Bölüm 2

183 26 12
                                    

Hayat bu,bazen sevindirir,bazen üzer bizi.Beklemediğin kişiler arkandan iş çevirip seni darmadağın ederler işte tam o sırada hiç beklemediğin biri elini uzatıp seni karanlıktan çıkarır.Hayatın sadece bir günde bile değişebilir hiç ummadığın anda,ummadığın kişiler tarafından...İçim de öyle karanlık bölüm var ki ışığı göremiyorum.

Bugün haftanın son günü olması mutluluğuyla alarmım çalar çalmaz yatağımdan kalkıp hazırlanmaya başladım.Anneannemle beraber kahvaltı yaptıktan sonra Kemal abi beni okula bıraktı.Okula erken geldiğim için ve bizim kızlardan daha gelen olmadığı için ilerde gördüğüm banka oturdum.Sabahki bu sessizliği seviyordum.İçim huzurla doluyordu.Gözlerimi kapatmış sessizliği dinlerken birinin başımda durmasını hissettiğim sırada gözlerimi açtığımda karşımdakini görünce içimdeki huzur birden kaybolmuştu.

Karşımda durmuş kahverengi gözleriyle yine beni inceliyordu.Tek kelime bile etmeden yanıma oturmuştu üstelik elinde iki tane kahve vardı.Geçen gün beni yaktığını beni orada öylece bırakıp gittiğini unutmuştu sanırım.Aklıma geldikçe yaptıkları beni sinirlendiriyordu.Ben tam konuşacağım sırada ilk o sessizliği bozup konuşmaya başladı.Yüzünde hafif pişmanlık var gibiydi.

''Biliyorum,bizim tanışmamız biraz kötü oldu hatta şuan benden nefret ediyor olabilirsin.Burada senin yanında oturmamdan da rahatsız olabilirsin fakat ben bunu düzeltmek istiyorum ve senden özür diliyorum kabul edersen bu kahveyi sana aldım beraber kahve içip yeni bir başlangıç yapmaya ne dersin?''

Gözleriyle beni resmen büyülüyordu,ben ilk defa kendimi böyle hissediyordum.Her zaman ilk görüşte aşka inanmamıştım hatta dalga geçtiğim bile olmuştu ama şimdi bana ne oluyordu?O kadar güzel konuşup kendini ifade etmişti ki ne diyeceğimi şaşırıyordum.Cevabını bekliyorum diyen gözlerinden sonra bende konuşmaya başladım.

''Senden tabii ki de nefret ediyorum.Pazartesi günü beni yaktığının farkında değilsin herhalde tamam yanlışlıkla olmuş olabilir ama sen sadece pardon deyip gittin.Beni orada öylece bırakıp gittin.Kendini beğenmiş tavırların var.Senle aynı ortamda bile olmak istemiyorum.'' 

Kabul ediyorum biraz sert şekilde cevap vermiştim.Ama bunu hak etti.Aklı başına daha yeni gelmiş gibi gözüküyor.Söylediklerimin arkasındaydım onu hiçbir şekilde etrafımda olmasını istemiyordum.Hayatıma yeni girmiş olmasına rağmen aklımdan bir an olsun çıkmıyordu bu durumun hoşuma gittiği söylenemezdi.

''Lütfen.Benim adım Alperen.Peki senin adın ne?''

 Uzatmış elini yüzüme bakıyordu.Bende elimi uzatıp el sıkıştık ''Benim adım Beren.''

''Güzel ismin varmış,memnun oldum.Ama benle kahve içsen daha mutlu olurum.''

Fazla inatçı olduğu belliydi.Daha fazla inatlaşmak işime gelmediği için uzatmadan teklifini kabul ettim.Birden yüzüne gülümseme yayıldı.O kadar güzel gülüyordu ki bembeyaz inci gibi dişleri vardı.Onda bir şey vardı değişik bir şey kendini bana bağlayan bir şey.Bu durum beni fazlasıyla korkutuyordu.Belkide çok sevmekten ve bağlanmaktan korkuyordum.Bilmiyorum.Beni kolumdan tuttuğu gibi okulun en güzel yerine götürdü.Taşın üstüne oturup ayaklarımızı sallandırdık önümüzde İstanbul manzarasında Alperen ve ben bide kahvelerimiz vardı.

''Pazartesi günü için gerçekten çok özür dilerim.Benim gerçekten çok acelem vardı.Sana çarpıp seni o halde bırakmak istemezdim.Babam,kalp krizi geçirmişti benimde acilen hastaneye gitmem lazımdı çok korkmuştum.''

Duyduklarımdan sonra içimde birden suçluluk duygusu oluşmaya başlamıştı.Bana bunları söylerken uzaklarında dalıp gitmişti.Gözlerinde güçlü olmaya çalışan fakat içinde yangınlar kopan bir adam görüyordum.

Sırların PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin