Kara büyücülerin hakim olduğu, mavi büyücülerin ve beyaz cadıların tekrar köleleştirildiği, şehrin kötülüğünün gökyüzüne yansıdığı karanlık bir dünya. Ruhları siyahın en koyu tonuna bulanmış, gözlerinden kin ve nefret fışkıran kara büyücülerin şafağına tanık oluyordu çaresiz insanlar. İlk olarak sıradan insanların yaşadığı, daha sonra cadıların ve büyücülerin yaşadığı kasabalar teker teker ele geçiriliyordu. "Ele geçirmek" biraz hafif kalırdı, harita üzerinden siliniyordu adeta. Kara büyücülerin "Lacivert Kadın" diye adlandırdıkları kemik büyücüsü Luciana Kara Kale'de, özel demir ve taşlardan yaptırdığı korkunç tahtında otururken aynı zamanda diğerlerine emirler yağdırıyor ve gücün o kendine has çekici havasına kapılmaktan alıkoyamıyordu kendini. Ne de olsa güç, nankörlük konusunda rakip tanımıyordu kendine. Platin sarısı saçları, çivit mavisini andıran gözleri vardı. Burnu sanki çizilmiş gibi düz ve kusursuz duruyordu, ne ince ne de kalın denebilecek dudaklara sahipti. Çoğu insanı kıskandırabilecek bir dış güzelliği vardı Luciana'nın fakat içerisi için... Aynı şeyi söylemek asla mümkün değildi.
İlk olarak cadıların yaşadıkları toprakları yok etmekle başladılar. Cadılar bunu tek başlarına durduramayacaklarının farkına vardıklarında, aptalca bir şey yapmadan önce asla yıldızlarının barışamadığı mavi büyücülerden yardım istemeye karar verdiler. Masum insanların ölmesine göz yummak istemeyen mavi büyücüler, beyaz cadılarla tek bir amaç uğruna birleşmeyi kabul ettiler.
Kötünün önüne geçmek için.
GALLEY KASABASI
Galley Kasabası sıradan insanların, beyaz cadıların ve mavi büyücülerin birlik içerisinde yaşamını sürdürdüğü, etrafındaki kalelerden ve gözcü kulelerinden uzak, sessiz sakin bir kasaba idi. Kendilerine ait bahçeleri, evleri ve yolları vardı. Evler düzenli bir sırayla dizilmiş ve hepsi birbirinin aynıydı. Kapının önüne uzanan metal merdivenler, çerçeveleri ahşaptan yapılmış pencereler ve pencerelerin önünde çeşitli çiçekler bütün göz alıcılığıyla duruyordu. Yollar çakıl taşları ile şekil verilerek yapılmış ve zamanla yerine sabitlenmişti. Kasabanın kuzeyinde insanların ihtiyaçlarını gidermeleri için sebzeciler, meyveciler bahçelerinden elde ettiği hasılatlarını satardı. Kışın çok sert geçmediği, yazın ise oldukça sıcak olduğu bir kasaba idi Galley Kasabası. Eleissa, Frosa'nın ablası, bu kasabaya kısa süre önce taşınmış iki kardeştiler. Anne ve babaları uzun yıllar önce Bamir Kasabası'nda kara büyücülerin saldırısı altındayken hayatlarını acı bir şekilde kaybetmişti. Bamir Kasabası'nın liderliğini üstlenen babaları Tyro ve anneleri Marianna ölünce, kasabayı terk etmek zorunda kaldılar ve kendilerini bir akrabalarının yardımıyla Galley kasabasında buldular. Daha önce alıştıkları lüks hayatı sürdüremeselerde yavaş yavaş burada yaşayan halka ayak uydurmayı başarmıştılar. Eleissa genelde duygularını ön planda tutsada kardeşi Frosa onun tam tersi bir kişiliğe sahipti. Her zaman diğer hemcinslerine göre daha cesur ve macera meraklısı olmuştu. Küçükken, arkadaşları birbirleriyle evcilik oynarken Frosa, kendine ağaç dallarını kullanarak yaptığı kılıçlarıyla zaman geçirmeyi yeğlerdi. Koyu renk saçlarını her zaman sıkı bir şekilde toplar, at kuyruğu yapardı.
Eleissa geçen yaz belkide hayatı boyunca unutamayacağı bir aşkın pençesine düşmüş ve ilk zamanlarında karnının içerisinden söküp çıkarmak istediği bebeğini şimdi doğurmak için can atıyordu. Ona lütfedilen bir armağan olarak görüyordu karnındaki bebeğini. Ruhuna atılan karanlık çizgilerin teker teker silinmesine olanak sağlıyordu.
OLAYLARIN BAŞLANGICI
Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Kara büyücülerin yok edecekleri yerler listesinde sıradaki bahtsız kasaba Galley Kasabası idi. Herkes çoktan yerini almış ve çirkin misyonlarını gerçekleştirmeye başlamıştılar bile. Katletmeye. Gittikleri her yere ölüm ve korku salmayı başarabilmiş kara büyücüler, hünerlerini bu seferde göstermekten çekinmiyordu. Parmak uçlarından çıkardıkları korkunç büyüler insanların ruhlarına basa basa canlarını alıyordu. Kara büyücülerin acımasız saldırılarına karşı koymaya çalışan mavi büyücüler, beyaz cadılar kasabaları ve özgürlükleri için ellerinden geleni yapıyorlardı fakat yeterince güçlü değillerdi. Çiçeklerin erken büyümesini sağlamak için büyüler türeten bir topluluk ne derece savaşa hazır olabilirdi ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVALÜE: BELİRSİZ
FantasyKara büyücüler, mavi büyücüler ve beyaz cadılar arasında olan Dokunulmazlık Antlaşması; kara büyücülerin, mavi büyücüleri ve beyaz cadıları kendi amaçları uğruna köleleştirmesiyle tekrar alev almıştı. Kara büyücüler, gittikleri her yere ölüm ve kork...