yaa"Çağıl'da bana döndü,"Bir daha ara."geçmiş aramadan beni aradığı numarayı tuşladım,telefon tekrar çalmaya başladı.Bir yandan da bizimkileri dinliyordum,aslında numaradan yerini tespid edebiliriz,dankk!!Evet numara,niye bunu kimse düşünmedi."Numara..." Arda bana döndü,"Ne?" Bende şaşkın nir yüzle ona baktım,ama aramızda geçecek olan konuşmayı bozan konuşmadaydı kulağım,"Aradığınız kişiye şuan da ulaşılamıyor,lütfen daha sonra tekrar deneyiniz." Ve kapandı.Arda"Noldu,Beste bişey mi var?" Bu sefer bağırarak bütün dikkati kendime çektim,"Numarayla yerini tespid edebiliriz."Şuan da Elçin'lerin evindeyiz hepimiz buraya toplandık,Hee bir de şu her zaman bizimle takılan adını bilmediğimiz 2 adam...O iki adamdan biri ayağa kalktı,"Ben o zaman hemen merkeze gidiyim yer tespidi yapıyım bulunca sizi ararım."Herkes kafasını salladı,adam bana doğru gelmeye başladı,"Sende numara vardı deme?" Kafamı salladım,"Evet var"telefonu açtım ve numarayı gösterdim.Adam bişey söylemeden dışarı çıktı ve gitti,şimdi bu adamı beklicez. Offff beklemekten sıkıldım,artık bekleyemem bu kadar yakınken asla...
******
Elçin'in olduğu depoya doğru gidiyoruz,yer tespidini yaptık,3 arabayla topluca gidiyoruz,aslında benim gelmemi istemediler ama Elçin'e bu kadar yakınken tabiki de gidicem,ıssız bir sokağa girdik önümüzde kocaman kapılı,gri renkte,az yıkık dökük bir bina çıktı,herkes arabadan inince bende indim ve bizimkileri takip ettim,kapıya yaklaştılar,Fırat amca -Elçin'in babası- kapıyı yumruklamaya başladı,"Kızım aç kapıyı!" Kapı demirdendi nasıl açılabilir bilmiyorum,önünde sadece bir tane kilit var onunda anahtarı yok,herhalde o adamlarda...Babam,"Kızım arabada bşr kaç tane poşet var onları getirir misin,ama sen taşıyamazsın bu yüzden Çağıl oğlum sende yardım eder misin?" Çağıl hemen araya girdi"Tabi efendim." Çağılla beraber arabanın arkasında ki poşetleri almaya başladık,poşetler siyahtı,bir tanesini elime aldım,oha bunların içinde ne var böyle çokta ağırlar,zaten ağzı da bağlı değildi içine göz ucuyla baktım,çekice benzeyen bişey gördüm sadece,elimdeki poşeti yavaşça taşımaya başladım,Çağıl'da eline bir poşet aldı ve benim elimdekini çekiştirdi"Bırak ben taşırım." Ona dalga geçermiş gibi baktım"Bende taşıyabilirim." 'Hıhı evet belli' der gibi baktı o da,komik bir surat ifadesi yaptı bu çok tatlı göstermişti onu. Benim elimdekini aldı ve bana daha hafif bir poşet verdi,beraber yürümeye başladık,gözüme yerden bir ışık çarptı aslında çok merak etsemde,eliöde ki poşeti bıraktıktan sonra bakarım dedim.Yaklaştıkça artık poşet daha da ağırlaştı,hayır ben bunu bile taşıyamıyorken Çağıl onu nasıl taşıyor...Babamın önüne atarcasına koydum poşeti,off elim koptu.Babam poşetten balyoz denilen şeyi çıkardı,Fırat amcada bir tane buldu ve demir kapıya vurmaya başladılar.Çok ses çıkartıyordu,bu yüzden ordan uzaklaştım,aklıma o parıldayan şey gelince otarafa doğru yürümeye başladım,gözümle ertafı taradım ama o parlayan şeyi göremedim bitaz daha ilerledim,evet buldum ne olduğuna bakmak için eğildim bir ANAHTAR! Belki de o demir kapının anahtarı koşarak babamların yanına gittim,"Babaa,babaa yerde anahtar buldum!" Diyince herkes bana döndü,o kadar hızlı koştum ki kendimi durduramayınca yanlışlıla Çağıl'a çarptım.Babama anahtarı uzattım ve kapının önündeki kilidi açmaya çalışan Fırat amcanım arkasında onu izledim,sonunda tık diye bir ses geldi,açıldı evet açıldı,AÇILDIII...Ben içden içe sevinirken babamlar da kapıyı çekiştiretek açıyorlardı,kapı sonuna kadar açılmadı ama bizim sığabileceğimiz şekilde açıldı.İçeriye sırayla girdik,ilk ben girdim,içeride bir koltuk ve koltuğun üzerinde yatan Elçin,Elçin oha Elçin... Elçin'in yanına doğru koşmaya başladım,"Elçin,iyi misin?"cevap yok , daha da yaklaşınca yüzüne doğru akan bir sıvı görünce gözlerim pörtlercesine açıldı,herkes yanımıza gelince Fırat amca onu kucağına aldı ve koşad adımlarla arabasına yöneldi,bizde arkalarından gittik ama Fırat amca "Biz hastaneye gidiyoruz,siz eve gidin." Dedi Çağıl'a, bana,Atıl,Arda ve Tuna'ya bakarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adı Gizli
Random2 erkek 2 kız 4 en iyi arkadaş yıllardır aileleri onlara yalanlar söylüyorlar.Peki,okula yeni gelen müdür ve müdürün 2 yakışıklı oğullarıyla bu yalanların ne ilgisi var.Bu sırlar teker teker su yüzüne çıkacak.Sırlar su yüzüne çıkarken aralarında ne...