Kendimi o kadar üzgün,bitkin,hayattan bıkmış hissediyordum ki.Ne kimseyle konuşmak ne de dışarı çıkmak istiyordum.Sadece odama kapanıp,ağlamak istiyordum.Babaannemin senelerdir annemle görüşüyor olması beni tamamen dağıttı.Hayattaki en hassas noktamın annem olması beni derinden etkiliyordu.Bende her genç kız gibi annemle dertleşip,alışveriş yapmayı,yemek yemeği,gülmeyi,ağlamayı o kadar çok özenirdim ki.İnsanın kendi kendini geliştirmesi çok zor.Tek başına ayakta durması çok zor.
Ağlayarak evden çıktım,arkamdan babaannem ''Beren dur.'' Diye bağırıyordu.Kendimi kapının önündeki kaldırıma atıp ağlamaya başladım.Kendimi çok kötü hissediyordum.Fazlasıyla saftım,bunca senedir ben bunu nasıl anlayamamıştım.Artık ne o eve gitmek,ne de babaannemin yüzünü görmek istemiyordum.Yalnız kalmak,kendimle baş başa kalmak istiyordum.Kimseye güvenmemem gerektiğini anlamıştım.Omzumda birinin elini hissedip arkamı döndüğümde karşımda duranın Alperen olduğunu gördüm.Bu saatte evimin önünde ne işi vardı?
''Sana ne oldu böyle,kim üzdü seni?' 'Üzüldüğü gözlerinden belliydi Alperen'in burada olması mucize gibi bir şeydi.Hiç bir şey deme gereksinimi duymadan sadece sarılıp,ağlamaya başladım.Konuşacak halde değildim.Bunca zamandır kandırılmıştım.Onun kollarında kendimi güvende hissediyordum.Yeni tanışmış değilde,sanki senelerdir Alperen'i tanıyormuşum gibi hissediyordum.
Ne zamandan beri Alperen'e sarılıp ağladığımı hatırlamıyordum.Alperen de bana sımsıkı sarılıp,başını başımın üstüne koyup hiç bir şey demeden ağlamamın bitmesini bekliyordu.Nihayet kendime gelebilmiştim.Bir adım geriye giderek,kaldırım taşının üstüne oturmuştum.Alperen'de hiç bir şey konuşmadan yanıma oturmuştu.
''Ben... Çok üzgünüm.'' Sadece bunları diyebilmiştim.
''Her zaman yanındayım ben senin,iyi günde de kötü günde de.''
Söylediği her kelime yüreğime dokunuyordu.Yüzümde küçük gülümseme oluştu.
''Sen nereden biliyorsun benim burada oturduğumu?''
''Ben zaten burada oturuyorum,yürüyüşe çıkmıştım geçerken de senin sesini duyup yanına geldim.Ve iyi ki de gelmişim.''
Bunlar tesadüf müydü?Burada oturup birbirimizden haberimizin olmaması,aynı okula gitmemiz?En başından beri burada oturuyorsa biz neden daha önce hiç karşılaşmamıştık peki?İçimde üzüntü daha ağır bastığı için bu soruların cevabını düşünemiyordum bile.
''Ne olduğunu sormayacak mısın?''
''Sen zaten istersen bana anlatırsın.Seni şimdi bu konularda sıkmak istemedim sadece.''
Güzel yürekli adam.Ne kadar da düşünüyor beni.Belki de herkese karşı böyleydi.
''Babaannem...''
Derin bir nefes alıp olanları anlatmaya başladım.Alperen de beni dikkatle dinliyordu.Onu da kendi dertlerimle üzmek istemiyordum.
''Bu yaşadıkların gerçekten kolay değil.Sana şimdi ben boş ver takma,buluruz anneni,belki babaannen haklıdır deyip moral vermeye çalışmayacağım,çünkü bunların hiç bir şeye yaramadığını bizzat kendim biliyorum.Sana sadece şunu diyorum,zamana bırak kendini üzme ve ne zaman üzgün olursan ol bu omuza başını koyacağını her zaman bilmeni istiyorum.''
Haklıydı.Bana moral vermesi hiç bir şeye yaramayacaktı.Bana söylediği sözler daha iyi gelmişti.
''Hadi çok geç oldu.Artık evine gitsen çok iyi olur.''
![](https://img.wattpad.com/cover/48111529-288-k372133.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırların Peşinde
Подростковая литератураHayat bu,bazen sevindirir,bazen üzer.Beklemediğin kişiler arkandan iş çevirip seni darmadağın ederler işte tam o sırada hiç beklemediğin biri elini uzatıp seni karanlıktan çıkarır.17 senedir bir yalanın içinde olan Beren,gerçekleri nasıl öğrenecek? ...