Kavga

76 4 0
                                    

Yüzünde pis bir gülümsemeyle bana bakan kıza bakıyordum. Tek fark ben şaşırmıştım. Cidden bu ne arıyodu burda. İsmi neydi bunun?
"Ne o? Tanıyamadın mı beni? Bayan ezik." Evet. Her ezenin ezileni vardır. Arkamı dönüp gitmek isterdim ama bırakmayacağını biliyordum.
"Ne işin var senin burda? " diye sorduğumda kahkahayı patlattı. Hadi ama komik olan neydi?

Arkamı dönüp gidecekken durmamı sağlayan şey konuşması oldu. "Burda da karşılaştık. Benden kurtuluşun yok."

Yetimhanedeyken hep benimle uğraşmıştı. Ordan kurtulup buraya geldim ama burdan nasıl kurtulacaktım?

Hala suratıma sinir bozucu gülümsemesiyle bakan kıza daha fazla dayanamayıp sınıfın yolunu tuttum. İsmi Arzu olan sürtük anlaşılan beni burda da bulmuştu.

~

Yaklaşık 10 saatin ardından sonunda çıkış zili çalabilmişti. Hızla çantamı toplayıp kendimi dışarıya attım. Temiz havayı ciğerlerime çektikten sonra yürümeye devam ettim. Okuldan çıkınca beni almaya annemin geldiğini gördüm. Gülümseyip arabaya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açıp koltuğa kurulduktan sonra kemerimi bağladım. Annemle sarıldıktan sonra eve doğru yola koyulduk.

~

Çalışma masama oturmuş 'SEVGİLİ' öğretmenlerime küfür etmekle meşguldüm. Hadi ama ilk günden ödev verilirde bu kadar da verilmez ki. Biraz daha ödev yaparsam kafam bedenimden ayrılabilirdi. Yatağa uzanıp telefonumla ilgilenmeye başladım. Yaklaşık 5 dakikanın sonunda telefonuma mesaj geldi. Açıp baktığımda mesajın Cemreden geldiğini gördüm. Bahçede beni beklediğine dair kısa bir mesajdı. Telefonumu yatağa bırakıp bahçeye indim. Salıncaklardan birine oturmuş sallanmakla meşguldü. Bende diğer salıncakta yerimi aldığımda konuşmaya başladı.

"Ee. İlk gün nasıldı?" Demesi aklıma Arzuyu getirmişti. "Berbat." Diye mırıldandım. Kaşlarını çatması dikkatimi çekti. Ama üstelemedi, buda birşeydir. İlk defa cemrenin bu kadar sessiz olduğunu görüyordum. "Beni neden çağırdın?" Diye soru yöneltmemle dikkatini bana verdi. "Hiç. Sadece biraz konuşmak istedim." Hayır bu işin içinde başka bir iş vardı. Emindim. "Pekâla. Ne hakkında?" Gözlerini ellerinden kaldırıp bana dikti.

"Bilmem. Ne istersen." Kafası mı güzeldi bunun. "Cemre farkındaysan beni sen çağırdın." Derin bir iç çekip ofladı. "Neyse bu konuyu sonra konuşuruz." Deyip salıncaktan hızla kalkıp içeriye girdi. İç çekip odama çıktım.

~

Ders saati geldiğinde elimde sıcak çikolata yanımda yeni tanıştığım Şimal ile birlikte sınıfa gidiyordum. Şimal sınıfta yeni tanıştığım arkadaşımdı. Her ne kadar yeni tanışsakta çok cana yakın ve iyi birisiydi. "Ya hadi ama çok yakışıklıymış." Demesiyle gülmem bir olmuştu. "Senin zevkine ben ya." Deyip gülmeye devam ettim. "Çok beğendiysen kendine yapabilirsin." Diye devam ettim. "Yok canım saol. Benim var gözüme kestirdiğim birisi." Bu sırada çoktan sınıfa gelmiştik.

İlk günden arkadaş bulamasam da ikinci günden bulmuştum. Buda bişeydir. Sınıfa öğretmenin girmesiyle sınıftaki uğultu sonlandı. Şimal yanıma geçip oturduğunda bende aynısını yaptım. Ders müzikti. Sanırım okulda sevecek bir ders bulmuştum. Sıkıntıdan öğretmeni incelemeye başladım. Yaklaşık 20lerinde genç bir bayandı. Saçları uzun gözleri mavi yeşil karışımı birşeydi. Tam kestiremiyordum.

Öğretmen tahtada birşeyler anlatırken bende sıraya yatmış uyumakla meşguldüm. Yada uyumaya çalışmakla. Ama tabiki Şimalin dürtüklemeleriyle bunu başaramıyordum. En sonunda pes edip "Ne var?" Diye sordum. "Hey bak, bu o çocuk." Deyip yan sıraya baktı. Onun baktığı yöne dönüp baktığımda kantinde bana ayarlamaya çalıştığı çocuğu gördüm. Gözlerimi devirip tekrar başımı sıraya koydum. "Hadi ama. Yakışıklı çocuk. Hem çok yakışırsınız." Şimalin taktığına takması gibi bir sorunu vardı.

"Hiç sanmıyorum." Diye mırıldandıktan sonra tekrar uyumaya çalıştım. Sonunda Şimalden kurtulduğumda çoktan uykuya dalmıştım bile.

~

Gözlerimi araladığımda sınıf boştu. Duvarda duran saate baktığımda çıkış zilinin üstünden 2 saat geçmişti. Yanımda uyuklayan Şimali dürtüp çantamı hazırlamaya başladım. Bir süre sonra okuldan çıkıp taksiye binmiştim bile. Şimal beni eve bırakmayı teklif etmişti ama kabul etmedim. Telefonuma baktığımda 37 cevapsız arama olduğunu gördüm.

Bunlardan 23 tanesi anneme geri kalanı babama aitti. Yolda olduğumu belirten kısa bir mesaj yazıp anneme gönderdim. Bu kadar fazla uyumuş olmamıza şaşırmıştım. Bir süre sonra eve gelmiştim. Annemler merak ettikleri için nerdeyse polise haber vereceklermiş. Bu kadar önemsenmem iyi birşeydi. Sanırım. Odama çıkıp ödevlerimi yaptıktan sonra rahat pijamalarımı giyip yatağıma girdim. Bir süre sonra uykuya dalmıştım bile.

~

Ertesi gün okulda çok sıkıcı şeyler oldu. Şimalle sürekli kantindeydik. Ve bana ayarlamaya çalıştığı çocuk sevgili yapmış kendisine. Sırf bunun için gidip ona teşekkür edebilirdim. Şimal sürekli bana kızıp 'Kaçırdın gül gibi çocuğu' diyordu.

Son tenefüsümüzün ziliyle birlikte sınıftan lavaboya gitmek üzre ayrıldık. Lavaboya girdiğimizde Şimali beklerken kapıdan içeriye birisi girdi. Kimin girdiğini görmemiştim çünkü telefonumla oyalanıyordum.

"Bak bak, kimler de burdaymış." Duyduğum tanıdık ses hiç de hoşuma gitmemişti. Kafamı telefonumdan kaldırıp karşımda dikilen Arzu'ya bakmamla gözlerimi devirmem bir oldu. Bu hareketim onu memnun etmemiş olacak ki hızla yanıma yaklaştı ve bileğimi tuttu.

Bende o refleksle Arzu'nun boynuna yapıştım. Ve işte o an hiç olmaması gereken bişey oldu ve lavaboya müdür girdi. Dıştan bakıldığı zaman kavga ediyormuşuz gibi gözüküyordu. Hemen elimi Arzu'nun boynundan çektim ve müdüre döndüm. Kadın bize çok kötü bakıyordu. O anda Şimal gülerek lavabodan çıktı ve

"Kıız Ada işedin mi?" Diye salakça bir soru sordu. Normalde olsa gülerdim ama şuan durumum müsait değildi. Şimal aynı salaklığıyla suratıma bakarken müdür yalandan öksürdü. Şimal gözlerini kocaman açıp arkasını döndü ve "Pardon hocam." Dedi. Müdür cırtlak sesiyle bağırıp "Odamda bekliyorum siz ikinizi." Deyip baş parmağıyla beni ve Azra'yı gösterdi.

İşte şimdi hapı yutmuştum. Annemlere ne diyecektim? Okulun ikinci gününden kavgalara karışıyorum mu? Sertçe yutkunup müdürü takip ettim.

~

Arzu yapacağını yapıp bütün suçu üstüme atmış ve işin içinden sıyrılmıştı. Ben müdürün odasından çıkmadan önce de ailemi arayıp şikayette bulundu saolsun. Çok 'iyi' bir müdürümüz vardır. Odadan çıktığımda Şimali gördüm. Beni beklemiş derse girmemişti.

Biz sınıfa gidene kadar zaten zil çalmıştı. Moralim çökük nir şekilde sınıfa doğru yola koyuldum. Sınıfa geldiğimizde çantamızı toplayıp dışarıya çıktık. Ben her zamanki taksi beklediğim yere yürümeye başladım.

Ama Şimalin çekiştirmesi üzerine yolumu değiştirip otoparka doğru yola koyuldum. "Bugün benimle geliyosun çirkin ördek yavrusu." Deyince her ne kadar moralim bozuk olsa da sırıttım.

"Hey! Hadi ama neden çirkin ördek yavrusu ki? Prenses de olabilirim. Biliyorsun." Dediğimde bu sefer gülme sırası ondaydı. Ama bir dakika Şimal gülmek yerine çözemediğim birşeyler yapıyordu.

"Hı hı. Ne prenses ama." Deyip tekrar gülmeye başladı. Gözlerimi devirip Şimal'in arabasına bindim. Oda hemen yanımda sürücü koltuğunda yerini alınca kemerimi bağladım ve yola koyulduk. Asıl merak ettiğim eve gidince ailemin vereceği tepkiydi.

♡♡♡♡♡

Ve ve ve veeee. Mükemmel bir bölüm daha çjsjs umarım beğenmişsinizdir. Arkaplan boş kalmasın diye koydum kedicikleri jsjs

KARANLIKTA BULDUM SENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin