9. Bölüm

65 6 2
                                    

Leda Sparks (Leda Defne Karan)

Leda yaklaşık iki saattir yoktu. Aklıma gelen fikirle telefonumu alıp rehberden Koca Popolu Koala ismini buldum ve arama simgesine dokundum. İkinci çalışta

"Alo?" Diye açtı telefonu.

"Nerdesin kızım sen? İki saat oldu. Alış veriş bu kadar mı sürüyor?"

"Tamam geliyorum."

"Görüşücez gelince." Deyip kapattım. Ve başladım beklemeye. Bu arada iki sigara bitirmiş üçüncünün yarısına gelmiştim. Kapının çalışıyla ayaklandım. Kapıyı açtığımda ellerinde poşetlerle bir adet çökmüş Leda'yla karşılaşacağımı hiç tahmin etmiyordum. Yanımdan mutfağa geçip aldıklarını yerleştirmeye başladı.

"Sormayacak mısın nerede olduğumu?" Dedi bana bakarak.

"Hayır, anlat."

"Ne?"

"Ne olduğunu anlat Leda. Rezil görünüyorsun." Bir süre bunu kafasında tarttı. Ne diyeceğini seçmeye çalışıyor gibiydi. Kahve makinasının yanına gittim. Leda'nın aldığı nescafe'den makinaya atıp yeterince su, süt ve şeker koydum. Bir kaç dakika sonra iki adet porselen kahve bardağında nescafelerimiz hazırdı. Leda da dolaba aldıklarını yerleştirmiş, tabağa biraz bisküvi koymuştu. Beraber hazırladıklarımızla salona geçtik.

"Dinliyorum." Dedim Leda'yla yan yana oturduğumuzda.

"Markete gitmiştim ya. Orada kredi kartımın kapatıldığını öğrendim."

"Daha sabah kullanmıştın?"

"Evet, bende şaşırdım. " diyerek başına gelenleri anlatmaya devam etti. Bitirdiğinde annesine karşı tanımlayamadığım bir öfke ve nefret oluşmuştu içimde.

"Ne yapacaksın?" Diye sordum.

"Dönmem lazım Leda." Dedi utana sıkıla. "Her ne kadar seni yalnız başına burada bırakmak istemesem de bir şekilde oraya dönmeliyim. En kısa sürede gelirim ama para sorunum var."

"Ben hallederim. Sende evin alışverişini yapmıştın." Dedim.

"Ama borçlu kalırım Leda."

"Arkadaş değil miyiz? Bu tür şeyler dert değil. Ben zaten benim babalıktan yapıyorum harcamaları. İyi bile olur." Dedim sırıttım. Buruk bir gülümseme belirdi yüzünde

"Teşekkür ederim. En kısa sürede ödemeye çalışırım. İtiraz yok." Dedi. Kahveleri içip bisküviyi yiyip banyolara dağıldık. Rutin işlemlerimi hallettikten sonra misafir odasına gidip yatağa uzandım. Babam, Leda marketteyken uğramış kütüphane için kitap, yeni kimliğim ve yeni bir kredi kartı getirmişti. Eğer kartta harcama olmazsa ikinci bir kart vermekle tehdit etmişti. Güldüm. Adım değişmişti. Artık ikinci bir ismim vardı. Bundan sonra isim olarak Leda'yla karıştırılmazdık. Ve bu isim bu gün beni iyice yumuşatmıştı.

Leda Defne Karan'dım artık. Türkiye'de yaşayacaktım. Yaz kış buradaydım.

 Leda çok geçmeden geldi. Duş almıştı. Gelip yanıma uzandı.

"Zor bir gündü ha?"

"Aynen."

"Bu gün aşırı yumuşaksın." Kimliğimi gösterdim. "Vaayy Defne? Güzel isimmiş. Karıştırılmayız artık."

"Aynen. Bende onu düşünüyordum." Bu gün kendimden çok taviz vermiştim. Sanki siyaha batmış Leda tatile çıkmış yerine Defne Karan isimli bir kız gelmiş gibiydi. "Babam kütüphane için baya kitap bıraktı. Birazını düzenledik."

Koyu SiyahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin