15 Eylül 2012
08:12
Günaydın!
Günaydın sevgili okuyucum, evet biraz özlenebilmek umudu ile ara vermiştim ancak mmm… açıklamam gereken, belki de itiraf etmem gereken bir şey var.
Hey, dinliyor musun beni?
Uyan artıık! (Şuan neredesin...)
En son yazdığım yazımdan sonra çok fazla radikal kararlar içeren bir liste hazırladım kendime ve hepsini de uyguluyorum. Okumaya devam et;
1- Beslenme olayını düzene sok, görüntüne önem vermelisin. Sürekli bundan şikayet edip duruyorsun ancak hiçbir şey yapmıyorsun. KALDIR O POPONU!
2- Sabahları, hava şartlarına aldırmadan, yürüyüşe ya da koşuya çık. Bunu derse gitmeden önce müzik dinleyip kafanı toparlayabileceğin bir terapi olarak düşün ve vücudunun zinde kalmasını sağla. 3- Her gün en az 3 bölüm kitap oku.
4- Duygularından emin olana kadar günlükten uzak dur.
….
Evet, işte bir süredir bu yüzden yoktum.
En son yazdığım ‘Penguenlerin uçma ihtimali’nden sonra oturup bir düşündüm ve ‘ Ne yapıyorum ben?’ dedim kendime. ‘Ya bu ona ulaştığında böyle hissetmiyor olursam ve o bundan etkilenip bana ulaşmaya çalışırsa? O zaman ona haksızlık etmez miyim?’ diye düşündüm ve bir süre şüphelerimi bu deftere sokmamak adına uzak durdum. Şüphe insanı delirtebilir biliyorsun.
Ama…
Ama görüyorsun ki buradayım. Bunun tek açıklaması var sanırım ve bunu biliyorsun.
Evet, evet. Tahmin ettiğin şey.
Gülümsemeyi bırakır mısın?!
Ya da bırakma, çünkü seni gülümserken görmek hoş oluyor.
—
İtiraf bölümü sona erdi. Geri kalanı için defterin geldiği adrese ulaşman gerekecek.
Effy geçen gece bize kalmaya geldi ve itiraf gecesi orada başladı aslında. Birbirimize her saniye, her şeyimizi söylesek bile itiraf edeceğimiz şeyler çıktı. Komik değil mi? (Sana Effy’nin itiraflarından bahsedemem çünkü bu ‘Ölene Kadar Dost’luk ilkesine aykırı, üzgünüm.)
Bana seninle ilgili bir kaç şey sordu. Ve sizi sevmiş, yani diğer çocukları, müziğinizi. Tüm bunları.
Bu itiraf gecesinden iki gün sonra Effy elinde ufak bir kutuyla yanıma geldi, bana ufak hediyeler almayı her zaman sever ama bu sefer oldukça heyecanlıydı.
Kutuyu açtım ve içinden senin kağıt uçak kolyenin aynısı çıktı.
Gerçekten duygulandığımı tahmin edebilirsin.
Effy’e binlerce kere teşekkür etmiş olmalıyım bunun için.
Sanırım o da benim mutlu olduğumun farkında.
Bana sakın ‘Beni seviyorsun ve ben yanında değilken ve hatta senin varlığından bile habersizken nasıl mutlu olabiliyorsun?’ diye sorma.
Çünkü cevap bir çok şeyin cevabı olan;
‘Çünkü seni seviyorum’a çıkıyor.
Not: Hala kişisel bilgi gizliliğimde ısrarcıyım. Merak etmeni istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Benim Günlüğümsün. (You are my diary)
Fanfiction'Yine sana yazmaktan vazgeçmediğim bir gecedeyken, kulaklıklarımla sadece sana odaklanabilme şansına sahibim en azından. Sesini sevdiğimi hep aklında tutmanı istiyorum. Hatta şuan bu satırları, benim biricik günlüğümün satırlarını okurken ufak bir ş...