16 Ağustos 2012
22:51
Bugün kendime ufak şeyler hediye etme günümdü. Bunu her sene yapmıyorum ama bundan sonra yapmaya başlayacağım. Kendimi mutlu edecek şeyler yaratmam gerekiyor. Çünkü ben insanların mutluluklarını kendilerinin yarattıklarına inanıyorum. Mutluluk neye yönlendirirsen ona bulaşır.
Mutluluğun senin için anlamı ne ile örtüşüyor?
Benim için çok basit şeylerde. Örnek verirsem belki de daha iyi anlarsın bunu;
Mesela günlerden Cumartesi ise ve şehrin diğer ucundaki - neredeyse- tek dostum olan Effy ile buluşamayacaksam kendimi 4 Blok ötedeki Starbucks'a atıp ufak bir kahve alıyorum elime. Orayı çok seviyorum. Sanırım sen de seviyorsun. Senin neden sevdiğini bilmiyorum ama ben orayı: İnsanların kendi işlerini halledebildiği, kahve kokan bir kütüphaneye benzetiyorum. Orası tamamen loş ve hiç bilmediğim şarkılar çalıyor. Üstelik bu şarkıları seveceğini düşünüyorum senin.
En son ne zaman tek başına Starbucks'a gidip sessizce oturup etrafını gözlemleyebildin?
Üzülme ama, ben yapıyorum senin yerine. İstersen eğer sana anlatabilirim.
Orada en çok ne içmeyi seviyorsun?
Ben Mocha severim. Ve bence Profiterollü pastalarını tatman gerek. Gerçekten müt-hiş.
Her neyse. Saat geç oldu. Aslında uyumak istiyorum, yastığıma sarılıp hayaller kurarak -doğru tahmin çoğu seninle ilgili. Ama endişelenme, çok masum şeyler- uykuya dalmak istiyorum ama bu defterin varlığını unutmamam gerek. Bu gidişle seneler sürecek bu defterin bitmesi. Ama sana neler yazabileceğimi bilemiyorum.
Adım ne onu bile bilmiyorsun henüz. Kaç yaşındayım onu da bilmiyorsun. Ben sadece kendi kendine konuşan isimsiz biriyim senin için. Üstelik yüzümü bile bilmiyorsun. Okurken boş bir kese kağıdı kafası canlanması ihtimali çok yüksek aklında ama bilmiyorum. Sanırım biraz daha böyle sessiz kalmak istiyorum.
Biliyor musun Effy beni yakaladı. Ondan hiçbir şey saklayamıyorum. Yanımda değilken bile benim iç sesimi duyabilen biri o. Beni yakaladığı konu da sensin tabii ki.
Şu sıra hangi ülkedesin bilmiyorum.
Ben nerede miyim...
Sanırım bunun bir önemi yok.
Ben bu gece için iyi geceler dilemek istedim sana.
Sıkıcı bir günlüğüm var değil mi?
Peki senin ki neler içeriyor?
Not:Ve bugün kendime üzerinde kedili bir oyuncak olan bir kalem aldım. Seni hatırlattı. Komiksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Günlüğümsün. (You are my diary)
Fanfiction'Yine sana yazmaktan vazgeçmediğim bir gecedeyken, kulaklıklarımla sadece sana odaklanabilme şansına sahibim en azından. Sesini sevdiğimi hep aklında tutmanı istiyorum. Hatta şuan bu satırları, benim biricik günlüğümün satırlarını okurken ufak bir ş...