Her An.

14 2 0
                                    

Merhaba sevgilim.

Benim olmayan güzel sevgilim. Bu gece imla kurallarina hic dikkat etmek istemiyorum. Oylece icimi dokmek istiyorum ki biliyorum sen imla kurallarina dikkat ediyorsun. Ah... Bu gecelik idare et beni. Sana birseyler anlatmam gerek. Ve sen bunu okurken tam suan nasil bir modda oldugumu anlatmak istiyorum ki ufacik bir anda olsa beni gozunde canlandirabil: Kucuk odamdayim, tam karsimda mantar tablom var, hava oldukca sicak, camim tamamen acik. Yatagin uzerinde oturuyorum ve arasira gozum biraz yakinimda duran sandalyeye astigim ama aslinda goguslerime hic uymayan, onlari aslinsa gogsum gerçekten dolgunmus gibi gosteren salak ve sahte bir sudyene kayiyor. Yatagimda uzaniyorum Harry. Ve Korn- Creep dinliyorum... dinler misin suan? Defteri 3 dakika 51 saniyeligine birakip o sarkiyi tam suan dinlemeni istiyorum.

-

"Nasil hissediyorsun?" Diye sordugu zaman birisi bana bazen bu sarkiyi normal cumleler halinde soyleyesim geliyor onlara. Ama "Harikayim! Her sey mukemmel! !!" Diyorum. Daha kolay cunku.

Sunu soylemek istiyorum. Hatta altini cizmek istiyorum; ben her zaman boyle asiri depresif bir kiz degilim. Hem de hic degilim. Hatta ve hatta insanin kendisini mutlu edemeden karsisindakini asla mutlu edemeyecegini cok iyi biliyorum. Ama ilginc bir sekilde sevgilim ben tam bu modumdayken daha dolu dolu yazabiliyorum sana. Icimi daha iyi yansitabiliyorum. Sanirim.

Her neyse. Bir seyler anlatacagim diyordum ve zaten basliga baglayacagim konuyu merak etme; Bugun sabah kalktigim andan itibaren sen yanimda olsan nasil bir gun gecirmek isterdim seninle onu dusunerek hareket ettim. Neler yaptigimi anlatmak istiyorum sana, her anima nasil seni dahil ettigime, mental olarak, anlatmaya basliyorum.

Uyandim ve en son kis ayindan beri ' Harry ile uyusam kesin yalnizca Tshirtle uyurdum' felsefesini asla bozmayip, odama kimsenin girmeyecegini umarak ic camasirlarimla uyumanin rahatliginin bana verdigi yetkiye dayanarak ustumdeki ortuyu kenara itip telefonumu almadan once bir bes dakika yalnizca perdeyi kenara dogru cekip disariyi seyrettim. Sonra farkettim ki, bu bana huzur verdi. Agaclari gozlerinle, hafif esintinin sesini de nefes sesinle bagdastirdim. Vay be... o an ki huzurumu bir dusunsene. Baya huzurlu uyanmisim bu sabah. Devam ediyorum, telefonumu aldim ve Instagram'da ve Twitter'da seninle ilgili an ve an neler oldugunu paylasan 2-3 hesabi kontrol ettim. Suan dahil oldugun filmin cekimlerinin oldugu sehirden fotograflarin cikip duruyor. Her zaman ki gibi oldukca salas ve fazlaca kendinsin. Bayildigim gibisin. Dogal. Esofmanlarla falan. Hosuma gidiyor. Sonra kalktim ve gercekten dunyanin obur ucuna gittim, yani sehrin obur ucuna. Seni hissedebileceğimi dusundugum bir yer buldum. Oturdum. Mukemmel bir kahvalti siparis ettim, hatta ekmek kizartma makinesi bile getirdiler. Denizin uzerinde gibi oturdum, agaclarin arasinda 2-3 saat boyunca huzurlu bir sekilde, yavas yavas kahvalti yaptim. Tabii seni dusunerek. Hosuma gitti bu. Senin de hosuna gidebilecegini dusundum. Ya da uyumayi tercih edip evde kalmak isteyebilirdin belki de bilemiyorum. Ama ben bu gunu boyle hayal etmistim. Daha sonra oradan kalktim. Daha da derinine inmeye karar verdim bu sehrin. Dolastikca dolastim, upuzun ormanli, kivrilan urkutucu ve asiri huzurlu ormanlik yollardan gecerek minicik bir koye gittim. Ufacik bir meydani vardi. Meydanda koyde yasayan ailelerin genc kizlari evde yaptiklari recelleri, yoresel ekmekleri falan satiyorlardi. Recel ve ekmek aldim onlardan. Genc bi cocugun tezgahindan da bileklik aldim. 2 tane. Dayanamadim. Sana da aldim. Ikisi de bilegimde. Eger karsilasirsak soz sana vereceğim. Istedigini secemezsin ama. Sana aldigimi kabullenmek zorundasin. Daha sonra orda da deniz kenarina oturdum, cafeye falan oturmadim, gercekten ayaklarimi denize sarkitarak oturdum. Bir teknede oynayan iki cocugu izledim... Bilmiyorum Harry. Boyle sakin bir gun gecirmek istedim. Uzun suredir geciremiyordum ve ihtiyacim oldugunu hissediyordum. Yalniz kalmaya ve sana odaklanmaya ihtiyacim vardi. Hic bilmedigim bir yerde oturup oranin kopeklerini sevmeye ihtiyacim vardi.

Bazen sunu dusunuyorum; karsilasamayacagiz seninle. Ya da ben ihtimalleri cok fazla zorlarsam, belki kaldigin otelin onunde saatlerce beklersem, aylarca para biriktirip Kulis bileti alirsam belki gorebilirim elbette. Ama inanilmaz kibarliginin haricinde nasil bir iletisim kurabiliriz en fazla? Bunu merak ediyorum. Bana yalnizca fotograf cektirecegimiz birkac saniyelik bir ilgi mi duyacaksin? En fazla ne olabilir? Sarilirsin. Evet. O kadar. Sonra ben giderim. Sen konsere cikarsin, arabaya binersin. Ve her sey biter.
Her sey boyle biter diye cok korkuyorum.
Ama aslinda dahasinin olamayacagini da biliyorum...
Yine de seni seviyorum.
Bak yine uzuntulu bir seye baglandi konu. Bundan bahsetmiyordum ben. Bugun her anima nasil seni sokusturdugumdan bahsediyordum.
Suna baglayacagim, surekli seni hissedebilmek adina planlar yapabilecegim gunlere bayiliyorum. Gunesli gunlere bayiliyorum cunku etraftaki tum yesil renkler bana gozlerini animsatiyor.
Seviyorum.
Seni ve gunesli gunleri.
Seni ve kopekleri.
Seni ve denizi.
Seni ve sana yazmayi.
Seni ve hep seni.
Her zaman

Tum Sevgimle.

Hope.

Sen Benim Günlüğümsün. (You are my diary)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin