-27.BÖLÜM-

18.5K 859 18
                                    

Selam :)) baya baya beklettik. Neyse iyi okumalar. Sizi seviyoruz.

Multimedya: Ada
Burak'ın Ada'ya söylediği şarkı
Gökhan Türkmen- Sar beni başkasına yasakla.

Fatmanur&İrem

***

Mutfaktan çıktıktan sonra tekrar salona döndüm ve şişe çevirmeye devam etmek için bizi bekleyenlerin yanına oturdum. Arkamdan Alara ve Burak'ta gelip oturduğunda şişeyi tekrar çevirdiler.

Şişe tanımadığım birkaç kişi arasında dönerken etrafıma bakınıyordum. Sıkılmıştım biraz. Benim gibi sıkılan bir kız "son iki tur daha oynayıp bitirelim" dediğinde herkes onu onayladı ve şişe bir kez daha döndü. Bu sefer daha önce okulda gördüğüm ama tanımadığım bir çocuk ile Ozan'ın arasında durdu. Ozan daha çocuk sormadan cesaretlik dedi. Çocuk biraz düşündükten sonra gözleri Selin'le Ozan'ın arasında gidip geldi ve Ozan'a "Selin'i öp" dedi. Selin ne yapacağını bilemez halde yerinde huzursuzca kıpırdandı ama onun da istiyormuş gibi bi hali vardı. Ozan Selin'e yavaşça yaklaşmaya başladığında Selin'in heyecanını görebiliyordum. Sanırım onu iyi tanıdığım için heyecanlandığını tek fark eden kişi bendim. Sonunda dudakları birleştiğinde birkaç saniye sonra ayrıldılar. İkisinin de gözleri parlıyordu.

Şişe son tur dönerken bana gelmemesi için dua ediyordum ama her zaman ki gibi şans benden yana değildi. Şişe bana gelmişti ve soran kişi Alaraydı. Alara "doğruluk mu? Cesaretlik mi?" Dedi. Bana da Ozan'a yaptırdıkları gibi bir şey yaptırmasından korktuğum için "doğruluk" dedim. Ona sorduğum sorunun intikamını almak istermiş gibi bana baktı ve "bakire misin?" diye sorusunu sorduğunda gözlerim irileşti. Herkes bana merakla bakarken ne diyeceğimi bilemedim ve "evet" diye mırıldandım. Herkes bana bu sefer şaşkınlıkla bakıyordu. Bu kadar şaşıracak ne vardı ki? Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Yardım istercesine Selin'e baktığımda hemen anladı ve "son tur da bittiğine göre artık dağılabiliriz" dedi. Herkes kalkmaya başladığında rahat bir şekilde nefesimi dışarı üfledim. Selin'e bir ara teşekkür etmeliydim.

Artık herkes kafayı dağıtmıştı. Çoğu kişi evlerine dağılmaya başlamıştı. Benim de uykum gelmeye başladı. Bir an önce odama çıkıp dinlenmek istiyordum. Tam odaya çıkacağım sırada Burakla çarpıştık. "Pardon." deyip çekilecektim ki kolumdan tutup ona dönmemi sağladı. Sarhoştu. Sarhoş olduğu belli değildi. Ama yanına yaklaşınca bunu anlayabiliyordum. Onu şişe çevirmeceden sonra hep içerken görmüştüm. Neden bu kadar içtiğini merak ediyordum. Kolumdan tutup "benimle gel" deyip beni çekiştirmeye başladı. "Nereye gidiyoruz" diye sorduğumda cevap vermedi. Üst kata çıkıyorduk. Evin en üst katına çıktığımızda daha önce görmediğim bir kapının önünde durduk. Cebinden anahtar çıkarıp kapıyı açtığında bu kapının terasa çıktığını anlamıştım. Çok büyük olan teras yerdeki minderler ve gecenin güzelliğiyle çok büyüleyici gözüküyordu.

Burak minderlere oturmamı söylediğinde oturdum. Köşede duran gitarı alıp o da yanıma oturdu ve gitarı çalmaya ve şarkı söylemeye başladı. Sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Çünkü daha önce onu hiç şarkı söylerken görmemiştim. Ama şimdi bana sürpriz yapmış gözlerimin içini bakarak şarkı söylüyordu. Gözleri kahverenginin en güzel tonuydu. Benim mavi gözlerim bile onun gözlerine göre daha soluk kalıyordu.

Sesim ne kadar kötü olsa da şarkının nakaratında bende ona eşlik etmeye başladım. Uykum gelmişti. Minderlere uzanıp yıldızları izlerken onu dinlemeye devam ettim. Şarkının sonlarına gelirken gözlerim kapanmaya başladı.

Burak'tan

Ada şarkının sonlarına doğru uyumaya başlamıştı. Bende şarkıyı bitirdiğimde kafasını dizlerime yatırıp saçlarını okşadım ve konuşmaya başladım. İçimdekileri o uyurken söylersem belki biraz rahatlardım. "Zamanı gelince bunları uyumadığında mavi gözlerinle gözlerime bakarken söyleyeceğim. Aileni ne kadar özlediğini biliyorum. Onlara kavuşucaksın ama bilmediğin o kadar çok şey var ki öğrendiğinde aileni gördüğüne üzülecek misin sevinecek misin emin değilim. Ailen öldü sandığında yanında olan tek kişinin Selin olduğunu düşündün. Ama ben senin hep yanındaydım. O kaza olmadan önce de yanındaydım. Selin yokken de yanındaydım. Sadece sen beni görmüyordun. Ya da ben kendimi göstermiyordum. Ama ben seni her şeyden herkesten çok sevdim. Güldüğünde gözlerinin parlamasını, sinirlendiğinde ağlamanı, saçlarının kokusunu, heyecanlandığında saçmalamanı, korktuğunda belli etmemeye çalışmanı, nefes bile almadan yemek yemeni, sakarlığını her şeyini çok seviyorum. Gülüşlerinin sebebi olmayı istiyorum. Seni üzdüğümde kendimde nefret ediyorum. Bir gün başkasını benim seni sevdiğim kadar sevmenden korkuyorum. Eğer başkasını seversen üzülürüm ama sen mutlu olursan bende olurum." Ada kıpırdanmaya başlayınca uyanmasından korkup sustum ve onu kucağıma alıp odasına taşıdım. Yatağına yatırıp üstünü örttüm ve alnından öpüp "iyi geceler meleğim"dedim. Odadan çıktıktan sonra içimdekileri söylediğim için rahatladığımı fark ettim. Umarım bunları gözlerinin içine bakarken söyleyebilirdim.

***

Sabah kalktığımda kendimi yatağımda bulunca şaşırmıştım. Gece en son Burak bana şarkı söylüyordu. Sanırım odama da o taşımıştı beni. Başım çok ağrıyordu. Telefonuma baktığımda 57 cevapsız çağrı ve 23 mesaj olduğunu gördüm. Hepsi de Selindendi. Hızla yataktan çıkıp onu tekrar aramaya başladım. Önemli bir şey olmasa bu kadar aramzdı. Telefonu tam kapatmak üzereyken Selin'in hıçkırıklarıyla karışık titrek sesini duyduğumda olduğum yerde kaskatı kesildim. "Ada yardım et nerede olduğumu bilmiyorum. Dün çok içmiştim ve hiçbir şey hatıramıyorum. Daha önce görmediğim bir evdeyim." hıçkırıklarının arasından söyledikleriyle ne yapacağımı bilemez halde onu sakinlaştirmeye çalışıyordum. Ama kendim sakin olamıyordum.

-EVLATLIK- (Raflarda...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin