Bölüm 11.

259 13 0
                                    

"Ne ben sana kızarım, ne de zatın zahmet edip bana küssün. Artık seninle biz düşman bile değiliz."

Hava kapalıydı. hafiften de yağmur çiseliyordu. Serdar, okuldan cıktı. Gömleği dışarıda, ceketi kolunda ve kıravatı aşağıdaydı. Sallana sallana yürüyordu.

Hem okuldan, hemde kickboks spor kulubünden arkadaşı olan Osmanla karşılaştı.

- Naber Serdar ?

- İyilik, Senden ?

- İyi ne olsun işte. Bu arada hayırlı olsun.

- Ne için ?

- Turnuvaya katılıyormuşsun.

- Hayır. Hoca beni seçmedi.

- Ama bugün Hoca seninde katılacağını söyledi.

- Nasıl yani ?

- Ben bugün okula gelmedim, Salondaydım. Hoca listede değişiklik yapacağını söyledi. Seni de eklemiş.

Serdar, anlam verememişti. Gözü karşı cadde deki arabaya takıldı. İçinde Pusat vardı.

Pusat'a yaklaştı ve cama eğildi.

- Turnuvadaymışım.

- Evet. Hadi atla.

Birlikte eski bir spor salonuna gittiler. Etraf darma dumandı ve toz içindeydi. Yerdeki minderler yırtık pırtıktı. ortada bir kum torbası duruyordu. Pusat, Çürük çarık, tozlu ve yaslanma yeri olmayan bir sandalyeyi kaldırıp oturdu. Serdar'a kum torbasının başına geçmesini söyledi.

"Akıllı ve zeki olmaya çalışırken,
Kalpsiz ve duygusuz kalmak,
İşte bütün hikayemiz bu... Ben sana delirmeyi öğreticem."

Serdar, Pusat'ı dinliyordu ve Pusat, Serdar'a Kum torbasına vurmasını söyledi.

- Daha hızlı vur. Daha hızlı... Daha hızlı.

Serdar her seferinde hızlandı.

- Kız çocukları gibi vuruyorsun. Biraz daha sert.

Serdar daha da hızlandı ve elini incitti ve durdu.

Pusat bir sigara yaktı.

" Neden durdun ? Çünkü elini incittin. Devam et desem, etmeyeceksin. Çünkü elin acıyacak. Peki ya o zaman, neden sevdiğin kızı düşünüyorsun ? Neden hala eski günlere takılıp kalıyorsun ? Canın acımıyor mu, Neden sevmeye devam ediyorsun ? Çünkü kazanmak istiyorsun. Yeniden sevmesini ve yeniden bağlanmasını istiyorsun. Kazanmak istiyorsun çocuk. Şimdi o kum torbasına vurmaya devam etmek için kazanmayı istemelisin, yoksa Antrenörlüğünü yapmam. İstiyor musun, istemiyor musun ? "

- istiyorum.

Serdar, kum torbasına bir kaç kez daha vurdu ve yine bileği acımaya başladı. Suratında acı ifadesi vardı, vurmayı bıraktı.

- Çok acıyor!

Pusat, cebinden bir bez parçası çıkardı ve Serdarın gözlerini bağladı.

- Ben sana vur demeden vurma.

- Tamam.

" Şu kız! Adı neydi, Ayşenaz mı ? Her kimse... O seni sevmiyor. Neden biliyor musun ? Çünkü sen onu sahipleniyorsun. Çünkü kıskanıyorsun, Kısıtlamaya çalışıyorsun, azarlıyorsun, sinirleniyorsun, yapma diyorsun, hatalarını yüzüne vuruyorsun. Oysa o bunlardan nefret ediyor. Çünkü o akıllı bir kız. Sahiplenmene gerek yok, O kendine sahip çıkar. Kıskanmana gerek yok, çünkü o kıskanılmayı gereken bir şey yapmıyor. Hesap soruyorsun. yanlış! Kimse ondan hesap soramaz çünkü o Zaten bilinçli bir kız. Kendinden soğutmuşsun, seni artık sevmiyor. Seni silmiş, istemiyor anlamıyor musun ? "

TEHLİKELİ DANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin