27 Ağustos 2015
Perşembe
Merhaba, merhaba, merhaba!
Evet, baya neşeliyim ha bugün. Buraya hep aşırı bir depresiflikle yazdığımı farkettim ve bu defterin seni üzmesi değil aksine gülümsetmesi gerektiğini hatırlattım kendime. Sonuçta bu defter eline geçerse bir mucize olacak değil mi? HAH! AYNEN ÖYLE!
Her neyse :)
Bu sıcak öğleden sonra da odamdayım ve bu defteri sakladığım yerden çıkartmam yaklaşık 4 dakikamı alıyor. Evet 4 dakika. Deli gibi saklıyorum, meraklı aile bireylerin olsaydı sen de saklardın emin ol. Her neyse. Genelde geceleri yazdığımı farkettim ve bir değişiklik yapmak istedim. Çünkü aklıma yazacak birkaç şey takıldı.Mesela bizim benzer olduğumuz konular! Mmmmm.....
Bu nereden takıldı aklıma hemen söyleyeyim. Her sabah uyandığımda, istisnasız her sabah, çok sevgili arkadaşım Querida bana seninle ilgili bir şeyler göndermiş oluyor. Bir fotoğraf, gif, video ve ya röportajlarından bir alıntı. Ve bu sabahta bana senin yeni olan röportajlarından birinden bir bölüm gönderdi. Ve sana 'En kötü alışkanlığın nedir?' diye sorulduğu zaman sen, ' Heceleme/Kelime yanlışlarını düzeltmek.' demişsin.
Okuduktan sonra 'AAAHHHHH HADİİİ AMAAA' diye bağırmak istedim fazla amerikan-vari bir şekilde. Ama, cidden. Ne şimdi bu???
Bak seninle çocuklara karşı olan düşkünlüğümüzün benziyor oluşunu bile sindiremedim ben henüz. Hatta giyiniş tarzlarımızın bu denli benziyor oluşuna bile anlam veremiyorum ve sen kalkmış ufacık şeyler de bile bana bir yönden benzeşdiğimizi gösteriyorsun.
HAKSIZLIK BU.Aslında gördükçe hoşuma gidiy-
AYRICA beslenme şeklimiz de benziyor ve spora olan düşkünlüğümüz de!!!!
Ne demem gerektiğini bilmiyorum. Yalnızca beni aynı zaman da hem deli gibi mutlu edebiliyorsun, hem de birden ağlamaya başlamama sebep oluyorsun. Ve duyguların bu kadar aynı anda geliyor oluşu bana yalnızca içimin daha çok seninle dolduğunu kanıtlıyor hepsi bu.
Ben bundan asla rahatsız değilim elbette. Yalnızca arasıra çok fazla umutsuzluk kaplıyor içimi.
Her neyse ben bu yazıyı biraz gülümsemen için yazmak istemiştim. Şu umutsuzluk meselesine diğer bir sayfa da devam edeceğim. Ve okuman gerekecek, üzgünüm.
NOT: GİTAR ÇALARKEN HARİKA DURUYORSUN. KES ŞUNU.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Günlüğümsün. (You are my diary)
Fanfiction'Yine sana yazmaktan vazgeçmediğim bir gecedeyken, kulaklıklarımla sadece sana odaklanabilme şansına sahibim en azından. Sesini sevdiğimi hep aklında tutmanı istiyorum. Hatta şuan bu satırları, benim biricik günlüğümün satırlarını okurken ufak bir ş...