-30.BÖLÜM-

59.4K 2.4K 419
                                    

Selaam. Beklettiğimiz için üzgünüz. Geçmiş bayramınız kutlu olsun. :Dd Umarım bu bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar.

Multi: Selin.

***

Sabah yine lanet alarmın sesiyle uyandım. Kaç gündür okula gitmiyordum ve bugün gidecektim. Ama yataktan çıkmak bile istemiyordum. Gözlerimi açmak çok zor geliyordu yavaşça yataktan çıktım ve banyoya girdim. Rutin işlerimi halledip banyodan çıktım. Dolabımın karşısına geçtim ve okul kıyafetlerimi aldım. Gömleğimi ve eteğimi giydim. Hava çok sıcak olduğu için çorap giymemiştim. Saçlarımı taradım. Ama kabardığı için düzleştirmeye karar verdim. Düzleştiriciyi fişe takıp ısınmasını bekledim. Saçlarım çok uzun olmadığı için düzleştirmek çok zamanımı almamıştı. Eyeliner ve parlatıcı sürüp çantamı aldım. Aşağıya indiğimde hizmetçiler haricinde kimse yoktu. Elif hanımlar yine iş için erkenden çıkmışlardır. Burak da muhtemelen daha hazırlanıyordur.

Hizmetçilerin yanına gidip onlara yardım etmeye başladım. Ne kadar itiraz etselerde sonunda pes ettiler. Kahvaltıyı hazırladığımızda Burak daha yeni aşağı inmişti. Okul kıyafetleriyle bile etkileyici görünüyordu. Masaya oturup bir şeyler atıştırdıktan sonra kalktık. Şoför izinde olduğu için okula Burak'ın arabasıyla gidecektik.

Burak arabaya binip arabayı çalıştırdı. Bende yanındaki koltuğa oturunca ilerlemeye başladık. Selinlerin evine gelene kadar tek kelime etmemiştik. Arabadaki müzik sesinden başka ses yoktu. Selinlere geldigimizde bizi kapıda bekliyordu. Arka koltuğa binip "selam" dedi. Bende "selam" dedim. Burak yine konuşmamıştı. Sonunda okula geldiğimizde arabadan inip kapıyı kapattım. Birkaç göz yine bize dönmüştü. Artık buna alışmıştım. Burak okulda oldukça populerdi ve bütün kızlar ona hayrandı. Gerçekten etkileyici biriydi. Onunla bu şekilde tanışmasak ondan hoşlanabilirdim. Ama o kızları sadece kullanıyordu. Bir kızla sadece eğlenmek için sevgili oluyordu. Alara da bunun farkındaydı ama onunda amacının farklı olduğunu sanmıyordum. O da Burakla populer olmak için sevgiliydi. Tencere kapak gibilerdi. Etrafta gözlerimi gezdirirken Kerem'i gördüm. Kaç gündür benimle konuşmuyordu. Mesajlarıma cevap vermiyordu. Aradığımda açmıyordu. Bir hata yapmamıştım. Birden benden bu kadar uzaklaşması beni şaşırtmıştı. Yanına hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Selin çoktan Ozan'ın yanına gitmişti. Burak da Alara'nın. Kerem'in yanına geldiğimde bana sorar gözlerle baktı. Eskiden bana bakarken parlayan gözler gitmiş yerine buz gibi bakan gözler gelmişti. Gerçekten anlamıyordum. "Sorun ne?" diye direk söze girdim. Ona gerçekten değer veriyordum. Zor günlerimde yanımda olan kişiydi. "Bir sorun yok" dedi soğuk sesle. "Nasıl sorun yok ya? Kaç gündür beni umursamıyorsun. Birden bire ne oldu da böyle davranıyorsun?" diye sert bir sesle konuştum. "Artık seninle görüşmek istemiyorum Ada. Sıkıldım. Sürekli seninle takılamam sonuçta. Daha farklı kişilerle takılmak istiyorum." dedi. Gözlerim dolmuştu. Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Ben arkadaş olduğumuzu sanıyordum. Ama o beni kullanmıştı resmen. Ağlamamak için çenemi sıktım. Ama gözümden düşen bi damla giz yaşına engel olamamıştım. Bir an bana bakan gözleri yumuşadı ama tekrar soğuk bakışlarını üzerimde gezdirip arkasına bakmadan gitti. Üzülmemem gerekiyordu. Ben kaybetmek için doğmuştum. Annem hep kaybettiğin şeyler karşılığında çok güzel şeyler kazanacaksın derdi. Ama ben hiçbir şey kazanamamıştım. Kazandıklarımı da kaybediyordum zaten. Ama güçlü olmalıydım. Kimse için üzülmemeliydim.

Sınıfa girip sırama çantamı koydum ve tuvalete gittim. Aynadan kızaran gözlerimi silip sınıfa geri döndüm. Zil birazdan çalacaktı ve hoca girecekti. Benden hemen sonra yanıma Selin gelip oturdu. Zil çaldığında edebiyat öğretmeni sınıfa girip ders anlatmaya başladı. Ben de hocayı dinliyordum ama dinlediğimden hiçbir şey anlamıyordum. Tenefüs zili çaldı. Selin "Ozan'ın yanına gidiyorum. Sen de gel" dedi. Onların yanında ne yapacaktım ki sap gibi takılmak yerine sınıfta durmayı tercih ederim. "Sen git ben biraz kitap okucam" dedim ve gülümsedim. "Peki. Sen bilirsin ama sıkılırsan gel tamam mı?" Dedi tek kaşını kaldırıp. Bunu yapamayan tek kişi ben miydim? Kafamı sallayıp "tamam" dedim. Selin sınıftan çıkarken bende çantamdan kitabımı çıkarıyordum. Uzun süredir kitap okumuyordum. Bu benim için normal değildi. Ben kitaplara aşık biriydim. Gerçek hayatta bulamadığımı kitaplarda bulurdum. Her şey o kadar üst üstte gelmişti ki kitap okumaya vakit bulamamıştım. Kitabı okurken bu duyguyu ne kadar çok özlediğimi farkettim. Kitaba dalmış okurken karnımın guruldamasıyla kitabı bırakıp kantine doğru yürümeye başladım. Merdivenlerden inerken telefonuma bakıyordum. Birine çarptığımda kim olduğunu girmek için kafamı kaldırdığımda bu kişinin Burak olduğunu farkettim. "Özür dilerim" deyip sağ taraftan geçmek için yöneldiğimde o da o tarafa yönelip önümü kesti. Sol taraftan geçmeye çalıştığımda yine aynısını yaptı. "N'apıyosun?" diye çıkıştım. "Sabah Kerem'le ne konuştun?" diye sordu. "Seni ilgilendirmez" deyip tekrar geçmeye çalıştığımda yine önümü kesti. Cidden sinirlerimi bozuyordu. Ona hesap vermek zorunda değildim. "Ada sana bir soru sordum." dedi her kelimeye vurgu yaparak. "Bende seni ilgilendirmediğini söyledim."
"Cevap ver" diye bağırdı. Bu da neyin nesiydi. Etraftaki gözler bize dönerken bütün sinirlerim tepeme çıkmıştı. "Sen kimsin ki sana hesap veriyim? Üvey abi olman bana hesap sorma hakkını sana vermez. Bunu aklına sok. Sen benim hiçbir şeyim değilsin." dedim sinirle. Sertçe yutkundu ve donuk bakışlarla bakmaya başladı. Belki ağır konuşmuştum ama çok üstüme gelmişti. Yanında hızlı adımlarla geçtim ve kantinde sıraya girdim. Arkama baktığımda hala orada dikiliyordu.

Normalde umursamaz olan çocuk benim sözlerimle neden bu kadar etkilenmişti ki?

***

Bize ulaşabileceğiniz kişisel hesaplarımız var eğer sorularınız olursa oradan da sorabilirsiniz.

Irem-uehara

fatmanurozcann_

-EVLATLIK- (Raflarda...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin