İri mavi gözlerimden ateş çıktığına emindim. Karşımda ki manzarayla diğer kızlar gibi ağlayıp gidebilirdim yada küfür edip gidebilirdim, ama bunların hiçbirini yapmadım. Gördüğüm manzarayla olduğum yerde durmuş olanları hazmetmeye çalışmaya çalışıyordum. Evet, çalışmaya çalışıyordum. Çünkü arkadaşım dediğim insan ve sevgilim olacak şerefsiz karşımda öpüşüyordu, hem de benim doğum günü partimde! Hala beni fark etmemişlerdi. Ben Kumsal Yılmazsam bu yaptıklarının bedelini ödetirdim. Beni görmeleri için yan tarafta duran vazoyu öne itip yere düşmesini sağladım. İkisininde bakışları birden bana dönünce sırıttım. Onları görmeme mi şaşırdılar yoksa bu rahatlığıma mı bilemedim. Ellerimi göğsümün hemen altında birleştirmiş, kapının kenarına yaslanmış sırıtıyordum.
-K-kumsal?
Çağhan olacak şerefsizin sesiyle olduğum yerde doğrulup yavaş adımlarla yanınlarına doğru ilerledim.
-Nasıl beğendin mi arkadaşımın dudaklarının tadını? Canım arkadaşım, peki sen? İyi öpüşüyormuymuş sevgilim?
-A-açıklayabilirim Kumsal.
Rahat tavrım Ezgi'nin sesiyle bozuldu. Birden ciddileşip ikisinede sert bakışlarımı yolladım.
-Neyi açıklıycaksın ulan gevşek! Sevgilimle öpüşüyordunuz! Ben bunu sizin yanınıza bırakırmıyım?!
Yavaşça arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim. Tam çıkacakken beklemedikleri anda sağ tarafımda masada duran kül tablasını hızla elime aldım ve aniden arkamı dönüp Çaghanın tam alnına fırlattım. Hiç beklemediği için kendini kurtarma şansıda olmadı. Acıyla bağırıp yere düştüğünde bakışlarımı ondam çekip Ezgiye döndüm. Korkak bakışlarla tam gözlerimin içine bakıyordu ve gözleri dolmuştu. Hızlı adımlarla yanına gidip ensesinde ki saçları elime dolayıp kafasını 4 kez duvara vurdum. Yere düştüğünde ikisinede bir bakıs atıp kapıya yöneldim.
-Bırakmam!Güneş Erdem.
Gördüğüm resimlerle oturduğum bankta birden dikleştim. 1 yıldır sevdiğim, sevgilimin beni aldattığı görüntüleri telefonuma mesaj olarak gelmişti. Şok olmuş bir şekilde telefona bakıyordum. Bunu yapabileceği düşüncesi aklımın ucundan bile geçmemişti hicbir zaman, biz hep birbirimize güvenirdik. Aldatmak, aldatılmak. Başıma geleceğini hiç düşünmemiştim. Gözlerimde biriken yaşlar benden izinsiz akmaya başladığında ben hala telefona bakıyordum. Bu görüntüleri kim çekti bilmiyorum ama Emrenin düşmanlarından biri olmalı. Görüntüler o kadar net ki. Evin camından gizlice çekilmiş. 1. Resimde Emre kızın beline sarılmış öpüyorken 2. Resimde kızı kucagına almış, kız bacaklarını beline dolamış. 3. Resimde merdivenleri çıkarken çekilmiş ve öpüşmeye devam ediyorlar. Buma inanamıyorum gerçekten inanamıyorum. İyilik meleği diye nitelendirdiğim adam bana bunu nasıl yapar? Telefonum çalmaya başladığında arayanın Emre olduğunu görmemla daha fazla ağlamaya başladım. Kendimi sakinleştirmeye çalışıp telefonu açıp kulağıma dayadım.
-Aşkım.
-Ulan sen beni ne yüzle arıyorsun şerefsiz!
Öyle bir bağırdım ki sahilde ki çoğu insanın bakışları bana dönmüştü.
-Ne oluyor Güneş?
-O pis ağzına adımı alma, senden iğreniyorum, senden nefret ediyorum! Duydun mu beni? 2 dakikalık zevk için beni aldattın! O kız yeterince tatmın etti mi seni!?
Telefonu suratına kapatıp ağlamaya devam ettim.Miray Gündüz.
Sahil kenarında ki bir cafede oturmuş kızlarla dedikodu yaparken yanımıza biri gelip oturdu. Kızıl saçları göğsünün biraz üzerinde, siyah gözleriyle çekici bir kızdı. Gözlerini hepimizin üzerinde gezdirip en son bende takılı kaldı.
-Miray sen misin?
-Evet, bir sorun mu vardı?
-Var tatlım, aldatıldın.
Gözlerimi irice açıp karşımda ki yabancıya baka kaldım. Benim konuşmayacağımı anlayınca çantasından krem rengi zarfı çıkarıp önüme attı. Ayağa kalkıp alayla suratıma baktı.
-Sevgilin gerçekten güzel sevişiyor şekerim.
Masada ki zarfı filmlerde ki gibi yavaş şekilde elime falan almadım tabiki. Mal mıyım ben? Ölürüm meraktan. Hızla zarfı alıp içindekileri elime aldım. Şok olmuş birşekilde elimdeki resimlere bakmaya devam ediyordum. Yandan çekilmiş bir kaç resim vardı. Gizli çekildiği apaçık ortadaydı. Yatakta çekilmiş resimlere iğrenerek bakıyordum. Allahtan üzerlerinde pike var ha.
Kızım manitan seni aldatmış sen ne diyorsun? Hemde karşında ki şıllıkla. Kalk saçını başını yol.
İç sesimle kendime gelip ayağa kalktım. Bana alayla bakan kıza dolu gözlerimle bakıyordum. Tam karşısında durduğumda hiç beklemediği anda tokadı geçirdim suratına. Kendine gelmesine izin vermeden kafasına ardı arkası kesilmez yumruklarımı atıyordum. Kız çığlık atıp çevreden yardım isterken kimseyi umursamıyordum. Bir taraftan ağlayıp diğer taraftan kıza vuruyordum. Yere düştüğünde üzerine çıkıp tırnaklarımı suratına geçirdim. Boydan boya iki yanağınıda çizdiğimde tokat atmaya başladım. Omuzlarımda ve kollarımda eller hissetmemle birden geri çekildim. Çantama resimleri atıp hızla cafeden uzaklaştım.Arya Yıldız.
Duyduğum ve gördüklerimle ağlayarak olduğum yeri terk ettim. Sevdiğim adamın ağzından o kelimeleri duymak gerçekten can yakıcıydı. Ben ona bu kadar aşıkken onun amacı tamamen farklıymış.
-Biraz daha dayanmalıyız biliyorsun, sana yakın olabilmek için aylardır Aryayla çıkıyorum ve en kısa zamanda ondan kurtulacağım emin ol.
-Bu daha ne kadar sürecek Fatih! Seni onun yanında görmekten bıktım artık.
-Ben istemezmiyim yanında olmak? Çok az kaldı bitecek hepsi.
Sevdiğim adam beni en yakın arkadaşıma yakın olmak için kullanıyormuş meğersem. Meğer ikisi de arkamdan iş çeviriyormuş. Bu katlanılmaz bir acı. Aldatılmak... Kimse, hiç kimse aldatılmayı hak etmez! Şimdi ne olacak? Ben birdaha birine nasıl güveneceğim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 KIZ
Teen FictionAldatılmış bir kız ne kadar tehlikelidir? Kalbi buz tutar, hissizleşir, intikam ateşiyle kavrulur. Önüne çıkan her engeli yakıp kavurur. Aldatılmış bir kız bu kadar tehlikeliyken, aldatılmış 4 kız ne kadar tehlikelidir?